Suç Çetesi - 59. Bölüm / "Veda Partisi"

28.8K 1.5K 255
                                    

"Harika oldu gerçekten. Aferin çocuklar. Hadi oturun da kahve içelim."

Babam yeni kafesi için duvarlara resim yapıştırıyordu. Pulp Fiction, GodFather, Transformers gibi eski film afişleri. Duvar kenarlarına kırmızı deri koltuklar ve kahverengi masalar yerleştirmişti. O kadar şirin, klasik bir kafe olmuştu ki babamla gurur duyuyordum.

Hapishanede bunun hayalini kuruyormuş meğerse.

Kavşaktaki iki katlı dükkanın satılığa çıkması için reddedilemeyecek tekliflerde bulunmuştu. Ve şimdi, bizimdi.

Temizlik şirketinden çağırdığımız kadınlar ortalığı iyice temizledi ve bende tesisat işlerini halleden çocuklar için kahve yaptım. Babamla ortadaki bir masaya oturdular. "İyi iş oldu. Çok beğendim." Hiçbir şeyi beğenmeyen mükemmeliyetçi babam kendi fikri olduğu için her şeyi beğeniyordu tabii ki. Üstelik altı yüz kere yer denemesi yapmıştık. Bunun için mimar tuttuğuna hala inanamıyordum.

Annem köşeye plağı yerleştirdi. Kadın burayı aldığı için şoka girmişti ama ben birkaç haftadır haberdardım bu plandan. Aceleye getirip sürpriz yapmıştı. Annemin doğum günü için. Yedi aralığa yetişmişti. Bir hafta kadar sürmüştü zaten her şeyi tamamlamak.

"Açılış için Rihanna'yı falan mı çağırsak?" diye sordum kahvelerini bırakırken. "Evet, Rihanna da bunu düşünüyordu zaten." Dedi babam yüzünü buruşturarak. Omuz silktim, hiç de fena olmazdı açıkçası.

"İstersen Asap Rocky'e e-mail gönderebilirim baba. Bizim için şarkı söylemekten büyük onur duyacağına eminim."

"O piç kurusunu seviyorum, olabilir."

"Rihanna'yı sevmiyor musun yani?" diye sordum gülerek.

"Annenle aramızı yeni düzelttik zaten." Dedi bana imalı bir şekilde. Annem konuşmamızdan habersiz etrafı inceliyordu. Kadın hala şaşkındı ve kırık koluyla işlere yardım etmeye çalışıyordu.

"Çılgın Anıl Magosa'yı coşturuyor." Diye mırıldandı annem yanına geldiğimde.

"Kuaföre gider miyiz?" diye sordum.

"Gideceğiz tabi. Kafamın haline bakar mısın o kadar çok dibim geldi ki saçlarım ombreli gibi duruyor." Annemin kahverengiye dönmüş saçına baktım. Benimki kadar berbattı. Kızılım akmış, saçlarım üç renge dönmüştü. Siyah, kahverengi ve pembe.

"Babandan para al." Diye fısıldadı kulağıma.

"Kredi kartın hala kullanıma hazır değil mi yoksa?"

"Kocam varken neden kendi paramı harcayayım ki?" dudaklarını büzüp omuz silkti. Bu kadın gerçek bir sinsiydi.

"Adamın parasını harcama! Zaten dünya kadar masraf yaptı."

"Bugün benim doğum günüm lan!" diye bağırınca babam sırıtarak ona el salladı ve öpücük yolladı.

"Sana iki katlı bir kafe aldı daha ne istiyorsun?" diye karşılık verdim.

"Git hadi. Git kredi kartını al." Ayaklarımı sürüye sürüye babamın yanına gittim. "Bir şey mi oldu kızım?" diye sordu yanına gidince. "Hiç. Annemle kuaföre gideceğiz de kredi kartını istiyor senden." Başını sallayıp hafifçe yerinde doğrultu ve cüzdanından kredi kartını çıkardı. "Gitmeden babaya bir öpücük ver." Yanağını bana doğru uzatınca eğilip öptüm. Yumuşacık yanağındaki ufak sakallar batsa da bu çok güzeldi bence. Babamı çok seviyordum.

Suç ÇetesiWhere stories live. Discover now