Suç Çetesi - 8. Bölüm / "İşkence"

74.7K 2.3K 1K
                                    

Hizmetli kadınlar son rötuşları yapıp masadan çekildi. Zengin bir kahvaltı sofrasıydı, terasa kurulmuştu deniz manzarası vardı ve etrafta başka ev olmadığı için sessiz sakin, benim için cennet niteliğinde bir yerdi. Onlar yokken ki hayatıma dönmek istiyordum. Bu kadar aksiyon bana bile fazlaydı.

 

Adnan’la karşılıklı kahvaltı ederken havadan sudan konuştuk. Yabancı insanların samimiyetine inanıyordum. O sabah kahvaltı da bile viski içiyordu, bense taze sıkılmış portakal suyumu yudumluyor ve zenginliğin tadını çıkarıyordum.

 

“Kaçır beni.” Dedim kahvaltılıklar biterken. Buradan sonra nereye gidecektim? Hayatıma devam edemezdim. Babamın işini, hatta soyadımız bile devam ettiremezdim. En azından bu şehirde. Bu adamda para vardı. İstemediğim kadar hemde. İstanbul’a gidebilirdik. Babama kendini affettirebilirdi.

 

“Bu da nereden çıktı?” diye sordu gülümseyerek. “Peşimde iyi olmayan insanlar var.” Dedim direk, paketinden bir sigara aldım ve üzerine eğilip yakmasına izin verdim. Dumanı üflerken “Kimler?” diye sordu. “Bir çete.” Diye kısa kestim. “Nasıl bir çete olduğunu bilmem gerekiyor.” Aslında haklıydı. Çeteler farklılık gösterebiliyordu.

 

“Barlar Sokağında takılan sekizli.” Dediğimde gözleri büyüdü. “Tahminde bulunuyorum, babanla alakası var.” Başımı belli belirsiz salladım. “Nereden anladın?” isimlerini duyduklarında, insanların bu korkusunu merak ediyordum. Karanlık, yüksek, uçsuz bucaksız ve kanser gibiydiler. İnsanlar onlardan korkuyordu. O insanlara dahil olmayacaktım. Burada yetki onlarda değildi.

 

“Çetenin lideri…”

“Hanzade.”

 

Beni başıyla onayladı. “Babanla bir ara yakındılar. Babası öldürüldü. Birkaç sağlam delil bulmuşlar da kimse bilmiyor, ardından baban kaçtı zaten. Bana kalırsa bu bir tuzak. Delillerden haberimiz olsa daha iyi fikir yürütebilirdik.”

 

“Neden tuzak?”

 

“Babanın düşmanı çoktu. Dürüst ve güçlü adamlar sevilmez.”

 

“Sence kim yapmıştır?”

 

“Bunu tahmin etmesi güç.”

 

“Sence babamla ilgili bir şey bulabilir miyim?” diye sordum. Düşünür gibi gözlerini dikti. “Babanın kasası var mıydı? Saklamak için uygun bir yeri?” hiç görmemiştim. Babam genelde her şeyini ortaya koyardı ama bu aile olduğumuz içindi. Mutlaka ani bir baskına karşı sakladığı önemli şeyleri olmalıydı. Hatta adım gibi emindim bundan. Ama odasında kasa yoktu. Çok bakmıştım.

 

“Mutlaka vardır ama evin hiçbir yerinde yok.” Dudakları büzüldü. “Evine gidelim. Eşyaları al ve son bir kez bak. Sonra gidelim. Gidelim buralardan.”

Suç ÇetesiWhere stories live. Discover now