Suç Çetesi - 56. Bölüm / "Şantaj"

32.8K 1.5K 162
                                    

Multimediamız gerçekten mükemmel. @WhiteNigga3'e çook teşekkür ederim.

"İşte bak... Orada. Gidiyor." Elimi arabasına binip hızla uzaklaşmakta olan Adnan'a çevirdim.

"Elinle gösterme istersen." Dedi Koray. Hemen indirdim.

Dün gece Adnan'ın çıldırışını dinlemek çok zevkliydi. Umarım arabasında bulduğu kafatasının kime ait olduğunu da anlar.

Adnan otelden çıkışını yapınca bizde usulca gezimize başladık. Limitleri aşarken ne kadar uslu olduğumuzu düşünüyordum. "Ne dersin, önlem alacak mı?" diye sordum. "Kesinlikle. Artık burada olduğumuzu öğrenecekler. Kimse elinden geleni ardına koymayacak. Ve bizde öyle."

Adnan'ı uzaktan bir takibe aldık. Akıllı bir adamdı ve bu yollardan çok geçmişti. Bu yüzden biz de çok rahat sayılmazdık. Her an ensesinde olduğumuzu bilmeli fakat bizi görmemeliydi. Adnan bir sokağa girdi. Buraları hiç bilmiyordum ama Koray tam tersi bir sokağa saptı.

"Gittiği yolun adresi tek bir yere çıkıyor ve biz de oraya gideceğiz."

"Neresi?" diye sordum.

"Derneğe gidiyor." Dedi, "Dostlarına haber vermeye."

Keşke kalabalık olsaydık. Derneği darma duman etmeye son derece hazırdım. Benim bir planım yoktu, ama Koray kafasında bir şeyler kurmuş olmalıydı. Açıkçası sonsuza dek bekleyemezdik ve bir an önce bir şeyler elde etseydik iyi ederdik.

Koray bir anda hızlandı ve ben silahlarımızı hazırladım. Sürgüyü çekerken aklımdaki tek şey bununla kimin kafasını patlatacağımdı.

Sorgulama ve öldür. Bunun için özel eğitim almış gibiyim.

"Karşına kim çıkarsa direk alnından vur. Adnan'ı sıkıştıracağız ve kimse neler olup bittiğini anlamadan arabaya bindireceğiz."

Derin bir nefes aldıktan sonra omuz silktim. Bana uyardı. "Peki neden şimdi? Yani onu yalnız yakalamak için çok fırsatımız vardı."

Arabayı sağa kırmadan önce "Özlemişim amına koyayım." Dedi sadece.

Lastikler asfaltta öyle güçlü bir ses çıkardı ki siyah camların arkasından Adnan'ın arabadan çıkarkenki kasılan bedenini gördüm. Ve onunla aynı anda çıkmayı başardık. Hazırlanmış silahlarımız ateş etmeye hazırdı ve Koray derneğin kapısında bir korumayı vurdu. Ben diğerini vurdum ve ne olur ne olmaz düşüncesiyle Adnan'ın indiği gri arabanın lastiğini de vurdum. Lastik adeta bomba gibi patladı.

Beyaz sarayı andıran, iki katlı ve gerçekten bembeyaz olan villanın kapısının önündeki iki beyaz direk kan ve ufak kafatası parçalarıyla kaplanmıştı. Anında kapı açıldı ve iki üniformalı herif daha çıktı. Herhalde evin içinde seksen tane FBI ajanı olacak değildi, bunlar sondu. Kim bize kafa tutabilirdi ki? Hayvanları korumak bahanesiyle kumar oynayıp kazandıkları parayla yılan derisi çantalar alan kokoş fahişeler mi yoksa parayla oynamaktan başka bir iş bilmeyen kel kocaları mı?

Koray ikisini de vurdu ve ben kan dolaşımı durmuş Adnan'a doğru ilerleyip rehin aldım ve Koray da etrafımı kolaçan etti.

İlk hareke geçişlerimde ne kadar korkak olduğumu hatırlıyordum. Yaşamak için yapıyordum. Şimdi zevk için yapıyorum. Ve bütün hislerimi kaybettim. Aman Tanrım. Heyecanlı bile değilim. Korku? Yok. Adrenalin? Belki biraz. Eğlence? En üst seviyede.

"Sevgilini özledin mi Adnan?" diye sordum gülümserken. Nihayet o sinsi suratın namlumun karşısında titriyor.

"Görmeyeli baya espritüel olmuşsun." Dedi sadece. Çaktırmamaya çalışsa bile şok olmuşluğunu bir kez daha hissettim. Tıpkı dün gece masasının üzerinde ona hazırladığımız sürprizi görünce hassiktir çekmesi gibi. Tek fark, şimdi doğal değildi. Yapmacıktı. Aslına bakılırsa o her zaman yapmacıktı. Yıllar sonrasını bile oturup planlayan heriften doğal bir şey bekleyemezdim.

Suç ÇetesiWhere stories live. Discover now