3. Sezon 62. Bölüm

1.4K 80 5
                                    

Multimedia ile birlikte okumanızı tavsiye ederim , iyi okumalar :)

 Şöyle bir hayatımı düşününce bunun kaçıncı kez ölümden dönüşüm olduğunu düşünmeden edemiyorum. Genellikle konularımız her zaman Zayn'ın etrafında dönüyor. Babam ona zarar vermek için beni kaçırttığında,Bayan Metropolis adlı manyak kadın beni kaçırdığında, o kadının manyak sevgilisi Martin benimle sevgili olduktan sonra beni kaçırdığında,Zayn'ı annemi ve beni uçurumun kenarında tehdit ettiğinde ve şimdi de eski düşmanlarından birisinin oğlunun ondan intikam istemesinden dolayı.

Bu saydıklarımdan sonra düşündüğüm tek şey yorulduğum oluyor normal olarak. Evet kızıma veya kocama zarar gelmemesi için kendimi her türlü kurşunun önüne atmaya razıyım ama bir yerden sonra biraz da eşinizin sizi korumasını istiyorsunuz. Ya da sanki her şey onun suçu değilmiş gibi karşınızda özür dahi dilemeden durmamasını.

"İyisin değil mi?" Miranda'nın bininci kez sormasına karşılık olarak artık sadece gözlerimi devirdim. Senin değil de onun bunu sorması gerekmiyor mu? diye delicesine bağırmak istiyordum artık.

Miranda kafasını salladıktan sonra arkasında duran Zayn'e dönüp bir bakış attıktan sonra tekrar bana döndü. Miranda yanımdaydı evet ama o ikisinin sözde beni Zayn'ın düşmanını haklayacakları zaman Zayn'den uzaklaştırmak için yaptıkları plandan beri ikisinin aynı ortamda olmalarına pek güvenemiyorum açıkçası.

"Ben bir çocuklara bakıyım bari." diyerek odadan çıktı. Kapıyı arkasından kapatırken bakışlarım teminden beri beni izleyen Zayn'e odaklandı. Ve sonra bir anda beni izlemeyi kesti ve büyük adımlarla gelerek iki eliyle yanaklarımı kavradı.

Sonra da beni öyle bir öptü ki neredeyse yaptığı her şeyi unutacak hale geldim.Beni nefessiz kalana dek hiç durmadan öptü. Geri çekildiğinde ise yüzümün her yerine öpücüklerini bıraktı.

"O kadar çok korktum ki. Jess." mırıldanışı sırasında alnını alnıma yaslamıştı ve öylece duruyordu. Normal bir zamanda dedikleri yüzünden kalbimin erimesi gerekirken şu anda tek yapmak istediğim onu ittirmekti.

"Zayn." Saatlerdir konuşmamış olmanın verdiği nedenle sesim kötü çıkınca boğazımı hafifçe temizledim. Diyeceklerimi duyabilmek için geri çekildiğinde bakışlarımı gördü ve sanırım korktu.

"Sorun ne?"

"Carlos öldü mü?" Bunu o anda sormam ona anlamsız gelmiş olacak ki kısa bir süre şaşkınlıkla sessiz kaldı. Daha sonra da kısık bir sesle onayladı.

"İyi. Peki beni vuran adam?"

"Jessica neler oluyor?"

İşin ciddiyetini anlamış olacak ki kaşları çatık bir halde geri çekildi ve bakışlarını üzerimde gezdirdi. Yatağımın kenarına sandalyeyi çektikten sonra ciddi bakışlarını tekrar üzerimde gezdirdi.

"Neler olmuyor desek şuna?" Alaylı sözlerim kaşlarının daha fazla çatılmasına neden olurken aldırmadan devam ettim.

"Kaçıncı olduğunu bilmediğim bir yaram daha oldu. Bir kez daha ölümden döndüm. Vurulduğumda gözümün önünde belki de bensiz kalacak küçük kızım vardı. Sence neler oluyor?" Cevap veremedi. Gözlerimiz arasında ki kavgayı ben kazandığımda gözlerini kaçırdı ve sandalyede öne doğru kaykılıp dirseklerini dizlerine yasladı.

Elleriyle yüzünü sıvazlarken homurdanmasını duyabiliyordum.

"Jessica üzgünüm tamam mı? Olan hiçbir şeyi geri alamam ama seni koruyabilmek için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Sana en başta söylemiştim. Ben Bay Bela olarak anılan biriydim. Yanımda her saniye güvende olmayı mı bekliyordun?" Sonlara doğru yükselen sesini umursamadan güldüm.

I Knew You Were TroubleWhere stories live. Discover now