Suç Çetesi - 10. Bölüm / "Ring"

64.5K 2K 246
                                    

Eskiden hikayelerimi cidden büyük bir aşkla yazardım. Karşı taraf beğensin veya beğenmesin ben o bölümü heyecanla ve istekle paylaşırdım. Şimdi daha çok şey biliyorum, şimdi o halimden daha iyiyim ama bu sefer de o heyecanım ve aşkım kalmadı gibi. Bu arada, hepinize hayırlı bayramlar  ♥

Bedenimin artık daha fazlasını kaldıramayacağı kadar endişeliydim. Titrediğim gözle görülüyordu. Bu orospu çocuklarının bana yaptıracağı işte muhakkak bir pislik olurdu. Onlardan iyi bir şey beklemediğim için bu dediği beni korkutmuştu. 

Şuansa bir arabaya binmiştik, sanırım Hanzade’nin arabasıydı. Bir klasikti ve son model bir arabadan daha pahalıya patladığına emindim. Büyük ihtimalle birinden çalmıştı veya tehditle almıştı. Onun yasal bir iş yapacağı, diğer normal insanlar gibi bir bayilikten veya internetten alacağından şüpheliydim. Hatta internet kullanmayı bilmiyor bile olabilirdi. Facebook’u olmadığına adım gibi emindim. O bu tür şeylerin adamı değildi. 

“Saat çok geç oldu nereye gidiyoruz söyler misiniz artık?”

Sağ yanımda Utku, sol yanımda Şule, önde Ceren ve direksiyonda Koray, otobana doğru yola çıkmıştık.  Saat bir saat önce on birdi. Gecenin bir yarısı ne bok yediğimizi anlamıyordum. 

“Seni deneyeceğiz.” Dedi Utku. Birkaç saat önce öndeki bu kaltak kucağıma oturup beni elleriyle becermiş, Koray’ı yaladığı dudaklarla beni emmişti. İğrenç bir atmosferde bulunuyordum. Midem bulanıyordu ve artık rahatlıkla korktuğumu en azından kendime itiraf edebiliyordum.

Ve şu Koray’ın leş sigara kokusu beni hayattan bezdirmişti artık. Onun yakınındayken sigara içme ihtiyacı bile duymuyordum.

“Bir benzinliğe gideceğiz ve oradaki marketisoyacaksın.” Dedi sanki onu düşündüğümü anlamış gibi. Kesin anlıyordu da orospu çocuğu. Şeytan gibiydi.

Bir benzinliğin yakınındaki marketi soymak? Ben? Soymak? Çalmak? Kameralar?

“Yapmıyorum lan.” Sanki atlayabilecekmişim gibi kapıya yöneldim ama arkada oturmama rağmen kemerim takılıydı ve iki yanımda doluydu. Ben de cidden hayalperest bir kızdım.

Kahkaha attı. “Sike sike yapacaksın. İstersen yapma. Öldürüp atalım seni şuraya.”

Sanki sigara içerken anneme yakalanmışım gibi içimdeki yine o garip korku baş göstermişti. Ben mümkün değil böyle bir şeyi yapamazdım. Üstelik yakalanırsam boş yere hapse girerdim. Ayrıca nasıl yapacaktım ki?

“Ama sana ne yapacağını anlatacağız. Geri kalanı sen halledeceksin.” Çok teşekkürler. Anlatacağınız için. Son zamanlarda çok merak ettiğim bir konuydu zaten. 

“Bakın gerçekten ben yapamam. Soygun değil ama ben masum bir adamın ekmeğiyle oynayamam.” Bunu yapamayacağıma dair yüz farklı seçenek vardı. Ben nasıl bir benzin istasyonunun marketini soyardım? Bu saatte? Nasıl kaçacaktım? Adam bana parayı nasıl verecekti? Ertesi gün haberlere çıkacağımın garantisi vardı üstelik. Ya adam silahlıysa? Ya yaralanırsam? Daha da kötüsü, ya yakalanırsam?

Korkaklık etmek gibi olsun, korkuyordum çünkü. “Ya şu adamın suratına bir bak.” Dedi Ceren Koray’ı işaret ederek, gayriihtiyarî bir şekilde gözlerim onun sert hatlı yüzünü buldu. “Sence bu adamın umurunda mıdır, senin yapıp yapamaman?” Koray sadece karşıya bakıyordu, Cidden sürekli çenesi kasılıyordu ve yanaklarının altında bir takım kaslar oynuyordu. O kadar dişlerini sıkıyordu ki, geceleri baş ağrısı çekip çekmediğini merak ettim. Umarım çekiyordur. Umarım uyuyamıyordur. Çünkü ben uyumuyordum. Ve eminim ki, olduğu yerde, babam da uyumuyordu.

Suç ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin