Suç Çetesi - 57. Bölüm / "Buluşma"

27.6K 1.5K 269
                                    

Tam üç günlük azap dolu bekleyiş sonrasında şehirden beklediğimiz haber geldi.

Anıl Hancızade ve karısı Aydan Hancızade serbest bırakıldı.

Dizlerimin üzerine çöküp ağlamaya başlamamın üzerinden iki saat sonra Koray beni kaldırdı. "Hemen gidiyor muyuz?" diye sordum heyecanla. Bir an önce ülkeme dönüp aileme sarılmak istiyordum. En çok da babama. Bu his nasıl anlatılır bilmiyorum. Neredeyse bir yıl oldu. Dile kolay bir yıl. O ayların, o azap dolu gecelerin nasıl geçtiğini bir ben bilirim.

"Evet, biletlerimizi aldım. Eşyalarımız hazır. Daha fazla vakit kaybetmeyelim."

"Bir şey olmaz değil mi?" diye sordum. Güvenliğimiz kesin olmalıydı, risk almak istemiyordum.

"Ben her şeyi ayarladım. Adnan daha fazla bize zarar veremez Avşar. O arabaya binmesi onun kaderini değiştirdi. İstese de yapamaz."

Beni nasıl hapse tıktırdığını unutmuyordum. O'nun bana tamam demesine rağmen ben kendimi hala güvende hissedemiyordum. Eline sıkı sıkı tutundum. Eğer onun da içinde en ufak bir şüphe varsa ben biraz daha bekleyebilirdim.

"Hadi." Beni havaya kaldırdı, ayaklarımın yere basmasıyla güvenim yerine gelir gibi oldu. İşte şimdi bir sorun varsa hallederdim.

"Ses kaydı var, bize bir şey yapamaz." Elimle gözyaşlarımı sildim. "Ben bir yüzümü yıkayayım öyle çıkalım." Başını sallayıp bavulu kapının önüne taşıdı. Bende lavaboya eğilip yüzümü yıkadıktan sonra biraz makyaj yaptım.

Koray kapıyı tıklatıp yanıma geldi. Elinde yine o sakaldan vardı. Şişmiş gözlerimle gülümsedim. "Onu mu takacaksın yoksa?" aynanın köşesine geçip çenesine yerleştirirken "Oradan nasıl görünüyor?" diye sordu. O gülmüyordu ama ben resmen kahkaha atacaktım.

"Şalvar da giyecek misin?"

"İstersen giyeriz güzelim."

Ellerimi kaldırıp "Ben bilmem." Dedim. Boynundaki dövmeleri iyice gizleyip kabanının yakasını kaldırdı. "Bu yakışıklılığı hiç bir türlü gizleyemiyorum." Dedi saçını düzeltirken. Kendini beğenmişe bak ya. Hiç güleceğim olmamasına rağmen güldüm.

Benim hiç gizlenmek gibi bir çabam yoktu çünkü babam zengindi. Tamam şaka yapıyorum. Ama sanki kafam eskisine göre daha rahattı. Adnan zarar veremezse o zaman kimse zarar veremez demekti bu amına koyayım. O herifin elini kolunu bağladık. Hem de aniden. Benim bile haberim olmamıştı neredeyse. Doğaçlama yapmıştık.

Koray sayesinde. Ne yapabilirim ki? Adam alışkındı.

Havaalanına doğru sürerken içimi bir huzursuzluk kapladı. Çünkü en son bu yoldan geçerken havaya uçmuştuk. Bana bir şey olmamıştı -fiziksel birkaç yara dışında- fakat Koray hayatının en zor bir ayını geçirmişti. Bir ay belki az geliyor olabilir ama bu onun beş yaş daha yaşlanmasına engel değildi.

Kötü günler geçirmişti ve onun kötü günü benim de kötü günüm demekti.

"Rahatla biraz." Diye mırıldandı sigarasını yakarken. Evet durma günde bir karton bitir.

"Rahatım zaten." Dedim ama herif köpek gibi her şeyi seziyordu. Artık şaşırmıyordum bile.

"Antalya'ya uçuyoruz önce." Dediğinde "Neden?" diye sordum. "Görürsün." Demekle yetindi sadece. O bir şey diyorsa bir bildiği vardır muhakkak bu yüzden uzatmadım. Çok konuşan kızlardan hoşlanmıyordu, zaten bende çok konuşmaktan hoşlanmıyordum. Aslında çok konuşmayı severdim ve bu yüzden babam bana geveze derdi fakat bazen de ölüm sessizliğine bürünüyordum.

Suç ÇetesiWhere stories live. Discover now