53-Pişmanlık Ve Korku

1.7K 189 207
                                    

Oy hatırlatması yapmayı inanın hiç sevmiyorum. Ama yine de yapayım:))) Bence okuduysanız oy verebilirsiniz. Sevmediyseniz vermeyin diyeceğim ama 53.Bölüme gelmişiz hala okuyorsanız bence sevdiniz kitabı. O zaman pamuk eller oylara lütfen:)))


"Yorumları okuma Reha! Bırak artık şu telefonu güzelim!"

"Nasıl olur aklım almıyor bunu! Kim yaptı, niye yaptı? Delireceğim. Herkes sana çok kötü şeyler yazmış Resul. Daha ilk yarım saatte videonun altına binlerce yorum ve tehdit yağmış . "

Resul başını ellerinin arasına almış, dakikalardır ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Reha'nın bembeyaz olmuş yüzü, titreyen ellerini gördükçe içi gidiyor ama beyni durmuş hiçbir şey düşünemiyordu. Beklemediği yerden gelmişti darbe ve nereye kızıp nereye koşması gerektiğini bilemez haldeydi. Telefonlar sürekli çalıyor, bildirimler arka arkaya gelip duruyordu. Ama birine bile bakacak ne gücü ne de sabrı vardı.

"Başımıza ne geldiyse bu aptal plandan geldi. Çağrı'nın başına gelenler, şimdi bu! Ben nasıl böyle bir hata yaptım ya nasıl! Herşeyi mahvettim.Yok olmak istiyorum şuan! " Reha saçlarını çekiştirip , oturduğu yerden kalktı bir hışımla. Hiçbir yere sığamıyordu. Çocukça bir plan yüzünden insanların önüne bir yem gibi düşmüşlerdi.Hayatı boyunca doğru bildiği yoldan, düşüncelerinden şaşmamaya çalışırken yaptığı bu hata sevdiği insanları uçurumun kenarına sürüklemişti. Gözlerinden düşen yaşların ne anlamı vardı? Aptal gibi dövünüp ağlıyordu sadece! Pişmanlık, vicdan azabı tüm ruhunu sarmış bir kafesin içinde sıktıkça sıkıyordu. Nefes alamıyor gibi hissediyordu.

Resul yerinden kalkarak Reha'nın elleriyle acımadan çekiştirdiği kıvırcık tutamlarını öptü, sevdi... "Bırak saçlarını, ne olur? Senin hiçbir suçun yok! Eninde sonunda zaten olacak olan bu değil miydi? Bunları yaşayacaktık zaten! Yapma güzelim ne olur? " Omuzlarından tutup sıkıca sarıldı kıvırcığına. Yanaklarından ard arda süzülen yaşları sildi okşayarak. Dudaklarını nefesini içine çeke çeke öptü. "Ne olur böyle şeyler söyleme kendine. Sen kendine eziyet etmiyorsun bana ediyorsun. Yemin ederim, senin şu halin beni daha çok mahvediyor. "

"Resul, deden bunları görmüştür, sana edeceği eziyetleri hayal bile edemiyorum. Ailen, çevren?" Gözlerinden akan yaşları durdurabilmesinin imkanı yoktu. Her göz yaşı bin pişmanlık, bin öfke ile geliyordu. Herkesten çok kendine... "Böyle olmayacaktı ki! Dedene darbeyi vuracaktık,elindeki gücünü alacaktık. Sen özgür olunca yapacaktık her şeyi. Bunca zaman neden bekledik o zaman?!" Kafasını Resul'ün göğsüne koymuş,boğuk çıkan sesiyle devam etti. "Şimdi elin kolun yine bağlanacak! Zamanı vardı, daha sen bile hazır değildin ki Resul! Üstelik tüm ülkeye ilan mı edecektik böyle?Plan da mahvoldu. Her şey bir anda bitti!" Kollarından kurtulup salonda baştan sona durmadan volta atıyordu. Kendine olan öfkesi geçecek gibi değildi.

"Gel, buraya! Ayrılma yanımdan. Ağlayacaksan da kızacaksan da yanımda Reha! " Koltuğa oturup eliyle yanına işaret etti gel der gibi. Kıvırcığın hali korkutuyordu Resul'ü . Her şeyin suçlusu kendisi gibi görmesi onu kahrediyordu. Halbuki en başında Reha'yı o depoya götürüp elini ayağını bağlayan kendisiydi.Eğer bir suçlu varsa o kesinlikle Resul'dü. Ne plan ne dedesi ne de hiçbir zaman ona sahip çıkmayan ailesi umrundaydı. Reha olsun başka bir şey de gözü yoktu. Yanına oturan kıvırcığı göğsüne usulca çekti. Çenesinden tutup yüzünü kendine çevirdi. Kusursuz güzelliğini izledi bir süre hiç konuşmadan. Uzanıp paş parmağıyla dudaklarını, yanaklarını, gözlerini sevdi. "Ben sana ölürüm oğlum. Ağlama artık. Bulacağız bir çözüm. İnsanlar konuşur konuşur susar. Biz yeterki sağlam duralım. Elimi bırakma yeter. Gerisini halledeceğim ben. "

Kan çanağına dönmüş gözler bir an da öfkeyle parladı. Vücudunu tamamen yanındaki çocuğa çevirdi. "Resul sen hiçbir şeyi kendi başına halletmeyeceksin. Yeter artık! Bu işin sorumlusu benim anladın mı? İkimiz yaşıyoruz bu ilişkiyi. Tek başına her şeyi sırtlamana izin vermem anlıyor musun beni? " Hem sinirden hem üzüntüden tir titriyordu Reha. O kadar ki çenesi kasılmış, dümdüz bir ifadeyle bakıyordu orman yeşillerine. Her seferinde yükü tek başına omuzlamaktan bahsetmesi hem kızdırıyor hem yaralıyordu Reha'yı.

İki Dünya Arasında(BxB) Where stories live. Discover now