𝐻𝐴𝑅𝑅𝑌 𝑃𝑂𝑇𝑇𝐸𝑅 𝑉𝐸 𝐾𝐼𝑍𝐼𝐿 𝐾𝐴𝐻𝐼̇𝑁 | ❝ Seni sevmekle nefes almak arasında seçim yapmak zorunda kalsaydım, son nefesimi seni sevdiğimi söylemek için kullanırdım. ❞
'𝐖𝐚𝐭𝐭𝐩𝐚𝐝𝐅𝐚𝐧𝐟𝐢𝐜𝐬𝐓𝐑' 𝐨𝐤𝐮𝐦𝐚 𝐥𝐢𝐬𝐭𝐞𝐬𝐢𝐧𝐝𝐞
...
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.
✯★✯
Yağmur yağacaktı, hem de aşırı şiddetli bir şekilde.
Gözlemlerime dayanarak rüzgar çok şiddetliydi, rüzgarın şiddeti denize yansıyor ve bu sayede okyanus çıldırmışçasına kayalara vuruyordu. Ayakta durduğum sırada, ayaklarıma atılan damlaları hissediyordum ancak umursayacak halde değildim. Tüm dikkatim gece vakti bulutların arasında saklanmış ve ayında aydınlatamadığı mağaranın karanlık ve bir o kadar da ürkütücü girişindeydi.
Ve yanımda dik bir şekilde duran genç adamdaydı. Kafamı sağa çevirip onun yakışıklı çehresini inceledim. Neredeyse omuzlarının üzerinde ki gece karası saçlarından ufak ufak su damlaları akıyordu ve rüzgarın etkisiyle bir sağa, bir sola uçuşuyordu. Aynı şekilde üzerindeki kıyafette hatırı sayılır bir şekilde ıslaktı. Üzerinde ki ceketi çıkarıp okyanusa doğru attı ve üzerine yapışmış beyaz gömleğin kollarını sıvadı.
"Kimsin sen?" diye sordum merakla, ancak beni duymadı. Oradaki varlığımdan dahi bir haberdi. Kaşları biraz daha çatılınca bir an beni duydu zannettim ancak gözlerini mağaranın girişine dikmişti. Korkuyordu, bunu hissedebiliyordum ve en az bende onun kadar bu yerden korkmuştum.
"Ef-fendim?" Bende yanımdaki adam gibi yüzümü aşağı çevirdim. İhtiyar, sökük giysili ev cini kocaman gözlerini efendisine dikmişti, gözlerinden korku açık bir şekilde okunuyordu. "Bu-bunu yapmamız ger-gerçekten gerek mi?"
Yanımda ki adam boğazını temizledi ve yüzünü yeniden mağaranın karanlık girişine çevirdi ve yüksek, duyulur bir sesle, "Ne yazık ki, Kreacher." dedi. "Hadi içeri girmemiz gerek."
Hızla gözlerimi açıp yattığım yatakta aynı hızla doğrulurken, derin derin aldığım nefesler canımı acıttı. Anlıma ve enseme terden yapışan kızıl saçlarımı çekip geriye atarken ve gelişi güzel yüzümü silerken aynı şekilde uyanmak adına yüzümü ovuşturdum. Bedenim hala az önceki rüya ya da kabusun etkisiyle titriyordu.