✯★✯
Çevremizde bana tanıdık kara şekiller yoktan var olurmuşçasına ortaya çıkıyor, sağa sola gidiş yollarımızı kesiyorlardı; kukuletalardaki yarıkların arasından gözler parlıyordu, bir düzine ışıklanmış asa ucu doğrudan doğruya kalplerimize çevriliydi; Kolumda ki dövme sızladı.
"Bana ver, Potter," diye tekrarladı Lucius Malfoy'un tembel sesi; avcu yukarı dönük elini uzattı. "Bana," dedi Malfoy yeniden.
"Sirius nerde?" dedi Harry. Ölüm Yiyen'lerin bazıları güldü.
Harry'nin solundaki gölgeli siluetlerin ortasından haşin bir kadın sesi, zafer edasıyla, "Karanlık Lord daima bilir!" dedi.
Malfoy yumuşak bir sesle, "Daima," diye tekrarladı. "Şimdi, kehaneti bana ver, Potter."
"Sirius'un nerede olduğunu bilmek istiyorum!" diye hırladı Harry, bu arada önüme geçmiş vücuduyla beni kapamıştı.
"Sirius'un nerede olduğunu bilmek istiyorum!" diye taklit etti onun solundaki kadın. O ve diğer Ölüm Yiyen'ler iyice yaklaşmışlardı, artık aramızda yalnızca bir metre kadar kalmıştı; asalarının ışığı gözlerimi kamaştırıyordu.
YOU ARE READING
Harry Potter ve Kızıl Kahin
Fanfiction𝐻𝐴𝑅𝑅𝑌 𝑃𝑂𝑇𝑇𝐸𝑅 𝑉𝐸 𝐾𝐼𝑍𝐼𝐿 𝐾𝐴𝐻𝐼̇𝑁 | ❝ Seni sevmekle nefes almak arasında seçim yapmak zorunda kalsaydım, son nefesimi seni sevdiğimi söylemek için kullanırdım. ❞ '𝐖𝐚𝐭𝐭𝐩𝐚𝐝𝐅𝐚𝐧𝐟𝐢𝐜𝐬𝐓𝐑' 𝐨𝐤𝐮𝐦𝐚 𝐥𝐢𝐬𝐭𝐞𝐬𝐢𝐧𝐝𝐞 ...