3. Sezon 63. Bölüm

1.1K 56 4
                                    



Hepinizin salak olduğumu düşündüğünüzün farkındayım. Ki öyleyim de biliyorum. Ama o anda bazı şeyler doğru gibi gelmişti. O bana güveniyle ilgili bir şeyler söylemediğinde nasıl çaresiz hissettim bir haberiniz var mı? Yok. Tahmin bile edemezsiniz.

O anda ki yaşadığım sarsıntıyla da buraya onu getirip böyle bir şey söylemek mantıklı gelmişti. Ama o şimdi bana o sözleri söylediğinde neredeyse kendimi yere atıp kafamı yumruklamaya başlayacaktım. Belki şimdi çıkıp ona şaka yaptığımı sadece öylesine dediğimi söylesem inanır mıydı? Hiç mi? Peki.

"Jess." Söyleyebileceğim doğru kelimeyi ararken kısa bir süre durakladım. Bu süre içerisinde merakla beni izlemeye devam ediyordu. Mavi gözlerinin gerisinde üzüntü olduğunu açıkça görebiliyordum.

"Şaka yaptım?" Tepkisini beklerken her türlü şeye karşı gözlerimi kıstım ve dudaklarımı birbirine bastırdım. Tek duam dalga geçiyor sanmayıp inanmasıydı. Yani belki böyle yırtardım he bundan?

"Sen! Sen!" Ah sanırım deliriyor.

Elleri ilk başta saçlarının arasına yolacak gibi girdikten sonra hızla bana yönelip geriye doğru sertçe ittiler. Düşmemek için kollarından tuttuğumda o da dengesini sağlayamadı ve üstüme geldi. Ben altta o üstte olacak şekilde yere düştüğümüzde acıyla inledim.

"İyi oldu!" Başka bir tepki vermeden hızla üstümden kalktı. Kısa bir süre daha organlarımın sağlığından emin olmak için yattım. Sırtım ağrısa da aldırmadan kalktım ve üstümü silkeledim.

"Ben neler düşündüm senin haberin var mı? Kafayı yemiş bi manyak olduğunu bile düşündüm! Salak!" İnandığı için rahatça bir nefes alırken gülerek tepkisini izlemeye başladım. Birisi ona sinirliyken ne kadar seksi olduğunu söylemeli.

"Özür dilerim tamam mı? Sakinleş bebeğim. Şakaydı." Ona uzandığımda geri kaçmadan kollarımın arasına girdiğinde rahat bir nefes aldım. Bir salaklığımı da başarıyla atlatmış bulunmaktayız. Umarım beynim biraz yerine gelir de eşimi biraz daha üzmem.

"Hadi artık eve gidelim." diye mırıldandığında onu onayladım. Bu sefer benden uzaklaşmadan arabaya binmesine yardım etmeme izin verdi. O hastanedeyken duvara yumruk attığım elim kırılmıştı ama 2 hafta geçmesini beklemeden alçıyı çıkarttırmıştım.

Arabada karşısına otururken sesini çıkarmadı. Galiba hala yapmış olduğum şaka(!)yı düşünüyordu.

"İyi misin Jess?"  sorum karşısında bana bakmadan kafasını salladı. Ama iyi olmadığını görebiliyordum. İçinde ki sıkıntının ne olduğunu merak ettiğim için üstelemeye karar verdim.

"Bebeğim söyle bana." Dudaklarını kısa bir süre büzse de bana döndüğünde tepkisiz bir suratı vardı.

"Bir an ciddi olduğunu düşünmüştüm. Beni orada öyle sallandıracak kadar delirdiğini düşünmüştüm."

Tamam sizin yerine ben söylerim. Salak kafama sıçayım.

"Bak çok  üzgünüm bebeğim. Gerçekten şakaydı ve ben inanacağını düşünmemiştim." DÜŞÜNDÜ.

"Tamam." Jess belki de hayatında ilk defa başka bir sorun yaratmadan kabullenirken gülerek onu izledim. Kafasını göğsüme yasladıktan sonra kollarını belime doladı ve kokumu içine çektiğini hissettim.

"Yani bu da bitti ha?" Carlos olayını kast ettiğini anladığımda huzursuz olsam da onayladım. Vücudu gevşerken göğsüme bıraktığı öpücük sayesinde bende gevşedim ve kollarımı ona daha sıkı sardım. Sonunda bu da bitmişti.

3 YIL SONRA~

"Jess hadi!" Belki de bininci kez seslenirken Carmen'i kucağımda hoplatarak oyalamaya çalışıyordum. Noeldeydik ve ailemin ısrarıyla bu noeli onlarda geçirmeye karar vermiştik. Ve Jess yaklaşık 1 saattir hiç ses çıkarmadan odada duruyordu.

Tamam biliyoruz kadınlar geç hazırlanıyor ancak bu kadar ses çıkarmaması beni korkutmuyor değil.

Carmen'i salona koyduğumuz oyun kafesinin içine bıraktıktan sonra kilitledim ve yukarı çıktım. Odayı hafifçe dinleyerek bir ses duymayı denediğimde tek duyduğum şey kendi nefes alış verişlerim oldu. Telaşlanarak kapıyı çalmadan içeri girdiğimde elinde telefonumla yatakta otururken gördüm.

"Bebeğim neler oluyor?" Mırıldanarak önüne gittiğimde kafasını kaldırmadan iki yana salladı. Bu daha çok telaşlanmama neden olurken hafifçe dizlerimin üstüne çöktüm ve göz göze gelmemizi sağladım. Ama o hemen bakışlarını kaçırarak telefona dikti.

"Jessica yüzüme bak." Sert çıkan sesim karşısında kafasını kaldırdı ve yavaşça bana baktı. Sonra da elinde ki telefonu bana uzatarak donup kalmasını sağlayan şeyi gösterdi.

'Benden asla kurtulamayacağınızı söylemiştim. Sen beni yendiğini sanarken bile benim planımın içindeydin. Karın ve kızınla geçireceğin son zamanların tadını çıkarsan iyi olur Malik. Çünkü ben öyle yapacağım.

-C'Adını yazmamıştı ama kim olduğunu ikimizde açıkça biliyorduk. Onu orada öldürdüğüme emindim. Kafasına kurtuluşu olamayacağı iki kurşun sıkarken gözümü bile kırpmadan ölüşünü izlemiştim. Cesedinin üzerinden geçip giderken öldüğüne emindim. EMİNDİM. 

O pislik yüzünden en yakın arkadaşım vurulmuştu. Şu anda iyileşmişti ama vurulmuştu işte.

"Öldü demiştin!" Başını ellerinin arasına alırken mırıldandı.

"Ölmüştü zaten!" Ellerini sarı saçlarının arasında gezdirdikten sonra kafasını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı.

"Ben her zaman macera yanlısı biri olmuştum ancak bu kadar yeter. Hayatımda ki tek maceranın turneden dönen eşimi kızımla birlikte karşılamak olmasını istiyorum. Ne senin şu aptal düşmanların ne de başka bir şey olmadan!" Bağırdığında ses çıkarmadım. Haklıydı. Ona hiçbir zaman huzurlu bir yaşam verememiştim.

"Bende istemez miyim sanıyorsun? Jess hayatımda tek istediğim aksiyon kızım ve seninle ilgili olanlar ama yapabileceğim bir şey yok! Eskiden çok hata yaptım ve ne yazık ki bu hatanın bedelini ödemek zorunda kalıyorum. Ama lütfen benden uzaklaşma. Yoksa yok olur giderim."

Oturduğu yerin önünde diz çökerek oturdum ve ellerimi yanaklarına yaslayarak bana bakmasını sağladım.

"Beni bırakma." Uzun bir süre gözlerimin içine baktıktan sonra derin bir nefes aldı ve gülümseyerek kafasını iki yana salladı. Aynı şekilde karşılık verdikten sonra uzanıp onu kollarımın arasına aldım ve derin bir nefes aldım. İstediğim sadece buydu işte.

"Bunu da atlatacağız bebeğim tamam mı?" Kafasını onaylar anlamda salladığında daha sıkı sardım ve kucağıma alarak yataktan kalkmasını sağladım.

"Noelimizi bu pislik yüzünden berbat etmeyeceğiz. Hadi gel annemler bizi bekliyordur." Kollarını boynuma daha sıkı dolarken uzandı ve boynuma bir öpücük bıraktı. Eğilip alnını öptüğümde hoşnutlukla gözlerini kapattı.

Dün geleceği için söz vermiştim ancak internette bir sorun oldu. Yazlığa kurdurduğumuz internet ilk başta olmadı sonra bu sabah halledince anca yayınlayabildim. Kusura bakmayın ve okuduğunuz için teşekkürler.

I Knew You Were TroubleWhere stories live. Discover now