2★'Diagon Yolu'★

11.4K 771 869
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

✯★✯

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Ertesi sabah uyandığımda, ortalığın aydınlandığını hissedebiliyordum. Ama yine de gözlerimi sımsıkı kapalı tuttum. Kendi kendime, kesin bir biçimde, "Bir rüyaydı bu," dedim. "Dumbledore adında bir Profesör gördüm rüyamda, geldi, büyücülük okuluna gideceğimi söyledi. Gözlerimi açınca kendimi yetimhanede ki odamda bulacağım."

Birinin kapıya hızlı hızlı vurulduğunu duydum ansızın. Yüreğim daralarak, "İşte Bayan Yves, kapıya vuruyor," diye düşündüm, yüreğim sıkıştı. Ama gözlerimi açmadım yine de. Rüyam öyle güzeldi ki.

Tak. Tak. Tak.

"Peki" diye mırıldandım. "Kalkıyorum." Doğruldum, doğrulur doğrulmaz da gözlerimi gerçekle yüzleşmek için açtım fakat beklediğim gibi değildi. Profesör Dumbledore'un benim kalmam için verdiği odadaydım.

Ayağa fırladım hızlıca, öylesine mutluydum ki, sanki içimde kocaman bir parti veriliyor gibiydi. Dosdoğru kapıya adımlayıp, kapıyı açtım. Kapıda bir yaratık vardı. Küçük yaratığın büyük, yarasa gibi kulakları ve tenis topu büyüklüğünde patlak yeşil gözleri vardı. Yaratık kapıyı açmamla birlikte yere eğilerek öyle bir reverans yaptı ki, uzun ince burnunun ucu halıya değdi. Onun beyaz bir yastık örtüsüne benzeyen, bir şey giydiğini fark ettim.

"Eee... Merhaba," dedim heyecanla, bu bir ev ciniydi.

"Marie Rowling!" dedi yaratık, ince bir tiz sesle. "Klaus sizinle tanıştığı için çok memnun efendim. Öyle bir şeref ki..."

"Te... teşekkür ederim," dedim. "Kimsin sen?"

" Klaus, efendim. Sadece Klaus. Klaus, bir ev cini," dedi yaratık.

"Seni tanımak beni sevindirmedi sanma," dedim hemen. "Ama buraya gelişinin belirli bir nedeni var mı?"

Klaus, ciddi ciddi, "Ah, evet, efendim," diye cevap verdi. " Klaus size şunu demeye geldi, efendim... Dumbledore efendim kahvaltıdan sonra sizi yanına çağırıyor, efendim."

"Teşekkür ederim, Klaus. Kahvaltıyı nerede yapacağım acaba?" diye sordum. Benim sorumdan sonra uzun ince parmaklarını havaya kaldırıp şıklattı ve masanın üzerinde bir kahvaltı tepsisi belirdi. İçerisinde ne ararsan vardı; yumurta, pastırma, reçel, börek, portakal suyu ve daha nicesi...

Harry Potter ve Kızıl KahinWhere stories live. Discover now