7

12K 314 21
                                    

Eğlenceli ve romantik bir bölüm olacağı için size okumanız için Demi Lovato'dan Really Don't Care i dinlemenizi öneririm. Sözleri değil melodiyi ve sesi dinlemeniz yeter :D Ayrıca bölümleri telefondan yazıyorum uzun olmazsa anlayışla karşılarsanız sevinirim :D Iyi okumalaaar

Hayatım bildiğin havaalanı ve konser alanları arasında geçer hale geldiğinde yapmak istediğim ellerimi kulaklarıma kapayı deli gibi bağırarak kaçmak ama malesef öyle bi seçeneğım yok.

"Galiba bundan sonra yürüyemeyeceğim." diyerek havaalanının tam ortasında durdum.

Zayn arkasına dönüp acınası halime bir göz gezdirdi.

"Bu kadarcık yerden mi yoruldun?" dedi dalga geçer gibi. Tabi bende yorgunluğunda verdiği sinirle ona bağırmaya başladım. Dikkatinizi çekerim yine havaalanının ortasında.

"Ben durmadan turneden turneye koşmaya alışık değilim ve evet iki gün ard arda 5 saatlik uçak uykusuyla idare edince şu kadarcık yol bile sırat köprüsünde yürüyormuşum gibi."

"Özür dilerim ben alıştığım için seni de öyle düşündüm." dedi. Sonra da benim valizimi elimden alıp yanında duran Harry'e uzattı. Sonra kendininkini yere koyup bana yaklaştı.

"Ne yapıyorsun?" dememe kalmadan bir kolunu bacaklarımın arkasından diğerini de sırtımın arkasına koyarak beni kucakladı. Yerden de kendi çantasını alıp rahat rahat yürümeye başladı.

Dışarıdaki soğuk havaya rağmen bekleyen paparaziler bizim bu halimizi çekmeyi de ihmal etmediler tabi ki.

"Rezil oluyoruz farkında mısın?" dedim kafamı boynuna gömerken.

"Sevdiğim kızı kucağıma almamın nesi rezillik?"

Sevdiğim. Kız. Sevdiğim. Sevdiğim ve sevdiğim. Tanrım. Kulaklarım bana oyun mu oynuyor yok ben cidden doğru mu duydum?

Ses çıkarmadan durmaya devam ettim zaten kısa süre sonra arabaya bindik.

"Sonra neden sadece sevgili meselerimle gündeme çıkıyorum diyorsun. Al işte bundan." dedi Louis üfleyerek. Zayn kucağından beni indirirken ona dil çıkarttı.

"Kısa süre içerisinde alacağım nefret tweetlerinin haddi hesabı olmayacak." diye mırıldandım kızgınlıkla.

Kızgındım çünkü öyle bir şey istememe rağmen beni kucağına almış ve paparazilerin önüne atlamıştı. Bir de kafamı karıştırması vardı tabii.

"Abartıyorsun." dedi yanıma yayılırken.

Açtığım tweetleri gözüne sokunca istemsiz olarak gelirdi.

"Ne ara haberleri oldu bunların ya?"

"Haberleşmelerini görsen çıldırırsın. Bir gün oturup sitelerden birine girdiğimde işediğiniz zamana kadar her şey var. Gerisini sen düşün artık."

Kafasını şaşırmış gibi iki yana salladı.

"Hepsi deliler." durdu. Sırıtıp lafını tamamladı. "Ama hepsi benim kızlarım."

Onun hayranlarını sevmesini seviyordum. Aslında ben onun herşeyini seviyordum ama bunu duyurmaya cesaretim yoktu. Henüz.

******************

Otel odasında yorgunlukla kulaklıklarımı takmış ölü gibi yatıyordum. Bir anda birisi beni sarsmaya başladığında korkarak gözlerimi açtım.

"Neden cevap vermiyorsun?!" diye bağıran Zayn e baktım.

"yorulduğum ve müzik dinlediğim için duymamışım. Ne bu panik?" dediğimde rahat nefes aldı.

"Sana bir şey oldu sandım." dedi ve kendisine çekip sıkıca sarıldı.

Ah kokusu. Bir insanda olabilecek en güzel koku.

"Bazı şeyleri konuşma zamanımız geldi sanırım." dedi geri çekildiğinde.

"Evet?" dedim beklentiyle.

Derin bir nefes aldı ve gözlerimin içine baktı.

"Bak seni seviyorum tamam mı? Seni gördüğüm ilk andan beri seviyorum. Ve senin de bana karşı hislerin olduğunu biliyorum." dedi ve derin bir nefes daha alıp verdi.

"Bu yüzden benim sevgilim olmanı istiyorum. Benim Jess'im olmanı. Kimsenin sana benim gibi bakmamasını."

Sözleri ile gülümsemeyi bırakıp bende gözlerinin içine dikkatle baktım.

"Bende seni." dedim ve beklemediği anda sıkıca sarıldım.

Size demiştim. Henüz açıklamaya hazır değildim. Sadece doğru anı bekliyordum. Bir otel odasında yatağımın üzerindeki.

Umarım beğenmişsinizdir öpücükleeer :*

I Knew You Were TroubleWhere stories live. Discover now