20★'Dünya Kupası'★

6.3K 544 220
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yazardan Not; Öncelikle bu kitabı okuyanlardan küçük bir ricam var, her dönem yani yeni bir Hogwarts yılına başladığımda belirli posterler ve videolar\ fragmanlar koyuyorum, onları incelemenizi istiyorum. Bana göre gerçekten hoşlar ve bir nevi kitabımı anlatıyorlar gibi.

Bazen arlarda da videolar olucak, örneğin geçen bölümde Black Ailesinin Asil Yaşamı'nı paylaştım, o aslında bir nevi Marie'nin iç dünyası gibi bir şey.

Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın... Herkese iyi bayramlar!!!

  ✯✯  

Riddle Evi

Yaşlı adam çay suyunu ocağın altını açıp, demliğin alt kısmının içerisine koydu. Demliğin üst kısmına çayı da koyacakken gözü karşıda ki eve takıldı. Karanlık gecede dairenin açılmış ışığı belli oluyordu. Demliği bir köşeye koyup homurdanarak eline anahtarları aldı. "Hahrolası çocuklar."

Elinde ki feneri ile karanlık gecede önüne tutarak taşlı yolda ilerliyordu. Riddle Evi'nin ön kapısında hiç zorlanmış gibi bir hal yoktu, pencerelerinde de. Adam topallaya topallaya evin arka tarafına gitti, sarmaşıkların neredeyse tamamen gözden sakladığı bir kapıya vardı, eski anahtarı çıkardı, kilide soktu, kapıyı sessizce açtı. Merdivenlerden çıkarken feneri eşyaların üzerine tuttu. Eşyalar ya örümcek ağı ile kaplanmış ya da tozlanmıştı. Bir insan için yaşanacak bir yer değildi.

Adam sahanlıkta sağa döndü ve davetsiz misafirlerin nerede olduğunu hemen gördü. Koridorun sonunda bir kapı aralık duruyordu, aralıktan gelen titrek ışık kara döşemede altın rengi uzun bir şerit oluşturuyordu. Adam bastonunu sımsıkı yakalayarak daha yakına sokuldu.

Girişin bir iki metre ötesindeydi ve odanın dar bir dilimini görebiliyordu. O anda, şöminedeki ateşin yakılmış olduğunu fark etti. Bu onu şaşırttı. Hareket etmeyi kesti ve kulak kabarttı, çünkü odada bir erkek sesi konuşuyordu. Ürkek ve korkmuş bir hali vardı. "Şişede biraz daha var, Lordum, eğer hâlâ açsanız."

"Daha sonra," dedi ikinci bir ses. Bu da bir erkek sesiydi - ama hem şaşılacak kadar tizdi, hem de bir buzlu rüzgâr esintisi kadar soğuktu. O sesteki bir şey, adamın ensesindeki tüylerin diken diken olmasına yol açtı. "Beni ateşe biraz daha yaklaştır, Kılkuyruk."

"Ne kadar titiz oldun, Kılkuyruk. Hatırladığım kadarıyla bir zamanlar en yakın olduklarında yaşıyordun. Bana bakmak görevi sana yorucu geliyor olabilir mi?"

Yaşlı adam daha iyi duymak için, sağ kulağını kapıya verdi. Aralık kapıdan ufak tefek bir adamı gördü. Uzun, siyah bir pelerin giymişti, başının arkası kısmen keldi. "Yoğ, hayır. Hayır, hayır Lordum." duraksayıp devam etti. "Belki çocuk olmadan devam edebiliriz demek istemiştim."

Harry Potter ve Kızıl KahinWhere stories live. Discover now