Suç Çetesi - 52. Bölüm / "Taburcu"

28.8K 1.5K 232
                                    

Birileri boynumu okşuyordu ve ben de bundan son derece tahrik oluyordum. Ama birilerinin boynumu okşamadığının farkındaydım çünkü sabaha karşı hastaneye gelip Koray'ın yanındaki refakatçi koltuğuna yatmıştım. Şuanda bir rüya görüyor olmalıydım.

Rüyalarımda bile tahrik olmaktan nefret ediyorum amına koyayım.

Ah. Ama çok güzel ya.

"Sen biriyle mi yiyiştin?"

Bu ses rüyamdan geliyor olamazdı değil mi? Ay yok artık bu resmen... Bu ses resmen...

Gözlerimi araladığımda karşımda dikilmiş Koray'ı görünce çığlık attım ve o da ellerini dudaklarıma bastırdı. O kadar şaşırdım ki gözlerim dolmuştu. Rüya da mıyım yoksa Koray gerçekten karşımda dikiliyor mu? Aldığım nefesler göğüs kafesime sığamaz oldu, üstelik o ağzımı kapatırken rahatça nefes veremiyordum bile.

"Sakın bağırma, tamam mı?"

Çıldıracağım!

Başımı salladım. Ve yavaşça ellerini dudaklarımdan çekti. Önce içime biriken nefesleri dışarı yolladım ve daha sonra, kekeleyerek de olsa "Bu ne?" diye fısıldayabildim. "Bu ne biçim felç?" felçli diye neredeyse bir aydır yatakta yatan herif şuan karşıma dikilmiş bana hesap soruyordu.

"Beni siktir et. Dün gece ne yaptın?"

"Birilerini öldürmek dışında mı?" diye sordum hafifçe gülümseyerek. Yaptığım işler bana komik geliyordu.

Ona komik gelmediği için yüzünü buruşturdu. "Evet."

Dün gece neler yaptığımı hatırlamak için gözlerimi şöyle bir ondan aldığımda acaba Koray'ı düşünmeye devam mı etsem yoksa dün gecenin ayrıntılarını anımsamaya başlasam mı diye düşündüm önce.

Koray sapasağlam ayaktaydı ve daha fazla deşmek istemiyordum. Doktor zaten en başında geçici olabilir gibisinden bir şey demişti. 24 saat içinde geçerse inme, daha fazla sürerse nörolojik bir rahatsızlık olarak anılacak ve eğer bir aydan bile fazla sürerse tamamen felç sayılacaktı ve o zaman da bizi buradan taburcu edip daha büyük yerlere göndereceklerdi.

Ve ben her gece felçli olmaması için dua etmiştim.

Ve değildi işte!

Mutluyum. Ağlayacağım neredeyse. O ise hiçbir şey olmamış gibi boynumdaki morlukların sebebini merak ediyordu.

"Biriyle yattım." Dedim durumu daha da normalleştirmek için omuz silkerek. "Bir barda kavga çıkardım ve beni evime bırakmak isteyen barmenle yattım."

Koray bir ayda zayıflamış ve çökmüştü. Bunu söyleyince daha da çöktü sanki.

"Ben parmağımı bile hareket ettiremezken neden başkasıyla yattın, diye hesap sormayacağım." Dedi yine kendi kendine. Öteki tarafa döndü. "Çıkışımızı alıp siktir olalım şu lanet yerden artık. Başka bir şey istemiyorum." Derin bir nefes aldı ve kollarını oynattı.

Üzerinde yeni aldığımız kıyafetlerden vardı. Siyah kotu, deri ceketi, kaza günü giydiği kanlı ayakkabıları ve yine siyah renkte bir kazak. Ona biraz bol geliyordu artık, bir an önce eski sağlığına kavuşması için duacıydım sadece.

Dolaba yerleştirdiğim eşyalarımızı topladım, onu tanıyan doktor ve hemşireler çok seviniyordu. Hatta bir kadın hemşire ona sarılınca delirdim. Ne bu samimiyet lan yelloz?

Koridorda yürürken ona "Daha fazla İstanbul'da kalacak mıyız?" diye sordum. "Belki bir süre daha." Dedi. Buradayken de güzel bilgiler edinmiştik. Ayhan'ın telefonundaki Adnan resmi... Tanrım, buradan efsane bir sonuç elde etmemiz gerektiğine inanıyordum ve Koray'da canlandığına göre artık her şey iyileşmeye başlasa iyi olurdu.

Suç ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin