6

12.4K 318 12
                                    

"Gülmeyi keser misin lütfen?" dedim gözlerimi devirirken. Ama o bana aldırmadan oturduğu yerde yarılmaya devam etti.

"Yani şimdi. Ay karnıma ağrı girdi Jess ya. Neyse. Tamam sakinim."

Susmasını beklerken kollarımı kendime dolayıp gözlerimi devirdim. Bütün salaklar da beni buluyor zaten.

"Benim seninle Hollanda'ya gelmem hata zaten. Ne işim var ki?" dedim ve sıkıntıyla arkama dönüp kapıya yürüdüm.

"Jess şaka yapıyorum dur." diyip koştu geldi ve kolumu tutup durdurdu.

"Bak lütfen kızma tamam mı? Çok komiğime gitti sadece yani. Ama itiraf et komik değil mi?" dediğinde dayanamayıp gülmeye başladım. İkimiz karşılıklı kahkaha atarken otel odasının kapısı açıldı.

"Kahkahalarınızı bölmek istemezdim ama artık gidiyoruz. Lobide sizi bekliyoruz." dedi Niall. Onaylar anlamda kafamı sallayıp yerde duran valizimi aldım. Zayn kendisininkini aldıktan sonra elime uzanıp benimkini de aldı.

"Aferin centilmen gibi davranmayı öğreniyorsun." dedim arkasından giderken. Tabi bunun nedeni güzel poposunu izlemek için değil.

"Senden öğreniyoruz." dedi asansöre binerken.

"Centilmenliği mi benden öğreniyorsun?" dedim lobi düğmesine basarken.

"Yani o anlamda demedim. Neyse. Eee benimle gelmek konusunda ne düşünüyorsun?"

Size anlatmamış olabilirim. Zayn bana diğer ülkelere de gelmemi teklif etti. Ve bende düşünmem gerektiğini söyleyerek tabiri caizse işin içinden sıyrılmıştım. Şu ana kadar.

"Emin değilim Zayn. Biliyorsun ben senin gibi şarkıcı değilim,kazanmam gereken bir kariyerim var." dediğimde dudaklarını büzdü.

"Doğru ama bir senecik bekletip benimle birlikte dünyayı dolaşsan?"

"Annemlerde beni kesse değil mi? Ne kadar güzel olur?." dedim. Geldiğimizi belirten ses çıkınca yine iki valizi alıp asansörden indi. Onu takip edip bende diğerlerinin yanına gittim.

"Hadi artık gidebiliriz." diye seslenip bir anda herkes ayaklandı. Basından kaçarcasına büyük arabalarına atladık ve havaalanına yöneldik. O kadar sıkışmıştık ki neredeyse Zayn'ın kucağında oturuyordum.

"Rahat değilsen kucağıma oturabilirsin?" diye fısıldadı kulağıma.

Yanımdaki tanımadığım adamla birleşmek mi yoksa en yakın arkadaşımın kucağına oturmak mı? Ben ikincisini tercih ediyorum.

"Tamam." dedim ve hafif popomu kaldırıp iki bacağını üstüne doğru oturdum.

"Ne kadar hafifsin sen öyle." diye sırıttığında bende güldüm. Bunu söylemesi ironikti çünkü daha önce bana çok ağırsın demişti.

"Sende gittikçe kibarlaşıyorsun." dedim dikkatle yüzüne bakarken.

"Seni mutlu etmek istiyorum." dedi gözlerini benimkilere sabitlerken.

Bu garip bakışmayı bitirmek için kafamı cama çevirip dışarısını izlemeye başladım. Sonunda geldik ve ben bacaklarımı açtım.

Sonra yine uçağa bindik ve ben yine oturdum. Bu sefer Zayn sadece yanımda oturuyordu tabii.

"Ben tuvalete gidiyorum." dedim ve kalkıp kızlar tuvaletine girdim. Midem nedensiz bulandığı için uzun süre tuvalette kaldım.

Sonunda gelip kapımı tıklattı.

"Jess iyi misin?" dediğinde sadece ses çıkardım.

"İçeri giriyoruum." dedi ve bir anda kapıyı açıp bana baktı.

Yüzümün halini görünce bana bile zor yer bırakan tuvalete girdi.

"İyi misin sen?"

"Midem bulandı." dediğimde kafasını sallayıp yüzümü ellerinin arasına aldı. Sonra da tek eliyle suyu açıp yüzüme avcuna aldığı suları çarpmaya başladı.

Gelen soğukla ferahlarken gözlerimi kapadım. İşi bitince beni kendine çekti ve tezgaha çıkartıp otturttu.

"Bana neden böyle davranıyorsun" dedim gücüm yettiğince.

"Nasıl?" dedi yanağıma doğru fısıldayarak.

"Sanki senin sevgilinmişim gibi." dediğimde geri çekilmesi gerekirken çekilmedi ve yanağıma dudaklarını sürttü.

"Belki de öyle olmak istiyorumdur." dediğinde tepki vermek yerine o anın tadını çıkardım. Ne de olsa daha sonra bunu düşünecek çok zamanım olacaktı...

I Knew You Were TroubleWhere stories live. Discover now