23-Bir Çift Yeşil Göz

3.1K 285 248
                                    

Kapıda gördüğü Resul'le neye uğradığını şaşıran Çağrı'nın bakışları, Resul ve Reha arasında gidip geliyordu. Ona kalsa eve davet ederdi fakat bu geceki halini gördüğü Reha'nın, rahatsız olacağını tahmin etmesi de çok zor değildi. Koridorun sonunda dikilip duran ve hiçbir tepki vermeyen arkadaşına bakan Resul'e döndürdü bakışlarını Çağrı. "Hoşgeldin...Hayırdır gece gece, rüyanda mı gördün? " Çağrı'nın imâsını anlamayan Resul'ün gözleri kilitlenmiş sâdece Reha'ya bakıyordu. Gözlerini kıvırcıktan bir saniye dahi olsa çekmeden , "Reha, az aşağıya gelsene. " dedi tereddütlü çıkan sesiyle. Resul'ün gece gece kapısının önünde ne aradığını hala anlamayan Reha ise boş boş bakıyordu karışısında kıvranan çocuğa.
Girdiği şoktan yavaş yavaş çıkan kıvırcık çocuk, her zaman ki gardını kuşanıp adımladı kapıya doğru." Resul defol git, kapımdan! Bi'bu kalmıştı anasını satayım. İstersen gel evimi de bas, rahat edersin. "

İçindeki amansız savaşa, çelişkilerine rağmen kalbindeki korkuya yenilip gelmişti yine bu sokağa. Hatta daha ileri gidip asla kendini hayal etmediği ,yarın uyandığında pişman olacağını bile yine burdaydı işte.
Kıvırcık belanın an be an kararan gözlerini izleyen Resul, karşılaşacağı tepkiyi az çok bilerek gelmişti buraya kadar.
Ama bu kadar öfkeli, sinirden elleri titreyen bir Reha da asla görmeyi beklemediği bir manzaraydı. En son binadan çıkarken ki halini düşündü ve ordan ayrıldıktan sonra ne olmuş olabileceğine dair aklına hiçbir şey gelmedi Resul'ün. "Reha bak ,doğru konuş benimle!Sürekli seninle karşılaşmak bayıldığım bir şey değil benim de merak etme. Telefonlara bakmayınca bir şey oldu sandım. Ne diye ters yapıyorsun? "

Reha, Resul'ün yeşil gözlerine bir şeyler bulma umuduyla baktı uzunca.Ne arıyordu sahi bu kapıda Resul?Samimi miydi? Numara mı yapıyordu? Yine ne planlanıyor ne düşünüyordu? Siyahları yeşillerden çekmedi aradığını bulmadan. Bir mana aradı onlarda. Yanılmak, Resul'ün belki de en başından beri bir milim dahi olsa yol kat ettiğini görmek istedi. Bunca şeyden sonra en azından bir ders çıkarmasını umut etti. Uzun süren bakışmayı Çağrı bozdu boğazında sanki bir şey varmış gibi öksürerek. " Bölmek istemezdim ama dondum ya. Ya gir ya çık Reha, kalakaldık böyle koridorda! "
Resul hala sorduğu soruya cevap bekler gibi bakarken, Reha tuttuğu kapı kulbunu sıkarak, " Evet donduk, arkadaş da gidiyordu zaten. "dedi dişlerinin arasından. Kapanmak üzere olan kapıyı ayağıyla engelleyen Resul , sinirli bakışlarını çekmedi kıvırcığın üzerinden. "Sorunun ne lan senin? Hayırdır? İnsan gibi anlatıyoruz derdimizi işte! Haa sen insanlıktan anlamıyorum diyorsan o başka! "

"Asıl senin derdin lan! Ne? Ne istiyorsun? Amacın ne senin Resul? "
Apartmanın içinde son ses bağıran iki inatçı keçiye bakıp göz deviren Çağrı,portmantodan aldığı montu Reha'nın üzerine atıp, "Çıkın be, aaa çıkın dışarda ne konuşuyorsanız konuşun. Komşular toplanacak başımıza gece gece ne oluyor diye. Çık Reha hadi! " diyerek sırtından ittirdiği arkadaşının üstüne kapıyı kapattı sırıtarak.Kendini birden kapı dışında bulan kıvırcığa bakan Resul, bakışlarını ayaklarına indirerek,gülmemek için dudaklarını ısırıyordu. Resul'ün bu haline iyice sinirlenen Reha, zaten saatlerdir atamadığı öfkesini çıkarır gibi kolundan tuttuğu Resul'ü ittirerek merdivenlerden indirip bahçeye çıkardı. Ateş saçan zeytin gözleri direkt yeşilleri bulurken açtı ağzını yumdu gözünü. "Anlat! Dinliyorum lan! İnsan gibi soruyorum. Benimle ne derdin var senin? "

Neyden bahsettiğini anlamayan Resul boş gözlerle bakıyordu karşısındaki kıvırcığa. Samet yüzünden burda olduğunu anlamış olması gerekiyordu. "Ne diyorsun sen ya? Ne derdim olacak benim seninle. Kafama tüküreyim merak ettim ya! Mesajlara, aramalara dönmeyince merak ettim. Oldu mu? Rahatladın mı? "

Reha sinirleri bir gram bile eksilmeden, aldığı cevapla tatmin olmamış gözlerini çekmeden devam etti öfkesini kusmaya. "Yok ondan değil, asıl derdin ne sen ondan bahset. Ben anlıyorum yapmaya çalıştığın şeyi de! Senin deyiminle erkek kaşarıyım ya ben. İki güzel söz diyen, yardım edene veriyorum değil mi? Öyle sanıyorsun! Öyle sanmasan bu oyunlara girmezsin! " Öfkeden o kadar gözü dönmüştü ki Reha'nın ağzından çıkan sözleri değil bir elekten geçirmek, bir saniye bile düşünmeden konuşuyordu.
Resul'ün duyduğu sözlerle nevri dönmüştü adeta. Bu çocuk ne sanıyordu yani? Resul'ün davranışlarından ,gizleyemediği bakışlarından bir mana çıkarmış ve böyle mi anlamıştı? Hiç aklının ucundan bile geçmeyen ahlaksız bir plana mı yormuştu yani. Bakışlarını yakalamış olmasına mı yoksa bu bakışları çok başka ,asla aklının ucundan geçmeyen bir oyuna yormasına mı? Hangisine takılacağını bilemedi Resul. Her iki türlü de mani olmadığı sinirine yenilerek öfkeli gözlerle süzdü karşısındaki çocuğu."Laan sen ne diyorsun? Neyi imâ ediyorsun? Kafayı mı yedin sen? Oğlum siktir git, elimden bir kaza çıkacak! "

İki Dünya Arasında(BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin