66★'Çaresizlik'★

3.2K 353 74
                                    

'Belki de sen aydılığın içinde ki karanlıktın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

'Belki de sen aydılığın içinde ki karanlıktın.'

'Ya da karanlığa bulanmış aydınlıktım.'

Umarım daha önce ki bölümlerin tadını iyice çıkarmışsınızdır. Çünkü hikayenin en cafcaflı yerleri başlamak üzere. Marie Lydia'nın artık akıl sağlığından şüphe etmeye, ağladığı gecelere, bütün sıkıntılarını içine atıp patlayacak bir bomba gibi olmasına ve bu yüzden karanlığın sıcak kollarına güvendiği günlere hoş geldiniz efenim.

"Ben daha on beş yaşındayım." dedim titrek bir sesle. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum, bedenim titriyordu ama soğuktan değil, hayır değil. Korkudan kaynaklanan bir titremeydi. "Daha çocuk sayılırım."

"Kılkuyruk'a, dönüşümde yardım ettiğin zaman da çocuk sayılırdın." dedi hemen arkamdan sert bir ses. Derinden gelen, hırıltılı bir sesti. Boynumda asasının ucunu hissettiğimde korkuyla soluğumu tuttum ve sıkıca gözlerimi kapadım. "Lucius'a, Dünya Kupası'nda destek çıktığında da çocuktun. Ruh Emiciler ruhunu emerken de çocuktun. Crouch Jr.' ın, sana acımasızca yaptığı Crucio lanetinde bile çocuktun, Black."

Asası boynumdan uzaklaştığında rahatlayarak küçük bir nefes aldım ama hala korkudan tir tir titriyordum. Önüme geçtiğinde gözlerine bakmamak için gözlerimi giydiği siyah takımın üzerinde ki düğmelere diktim.

"Sen bir çocuk değilsin," diye fısıldadı, ürküten bir sesle. "Dönüşüm için, yardımda bulunman bir çocuk olmadığını gösterir. Sadece, aklı karışmış genç bir kızsın."

Gözlerim yerlerinden fırlayacakmış gibi hızla açıldı ama yanan lambanın ışığı anında gözlerimi rahatsız ettiğinde aynı hızla geri kapadım. Yerimde doğrulmaya çalışırken biri belimden tutup kalkmamda yardımcı oldu.

"Sonunda uyandın. " diyen bir ses duydum. Ama bu... Bu Blaise'in sesiydi.

Hızla gözlerimi açıp, hemen sağımda duran Blaise'e döndüm. Haftalar sonra sesini duyarken, şokla kalakaldım. "Sen... Sen..." diye kekeledim anlamayarak, sonra çenemi kapatıp uzun uzun ona baktım.

"İyi misin?" diye sordu yumuşak bir sesle. Bunu söyleyen haftalar önce bana duygusuz, acımasız bir sesle benimle görüşmek istemediğini söyleyen arkadaşım mıydı?

Harry Potter ve Kızıl KahinWhere stories live. Discover now