Suç Çetesi - 66. Bölüm / "İtiraflar"

47.5K 1.5K 1.3K
                                    

Bölüm şarkısının adı; OF VERONA - dark in my imagination

Dün gece Koray'ın evdeki odasında yatmıştım, ilk kez görüyordum. Çift kişilik bir yatağı ve çalışma masası vardı sadece. Penceresi bile yoktu, sadece her odada olduğu gibi bir havalandırma sadece. Bulunma ihtimaline karşı salon dışında hiçbir yere pencere koymamışlardı. Bu evde daha neler vardı merak ediyordum.

Bu evde ne yaşanırsa yaşansın, odası gerçekten çok şirindi. Kıyamam ya maviye falan boyamış denizcilikle ilgili birkaç figür ve Bob Marley posteri var. Çalışma masasında küçük kızının bir resmi, boş bir kupa ve oyuncak araba vardı. Acaba bu bilgisayarda hiç porno izlemiş miydi? Sanmıyorum. Büyük ihtimalle salondaki büyük televizyonda izliyorlardı. Neden bunu düşündüğümü de bilmiyorum. Koray denilince aklımda şiddet silah ve seks geliyor ilk başta.

O kadar güzel sarılarak uyumuştuk ki sabah uyandığım için lanet ettim. Bana arkadan sarılmıştı ve nefesini duymak ninni dinlemek gibiydi, hatta daha da iyisi. Bu kadar huzur bana sonunda kötü şeyler olacağını hatırlatsa bile, hayatımda kötü şeyler bitmiyordu zaten.

Ah benim koca bebeğim. Bana böyle sarılıp uyurken o kadar masum ve güzelsin ki... Dönüp yüzüne bakmak istiyorum ama seni uyandırmaya kıyamıyorum, şu ana zarar veremiyorum. Sen yaptığın onca şeye rağmen aslında o kadar temiz bir adamsın ki bu benim gözlerimi dolduruyor. Nasıl bu hale geldiğimizi bilmiyordum. Seni kazığa oturtup öldürmek isterken birden bağlanıverdim. Çünkü kan çekiyor. Her ne kadar ikimizde inkar etsek de kanlarımız çekiyor birbirini. Biz aynı adamın çocuklarıyız, biz farklı bedenlerin bir DNAsıyız. Aslında sen ve ben aynıyız.

Sen, ben ve babam...

Biz seninle hem kardeş, hem sevgili, hem de suç ortağıyız.

Her ne kadar ikimizde imkansız desek de biz birbirimize binlerce duyguyla bağlıyız. Bizi kimse ayıramaz.

Karnıma düşmüş elini tuttum. Cenneti görmüş gibi huzurluyum. Sonunda doğru kişiyi bulduğumu hissediyorum.

Ben onunla hasretimi giderirken kapı tıklandı ve açıldı. Kafamı hafifçe kaldırdım. Yiğit gelmişti. "Cicişler kalkmıyor musunuz?"

"Kalkmıyoruz lan siktir git. Uyandırma sakın." Dedim kısıkça.

"Cicişler!" diye bağırınca Koray uyandı tabii. Yiğit adice sırıttı. "Senin cicişlerine sokarım sabah sabah." Diye homurdandı. "Sabah mı? Sabah mı! Saat üç lan. Üç!" diye haykırdı tepinerek.

Allah seni kahretsin.

"Cebinde ne var lan? Para mı?" diye sordu Koray. Yiğit ha o mu der gibi cebine bakıp güldü. "Nesquik atmıştım zor zamanlarda yerim diye. Sanırım şuan oldukça zor bir zaman." Bize bakıp cebinden bir avuç nesquik çıkartıp ağzına attı. "Yer misiniz?"

Koray yüzünü ekşitti. "Kahvaltı da ne var?"

"Sadrazamın sol ta..."

Koray bağırınca Yiğit gülerek "Ekmek." Dedi. "Eee? Başka?"

"Lan ben senin karın mıyım? Kalk kızart bir şeyler yap açlıktan tansiyonum düştü zaten."

"Ulan üzerine yemek dökmüşsün amına koyayım ne açlığı?"

Dolaptan Koray'ın bir ceketini alıp üzerime geçirdim. "Ben hazırlarım şimdi bir şeyler. Bırak Koray yatsın yorgun o."

"Hayırdır gece bir şey mi yaptınız da yoruldu dağ gibi adam?"

Suç ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin