3. Sezon 67. Bölüm

757 45 1
                                    

Where We Are Turu'nu da bitirdiler veee ne desem bilemiyorum. Çıktıkları harika yolculukta her geçen gün daha iyisine gidiyorlar,umarım bu hep böyle gider. İyi okumalar :D

Vee son 3 bölümümüz :/

Bir çok şey kazandım. Bir baba,bir aile,hayatımın aşkı ve dünyalar güzeli bir kız çocuğu. Ama kaybettiklerim de olmuştu. Belki de kazandıklarımdan daha çok şey kaybetmiştim. Ve oturup düşündüğümde kaybettiğim şeylerin çoğunun kazandığım 'tek' bir şeyden dolayı olduğunu biliyordum.

Ve kaybettiklerime bir tane daha eklenmişti. Onu ben bile öğrenememişken gitmişti. Ama onu kaybetmeye üzülürken daha ciddi bir şeyleri kaybedebilirdim de. O ciddi şeylerin de ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz zaten.

Her neyse işte,bebeğimizi kaybetmemizin üzerinden daha 1 hafta geçmişti. İkimizde bu konuy sadece bir kere konuşmuş ve sonsuza kadar derinlere gömüp üzerini örtmüştük. Çünkü ne kadar irdelersek,o kadar yara alacaktık.

"Bu akşam hep birlikte bir yemek yiyelim dedik." Zayn gözlerini televizyondan ayırmadan konuştuğunda göremese bile kafamı salladım.

"Sadece çocuklar mı?" Elimde ki kitabın arasına ayracı sıkıştırdıktan sonra ortada Zayn'ın ayaklarını taşıma görevi gören sehpahanın üzerine koydum.

"Miranda ve çocukların sevgilileri de olacak." Son zamanlarda Miranda ile aramızın iyi olduğunu söyleyemeyeceğim,çünkü değil. Bana karşı özellikle bebeğimi kaybettikten sonra daha soğuk davranır oldu. Durmadan Zayn'e bu kadar olayın üzerine hala nasıl dayanabildiğimi sorup duruyordu ve ben nedenini az da olsa anlıyordum.

En başından beri,anlıyordum. O görevi kabul etmesinin nedeninin de bu olduğunu biliyordum ama insan en yakın arkadaşına bunu yakıştıramadığından dile getirmeye içim elvermiyordu.

"Jess?" Zayn elini gözümün önünde salladığında kendime gelerek tekrar ona baktım.

"Kaçta buluşacağız?" derken koltuğun yanında duran oyuncak beşiğinde duran Carmen'e eğilmiştim. İlginin onun üzerinde olmasından memnun olarak etrafa gülücükler saçmaya başladığında onu kucağıma alarak tekrar babasının yanına oturmuştum.

Zayn anında ilgisini Carmen'e yöneltirken konuştu.

"Sanırım 2 saat sonra falan. Çok lüks bir yere gitmeyeceğiz. Her yerden fırlayan magazincileri kaldırabilecek kapasitem yok şu anda." Bitkince bir nefes vermesine kıkırdarken Carmen'i kucağına alabilmesi için serbest bıraktım. Onlar baba kız oynarlarken ben de kalkıp mutfağa gittim ve telefonumu çıkarıp annemi aradım.

"Efendim?" diyerek açtı.

"Anne nasılsın?" Evet harika bir telefon konuşması girişi. Evet evet bende biliyorum.

"İyiyim bebeğim,sen?" Annem son yaşanılan olaylardan sonra her gün onu aramamı istiyordu. Zayn'ın annesi Trisha'da aynı şekilde. O açık bir şekilde belirtmese de ya torununu ya da oğlunu bahane ederek beni arıyor ve durumumun iyi olduğunu teyit ediyordu.

Benim için endişelenen insanları görmek beni mutlu ediyordu. Çünkü onlar tarafından sevildiğimi biraz daha hissediyordum.

"İyiyim anne. Sana bir şey sormak için aramıştım." Annemin karşı tarafından söylemem için gelen homurtusunu duyunca derin bir nefes aldım.

"Bu akşam çocuklarla birlikte yemeğe çıkmaya karar verdik,biz gelene kadar Carmen'e bakman mümkün mü?" Ayrıca annemler kendi aralarında bir program çıkarmışlardı ve birisine ihtiyaç duyduğum zamanlar sırasıyla geliyorlardı. En son Trisha geldiği için sıra annemdeydi.

I Knew You Were TroubleDär berättelser lever. Upptäck nu