I Knew You Were Trouble

65.4K 620 26
                                    

"Konserlerden fırsat bulduğum anda geldiğimi sende biliyorsun Jess." dedi Zayn. Sıkılmış bir şekilde telefona karşı üfledim.

"En yakın arkadaşımı aydan aya görmek beni sıktığı için özür dilerim Malik. Neyse. Sen zaman bulduğunda ararsın,ama beni bulabileceğine garanti veremem." dedim ve telefonu kapadım.

Yaklaşık 3 saniye sonra beni tekrar aradı. Telefonu meşgule atıp Bershka'ya girdim. Tişörtlere eteklere bakarken tekrar çaldırmaya başladı.

Duymamazlıktan gelip kabinlere elimdeki kıyafetlerle gittim. Dar siyah elbiseyi giyip kabinden çıktım. Arkadaki fermuarı kapatması için birine seslenecekken bir el hızlıca çekti.

"Teşek..." derken donup kaldım.

"Zayn?" dedim şaşkın bir halde. Her zamanki yamuk gülüşünü takınıp etrafına bakındı.

"Eğer 7 tane aramama cevap verseydin ve telefonu suratıma kapatmasaydın karşına çıkıp sürpriz yapmayı düşünüyordum. Ama ne dersin? Bence bu da sürpriz oldu." dedi.

Son söylediklerini duymamazlıktan gelip sıkıca ona sarıldım.

"Seni çok özledim rampa kafa." dedim boğuk bir sesle.

Hayır,ağlamıyorum. Sadece kafamı boynuna gömülü tuttuğum için sesim öyle çıkıyor.

"Bende seni özledim kıvırcık kafa." dedi. Sesinden anlaşıldığı gibi 'yine' sırıtıyordu.

"Seni New York'a hangi rüzgar attı dostum?" dedim geri çekildiğimde. Bu sırada şakayla karışık omzuna yerleştirmiştim.

"Harvard'a giden zeki arkadaşımı ziyaret etmek istedim." dediğinde gözlerimi devirdim. "Gerçek neden?" dedim başka bir şey demeden.

"Madison Square Garden konseri. Yarın gece." dedi sadece. Kafamı yana çevirdim. Ne sanıyordum ki? Taaa Londra'dan kalkıp benim için NY'ye geleceğini mi?

"O zaman git ve konserine çalış kötü çocuk. Beni de elbiselerle yalnız bırak." dedim aynaya dönerken.

"Hadi Jeess. İstemeseydim peşinden bütün alışveriş mağazalarını Sherlock gibi dolaşmazdım." dediğinde aynadan ona baktım.

"İstemeseydin? Ah. Peki." dedim ve kabine girdim. Dışarıda kısık sesle küfrettiğini duydum. Kendi kıyafetlerimi giyip tekrar dışarı çıktım. Elimdeki siyah elbiseyi kasaya bırakırken benden önce bir el kredi kart uzattı.

"Geçen doğum gününde hediyen kargoda parçalandığı için benden hediye alamamıştın. Bu da benden olsun." dedi gözlerimin içine bakarak.

"Hayranların paranı yiyiyorum diye yaygara yapmasınlar?" dedim şüpheyle.

Cebinden Iphone'u çıkardı ve ekranı gözüme soktu. Bir tane Directioner sayfasına temin ki fotoğraflarımız-ne ara buldular bende bilmiyorum- yayınlanmış ve 'Yakın arkadaşlar bir arada!' başlığı atılmıştı.

Komik olan ise bizi gerçekten seviyor olmalarıydı.

"Ah,peki. Al." dedim ve kapıya yürüdüm. Şifresini girdi,kredi kartını ve poşeti aldı. Bu sırada kasiyer kıza sırıtıp yanıma geldi.

"Aman Perrie bunu görmesin." dedim poşeti ondan alırken.

"Neyi?" dedi şaşırarak.

"Kızla ayakta seviştin Zayn. Gözlerinle soydun ve olayı bitirdin. Seni tanıyorum. Kızlara bakışın durmadan değişiyor." dedim. Bu sırada rotamızı Starbucks'a çevirmiştik.

"Bilirsin,ben bir erkeğim." dedi sadece. Kendimi masalardan birine atarken konuştum.

"Bu kızları gözlerinle becerebilme hakkını vermez."

*******************-***********************

Nasıl tanıştığımızı size anlatıyorum şimdi. Sanırım bunu anlatmadan diğer bölüme geçemem. Ben hala Londra'dayken ve en yakın arkadaşım Directioner'lik ateşine tutulmuşken hep birlikte bir konsere gidelim dedik.

Biletlerdi oydu buydu şuydu derken sonunda konser günü geldi. Yerlerimize geçtik. Arkadaşım deli gibi dans ederken ben tek bildiğim şarkıları olan What Makes You Beatiful'un bir an önce gelmesi için dua eder haldeydim.

Konser bitti,etrafta dolaşıyorduk ki kapşonlu bir ET tarafından itildim.

"Önüne baksana gerizekalı!" diye bağırdım. Arkadaşım yani Melissa beni yerden kaldırmaya çalışırken ben de hala küfrediyordum.

"Özür dilerim. Bu gözlüklerden görmem imkansız." dedi yere çömelirken.

"Gecenin 11'inde neden güneş gözlüğünü taktığını sormuyorum. Şimdi ET benden uzak dur ve git." dedim. Ayağa kalktığımda o da gözlüğünü ve kapşonunu çıkarmıştı.

Melissa yanımda 'Aman Tanrım! Bu Zayn!' diye çığrışırken ben gözlerine odaklanmıştım. Cebinden çıkarıdığı kalemle avcuma numarasını yazdı.

"Eğer bir problem olursa beni ara." dedi ve tekrar kuşanıp bizden uzaklaştı.

İşte biz böyle karşılaştık,arkadaş olduk.

Eh diğer hikayeyi de başka zaman anlatırım artık.

I Knew You Were TroubleWhere stories live. Discover now