38. Bölüm Pamuk Prenses

57.2K 2.8K 537
                                    

Bu bölüm Esaret'in kırılma bölümü olacak gibi. Anlarsanız, anlarsınız ☺️ Anlamazsanız ki genelde benim hikayelerim karışık oluyor sonra anlaşılıyor.

Yeni kapağımız nasıl olmuş? Hiç haberim yokken bu sürpriz yapan sevgili Müjde Aklanoğlu'na çok çok teşekkür ederim. Ellerine sağlık arkadaşım...

Sizlerden devamlı mesaj alıyorum. Neden her bölüme Hashtag yapmıyorsun, mesajlarınız çoğalmaya başladı. Twitterda çok aktif değilim ama yine de mesajlarınız başım üstüne... Bu bölüme Hashtag yapmaya karar verdim. Bölümde beğendiğiniz replikleri

#gizlikonuşma

Hashtag'iyle paylaşırsanız çok sevinirim. Çünkü bölümümüzün içeriği tamamen bu konuşma. Katılır mısınız? Eğer katılırsanız sırf sizlerin paylaşımı için twittera geleceğim. Şimdiden yapan herkese teşekkürler.💕💕💕

Fazla uzatmadan konuşmayı bitirelim. Kahveler hazır mı? E o zaman ne duruyoruz. Multimedya kahve ve Esaret yeni bölüm sizlerle. Keyifli okumalar arkadaşlar ☕️💕🐞



Kerem konuştuktan sonra Altan ve Demir birbirlerine bakarken Kerem de ikisinin yüzlerini inceliyordu. Evin yardımcısı çayları ikram ederken Kerem sıkıntıyla nefes alıp huzursuz bir şekilde kıpırdandı. Konuşacaktı ama ya olanlar? Olacaklar, gördükleri, duydukları ve diğerleri? Sessiz ortamda şekeri karıştırılan çayların, bardağa değen kaşık sesiyle kendine gelip kararını verdi. Tamam konuşacaktı ama... Üzerindeki gözlerin bakışları, huzursuzluğunu artırırken kararını çoktan vermişti.




***

KARAHAN KONAĞI

Hande kahvaltı sonrasında heyecanla falını dinlerken Yasemin mutfağı topluyor, bir yandan da fala kulak misafiri oluyordu. Hande sigarasını yakıp heyecanla falını dinlerken Fatma gözlerini kısıp dikkatle telveleri inceliyordu.


"Hanımım içiniz sıkılmış. Öbek öbek yığılmış böyle ama bakın dağılacak o sıkıntılar. Aslında şimdi dağılmayacakmış ama bir şeyler olmuş."


Hande heyecanla fincana bakıp sigarasını küllüğe bıraktı. Bakıyordu ama bir şey anlamıyordu.

"Ne olmuş, hani sıkıntılar?"

"Hanımım şu öbekleri görüyor musunuz?"

"Evet."

"Hah! İşte  onlar sıkıntı. O sıkıntıyı dağıtacak kişi de şu. Vallaha bu Kerem bey!"

Fatma'nın hararetli konuşmasıyla Hande şaşkın gözlerle ona baktı. Bu kadarı da fazlaydı!


"Abartma Fatma! Eskisi gibi bak. Ferahından ver."

Fatma bir an şaşırsa da kendini hemen toparlayıp fala odaklandı.


"Sıkıntı dağılacak diyorum ferah konuşuyorum ama siz tersini söylüyorsunuz. Neyse ben devam edeyim. Sonra işte o kişi sıkıntıları dağıtacak. Aslında başka düşünmüş ama sonra başka düşünmüş. Sonra o sonraki başka düşündüğünü yapacak."

"Fatma sen ne diyorsun?"

Fatma Hande'nin şaşkın yüzüne bakıp umarsız bir bakış attı.

ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin