100★'Dumbledore'un Bedeni'★

3.1K 335 280
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Vay be, 100

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




Vay be, 100. bölüme ulaştığımızı da gördük. Ne diyebilirim ki, bu bölüme kadar usanmadan sıkılmadan okumaya devam ettiğiniz için teşekkür ederim. Bu bölümü bir serinin sonuna daha gelerek kapatayım dedim.

Bakalım yeni senemizde neler bizi bekliyor?

Harry Potter'ın Draco Malfoy'u lanetlediği haberi orman yangını hızıyla tüm okula yayılmasından sonra, Harry daha yeni, kovulmadığı için şanslı olduğunu söyleyen ve Snape'in dönemin sonuna kadar her Cumartesi olan cezasını tüm kalbiyle destekleyen McGonagall tarafından çağırılarak onun eşliğinde hiç hoş olmayan on beş dakikaya katlanmak için McGonagall'ın odasına gitmişti.

Sonraki gün Slytherin'in katlanılması gereken sataşmaları vardı, kaptanlarının dönemin final maçında kendisinin ceza yemesini sağladığı için mutsuz olan Gryffindor'luların öfkesinden bahsetmemiştim bile. Durum böyle olduğunda Harry'nin pozisyonu Ginny'e devredilmişti.

Maçın olduğu sabah kahvaltı için kendi bina masama oturmamdan birkaç dakika geçmişti ki Harry ve Ron Slytherin'in sataşmaları ve Gryffindor'lu öğrencilerin kötü bakışlarıyla hızla yürüyüp çaprazımda ki boş yerlere, Hermione'nin karşısına kendilerini attılar. Hermione'nin gözleri benim ifademe benzer bir öfkeyle Harry'e dikiliydi.

Oldukça sert bir şekilde önümde ki yumurtayı keserken bir an olsun gözlerimi Harry'den çekmedim. Harry bana bakarken yutkunup gözlerini kaçırarak önünde ki boş tabağa odaklandı. Uzun bir kahvaltının sonunda şapka ve rozetler taktığı ya da atkılar salladığı Gryffindor'lu öğrenciler yavaş yavaş Büyük Salon'u terk etmeye başladıkları sırada bile bozulan moralimin tersine bir şekilde iştahla yemek yemeye devam ettim.

Dudağıma bulaşan balı silerken, "Granger?" diye seslendim. "Şurada ki kaymağı bana uzatır mısın?"

Hermione önümde ki boş iki kaymak tabağına baktığında şaşkınlıkla kaşları havalandı. Tabağı bana uzattığında, "Sabah sabah şeker fazla gelmesin?" diye sordu.

Harry Potter ve Kızıl KahinWhere stories live. Discover now