42★'Kan Kusmak'★

4.7K 523 120
                                    

Yorum yapmayan ve beğeni koymayan, üstüne üstlük sürekli 'Yeni Bölüm Nerede' konusu altında ima yaparak bana mesaj atan o 'Hayalet Okuyucu' lara sesleniyorum, buna bir son verin artık

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yorum yapmayan ve beğeni koymayan, üstüne üstlük sürekli 'Yeni Bölüm Nerede' konusu altında ima yaparak bana mesaj atan o 'Hayalet Okuyucu' lara sesleniyorum, buna bir son verin artık...

✯★✯


"Onu uyarmam gerek." dedim sert bir sesle, ardından gözlerimi onun engin denizler gibi dalga dalga parlayan mavi gözlerine diktim. "Üçüncü göreve günler var. "

"Peki, sana inanacağını düşünüyor musun Marie?" dedi Dumbledore ellerini arkasında birleştirip, kaşlarını havaya kaldırarak.

"Ne demek bu, Profesör?" dedim ona anlamayarak bakıp.

"Bay Diggory ve Bay Potter'ın size olan ilgisinden bahsediyorum." dediğinde kaşlarım havalandı, gözlerimi kaçırdığımda devam etti. "Ayrıca Kara Göl'den sonra Harry'nin senin peşinde koşması ve tüm okul önünde sana aşkını itiraf etmesi-"

"Ve ayrıca benim onu bütün okul önünde reddedip, rezil etmem... Dumbledore, biliyorum dayanılmaz bir cazibem var ama, Potter ve ben mi? O bir salak."

Evet, Harry, Potter taktiğini uygulamıştı. İlk başlarda bunun ne olduğunu anlamayan ben, Harry gerçekleştirince olayı çakmıştım. Potter taktiği: Bir Potter'ın onu reddeden kızın peşinden koşması... Ve herkes içerisinde ona çıkma teklifi edip, reddedilmesi ve rezil olması.

Harry aramızda bir şey olmamış gibi, hiç öpüşüp koklaşmamışız gibi okulda benim yanımda bitiveriyor, kendinin rezil olmasına göz yumarak bana aşkını itiraf ediyor ve onun isteğini gerçekleştirerek onu reddedip duruyordum.

Herkes benim Harry'den nefret ettiğime ve Harry'nin de bana kör kütük aşık olduğuna inanmıştı. Oysa biz kimsenin olmadığı zamanlarda ya da yasak saatlerde köşede bucakta buluşuyorduk. Yine de benim tarafımda Pansy hala şüpheliydi ama Draco inananlar arasındaydı; benden özür bile dilemişti.

"Bak, Marie. Bazı şeyleri değiştiremezsin, kendiliğinden olur." dedi bana bilmiş bilmiş bakıp. Harry ve benim aramda olan şey bilip bilmediğinden tereddüt ederek ona baktım. "Ne kadar inkar etsen de sana olan ilgilileri gerçek. Bay Diggory'i uyardığında bunu Harry için yaptığını düşünebilir."

"Ne yani? Ölmesine göz mü yumacağız." dedim dünyanın en saçma şeyinden bahsediyormuş gibi. "Kurbanlık bir koyun gibi?"

"Bilemiyorum, Marie. Zaman dediğin, bildiğin bir ayakçıdır. Getir, götür işlerine bakar. Ya 'o' nu sana getirir. Ya da senden 'o' nu götürür."

"Hayır, hayır, hayır. Asla!" dedim hiddetle kafamı sağa sola sallayıp ona sert sert bakarak. "Bütün her şeyi ben başlattım, gerekirse ben bitiririm! Onun ya da başka birinin ölmesine göz yummayacağım, bu sefer değil."

"Bunu yapmana izin veremem." dedi çakmak çakmak yanan gözlerini bana çevirerek. Oldukça sinirlenmiş duruyordu. Neler yapabileceğimi biliyordu, ne yapacağımı biliyordu.

Harry Potter ve Kızıl KahinWhere stories live. Discover now