Suç Çetesi - 67. Bölüm / "Bela"

30K 1.4K 690
                                    

Pasaj yorumları çoğaldıkça bölümler erken gelir.
Koray misafir odasında uyurken, ondan hızlı davrandım ve sessizce daha kahvaltı bile etmeden evden çıktım. Babam işine gitmişti tabii ki. Süslenme seslerini duymuştum ve parfüm kokusunu hala alabiliyordum. Koray sabah uyandığında biraz şaşıracak ve belki de biraz sinirlenecekti ama çevremdekileri öldürme riskini göze alamazdım çünkü insanların onu anlaması uzun sürmezdi.

Büyük ihtimalle birkaç kişiye söylemişti bile. Kasetleri çıkardığına göre. Ciddi anlamda bu kadar şerefsiz olacağını düşünmemiştim. Bu yediğim kaçıncı kazıktı acaba? Bunu bile bile yaptığıma hala inanamıyordum. Yaşadıklarımı yaşatma teorimi çürütmüştüm. Çünkü yaşadıklarımı yaşatayım derken onları tekrar yaşamam gerekmişti.

Ama bu kez daha uyanıktım. Halledecektim.

Koray'ın motoruyla yola çıktım. Saat daha ondu, muhtemelen öğleye doğru kalkardı. Bende o sırada evde olurdum.

Evinin önüne park ettim, açık dış kapıdan girdim ve kendi kapısını da hiç kibar olmayan bir şekilde çaldım. Silahım arkamdaydı.

Tekrar sertçe kapısını yumrukladım. Nihayet açmıştı. "Günaydın." Dedim ve silahımı yüzüne doğrulttum. Beni gördüğüne şaşırmamış, aksine sevinmişti.

"Geleceğini biliyordum. Ama silahlanacağını bilmiyordum."

"Bende buna mecbur kalacağımı bilmiyordum." Diye omuz silktim. Elbette ki onu öldürmeyecektim.

"İçeri girsene."

Medenice konuşmayı tercih ettim. Belki de bu bağımsız olarak yaptığım son işim olurdu. Tek başına şiddete hayır, çeteleşmeye evet diyordum.

Temkinlice içeri girdim. Kimse yoktu. "İndir onu." Diye tısladı, yüzündeki gülümseme tamamen silinmişti. "Hayır. Kasetlerimin geri kalanını istiyorum. Babama yollamakla akıllıca bir iş yapmadın." Dedim.

"Bacaklarını kırar diye düşünmüştüm." Alay eder gibiydi, şerefsizin amacı buydu. Ama bu kez şanslı taraf bendim.

"Maalesef. Uslu kız oldum, evime geri döndüm."

"Ama senin evin burası bebeğim." Şuanda tetiği çekmemek için ciddi anlamda savaş veriyordum ve elimden bir kaza çıkması an meselesiydi.

"Hoş geldin." Diye bir ses yükseldi arkamdan. Bu Emre'ydi. Acaba o da silahlı mı diye merak ederek arkama döndüğüm bir esnada salaklık yaptığımı anladım. Ama bazı ufak hataların ne gibi büyük tehlikelere yol açtığını öğrenmiştim ve artık bunun için çok geçmişti.

Üzerime çullandığında bunu daha iyi anladım. Yere düşmüştüm ve silahım Emre'nin ayaklarının önüne serilmişti. Bundan hiç hoşlanmamıştım.

Emre sırtıma oturduğunda yüzümü buruşturdum, kemiklerimden çatlama sesleri yükseliyordu. "Beni vuracaktın, ha?"

Saçımdan tutup kafamı iyice yere bastırdığında, gerçekten buna hiç gerek yoktu çünkü zaten kulağım çoktan parçalanmıştı. "Hayır. Seni vurmak istesem bunu kendim yapmazdım." Diyebildim zorla.

Bir kahkaha attığını duydum. "Sabah seksi için gerçekten iyi bir vakit seçmişsin." Senin sabah seksini sikerim şimdi. Orospu çocuklarıyla başım yine derde girmişti. Onu ittirmeye çalıştım ama bu anlamsızdı.

"Kasetlerimi ve hakkım olan parayı geri istiyorum."

Kulağıma "Çok geç fahişe." Diye fısıldadı. "Bunu da çek Emre. Tecavüz kaseti de iyi para yapar. Ruh hastası orospu çocukları buna bayılıyor."

Suç ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin