28. Bölüm Kırmızı Ruj

67.2K 3.1K 350
                                    

Bu bölümden de anlayacağınız üzere artık hızlanıyoruz. Olaylar ardı ardına gelmeye başlayacak inşaallah.

Kış Masalı ve Siyahın Öteki Yüzü hikayem gibi, önce karakterlerin biraz oturmasını bekledim. Artık oturdu gibi. Olaylar çözülürken çiftimizin aşkını da hissedeceğiz.


Zaten yorumlardan ve aldığım mesajlardan hissettiğinizi okuyorum ve çok mutlu oluyorum. Oruçlar açıldı Allah kabul etsin. Kahvelerimizi içerken multimedyamızı açalım.

Müziği tanıyanlar el kaldırsın🖐🏽Müziğimizi dinleyip kahvemizi içerken sizi bölüme alayım. Buyurun efenim bölüm sizlerin🐞💕☕️








Kolunun acısına aldırmadan öfkeyle kapıya giden Kerem birden durdu. Kapıyı hızla açması her şeyi berbat ederdi! O yüzden kapıyı yavaşça açtı ve o kızın yan tarafta arkası dönük bir halde telefonla konuştuğunu görüp ağır ağır yaklaşırken dinlemeye başladı.

"Şımarıyorum ama bak."

".........."

"İyi ki yanımdasın."

"............"


"Olsun. Bu kez bir arada olamadık ama diğer sefere her şey düzelecek ve birlikte olacağız. Seni o kadar özledim ki anlatamam."

"............"


"Sana her şeyi anlatamam biliyorsun. Daha önce de söylemiştim."

"............"

"Doğum günümü kutlamışım ne kutlamamışım ne. Artık önemi yok. Daha önce kutladım da n'oldu? O kadar dilek falan hepsi boşa gitti."

"..........."

"Sen var ya benim aşkımsın. İlk aşkım, son aşkım, tek aşkım. Hep de öyle kalacaksın. Seni çok çok çok seviyorum!"

Ve Kerem'in yanında ipleri koparan son söz!

Hızla o kızın yanına gidip elindeki telefonu aldı. Hande ne olduğunu anlamayıp bakarken Kerem sesini alçaltmaya dahi gerek görmeden telefondaki kişiyle konuşmaya başladı.

"Bana bak pislik! Geçen sefer verdiğim ders yetmedi mi ha!? Bir daha bu saatte arama! Hatta hiç arama!"

Kerem delirmiş gibi konuşup telefonu kapatmadan terasın ucuna geldi ve telefonu hızla fırlattı. Bir kaç saniyede olanları Hande anlamaya çalışırken nutku tutulmuş gibi bakıyordu.

Gerçekten ne oluyordu?


Kerem öfkesini alamayıp hızla Hande'nin yanına geldi. Onun anlamayan şaşkın gözlerine bakıp bileğinden tutup sıkarken aynı zamanda dişlerini de sıkıyordu.

"Sen ne yaptığının farkında mısın!? Seninle bir anlaşma yapmıştık ve sen ilk günden bozdun! Sen bozduysan anlaşma iptal oldu! Anladın mı!? Duydun mu beni!?"

Birden hızlanan yağmur hızla yere düşerken Hande'nin canı yanıyor, hâlâ ne olduğunu anlamayan gözlerle bakıyordu. Yüzündeki yağmur damlalarını silip kolunu çekmeye çalıştı ama yapamadı. Canının yanması artarken kolunu hızla çekip bir adım geri gitti.

"Sen ne diyorsun!? Hiçbir şey anlamıyorum!"

Kerem yüzündeki yağmur damlalarını eliyle silerken sinirli ve alaylı bir ifadeyle konuştu.

ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin