20

7.3K 174 17
                                    

Selamlaaaaaaar :D Nasılsınız canalrım görüşmeyeli? İyisiniz iyisiniz :D Şimdiden başlayan tatil hepinize yaramış bence :D SBS ye giren okuyucularıma da şöyle bir önerim var,sınav artık bitti,kafanıza takıp üzülmenizin kimseye bir faydası yok. Sonuçlar açıklanıncaya kadar party hard moduna geçip kopuyorsunuz,ama ben ve hikayelerimi de unutmuyorsunuz canlarım :D neysee işin komikliğini bir yana şutlarsak,I Knew Yo Were Trouble bittikten sonra -ki öyle bir final var ki aklımda hepinizi merak içinde bırakıcam ahahahah- Mr. Trouble adında bir devam hikayesine başlayacağım,yani bitince beni bırakmak yoooook :D Her neyse. Şimdi bir de ben bazı sevilen hikayelere fan videoları yapıldığını görüyorum ve kıskanıyorum yani. Yani yapsanız güzel olurdu bence....

Her neyseee umarım bölümü beğenirsiniz,iyi okumaalaar :D

Korkunun bütün bedenimi ele geçirdiğini,hatta kan yerinde damarlarımda korku aktığını hissediyordum. Yüzümün her tarafından hediğim darbeler sayesinde herhangi bir mimiğimi hareket ettirmek bile acı çekmeme nedendi. Gözlerim siyah bir bezle kapalıydı,sadece arada gelip giden ve dayak atan ziyaretçilerim vardı.

Zayn nerdeydi?

Onun dışında bir de üstüme kriz geçirmem için atılan buzlu,soğuk sular vardı.

Zayn nerdeydi?

Zaatüre sınırında olduğumun farkındaydım. Ciğerlerim sökülecek gibi öksürüyor,aynı anda da kırık olma ihtimali yüksek olan kaburgalarım yüzünden acı çekiyordum.

Zayn nerdeydi?

Nerdeydi Tanrı aşkına?! Her kötü durumda gelip beni kurtarıcağına söz vermişti,vermişti değil mi? Zor durumdayım Zayn. Hadi lütfen gel. Seni affedeceğim,söz veriyorum. Ama lütfen kurtar artık beni. Lütfen.

"Fotoğrafını çek ve şu gerizekalıya at." dedi duymaya alıştığım ses.

"Peki Bayan Metropolis."

Metropolis. Orospu Metropolis. Merak etmeyin bunun bir soyad olmadığını,aralarında bir takma ad olduğunun bende farkındayım. Ve eğer ölmez sağ kalırsam,bu orospuyu direk polise vereceğimi de biliyorum. Ama neden ilk ihtimal bana aşırı zayıf bir ihtimal gibi geliyordu.

"Malik'in depoyu ne zaman basacağını düşünüyorsun?" dedi bir diğer ses.

"Bela(Trouble) için yolladığımız adam hemen öteceğine göre 2 3 saat içinde oraya varırlar." dedi Metropolis.

"Sence kızı orda bulamayınca ne bok yapacak?" dedi ve ardından bir kameranın fotoğraf çekme sesi yükseldi. 

Harika! Çıplak ve dayak yemiş fotoğraflarıma bir yenisi daha eklendi. İmza isteyen?

"Siz esas beni bulup ardından sizi bulduğunda sizi nasıl ve hangi pozisyonda becereceğini düşünün ha?" dedim bağırmaktan kısılan sesimle. Tamam travesti sesi demek de yeterli olur.

"Aaaa esas kızımız da uyanmış." dedi kadın. Ardından da bana doğru gelen ayak seslerini duydum. Durduğu anda yanağıma da bir darbenin inmesi bir olmuştu.

"Ben seni öldürüp istediğimi aldıktan sonra beni istediği şekilde becerebilir." dedi kulağıma.

"Orospu." dedim ve ağzıma dolan kanlı tükürüğü onun olduğunu sandığım tarafa tükürdüm. O taraftan gelen bir iğrenme sesi ile doğru yere isabet ettirdiğimi anlayıp pis pis güldüm.

Bir anda yanaklarıma ard ardına inen tokatlarla nevrim dönse de gülümsemeyi yüzümden silmedim. Kulağımda yine fısıldamasını duyunca hızlı bir şekilde kafamı hareket ettirip suratına kafa attım. Gelen bağırışla kahkaha attım.

Sonra yediğim dayak önemli değildi,ben amacıma ulaşmıştım. Şimdi, Zayn nerdesin?

*

"Vurma artık vurmaa!" diye avazım çıktığı kadar bağırınca tekmeler kesildi. Hıçkırıklarımı daha fazla tutamayarak ağlamaya başladım. Adamların dışarı çıktığını duyunca katılarak ağlamaya başladım. Ağlarken canım çok acıyordu ama ikisini de engelleyemiyordum.

Bağlı olan ellerimi çekiştirerek kurtulmaya çalıştım ama hiçbir şekilde mümkün olmuyordu. Bende kaderime küserek ağlamaya devam ettim. 

Yaklaşık yarım saat olarak tahmin ettiğim süre boyunca öylece yatmaya devam ettim. Sonra hıçkırıklarım yavaşlayıp burun çekme olayına dönüşünce dışarıdan birilerinin koşuşturduğunu ve kızgın küfürlerini duydum. Sonra birden ayak sesleri durdu ve benim olduğum tarafa yakınlaştı.

Nerede olduğumu bile bilmiyordum o yüzden herkesin inip çıkma sesinden dolayı yerin altında bir yerde olduğumu düşünüyordum.

"Jessica." 

Tanıdık sesiyle neredeyse sevinç çığlığı atacaktım. Cevap vermek için ağzımı açtım ama çıkan sadece bir fısıltı oldu.

"Jessica,bebeğim burdayım. Burdasın." diyerek aşağı atladığını duydum. Biraz sonra kafam dizlerinin üstündeydi ve gözlerimi açtı. Ela gözlerinin içine bakarken aslında gözlerimi açtığımda görmek istediğim tek şeyinde bu ela gözler olduğunu anladım. İçime huzur veren tek bu gözlerdi.

"İyisin bebeğim. Korkma tamam mı?" dedi saçlarımı yüzümden iterken.

"Korkmam." dedim gözlerimi gözlerinden ayırmayıp.

O ise gözlerimiz arasındaki bağı kopararak ayaklarımı ve ellerimi çözdü. Kalkmama da yardım ettikten sonra kendisi önden ben arkadan merdivenlerden fırladık. Dışarı çıktığımız anda beni kucağına aldı ve yürümeye başladı.

"Teşekkürler,Tanrım. Teşekkür ederim." diye mırıldandı. Sonra da dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp yürümeye devam etti. Biraz daha yürüdükten sonra tanıdık şehir ışıklarını gördüm. Zayn cebinden telefonunu çıkarıp birisini aradı.

"Deponun dışına çıkın." dedi. Sonra da durup sıkıca bana sarıldı.

"Üşüyor musun?" diye fısıldadı kulağıma.

Onaylar anlamda kafamı salladığım anda beni hafifçe ayaklarımın üzerine bırakıp üzerindeki kazağı çıkadı. Çıplak olmamı umursamadan vücuduma bile bakmadan kazağı üstüme giydirdi. Sonra da alnımdan öperek tekrar kucağına aldı.

"Seni bunların hepsinin içine ben bulaştırdım. Çok özür dilerim meleğim." dedi. Cevap vermeme fırsat kalmadan başka adamların seslerini duydum. Biraz sonra Pat'in sesi de geldi.

"Jess. Bebeğim iyi misin?" diyerek hemen yanıma geldi. Elini anlıma koyup buz gibi olduğumu görünce o da üstündeki ceketi çıkarıp üstüme örttü. Sonra da Zayn getirilen arabaya yürüdü. Birisi sürücü koltuğuna geçerken Zayn benimle birlikte arka koltuğa geçti. Başımı dizine koyup saçlarımla oynamaya başladı.

Gözlerimizim arasındaki bağı koparmadan yavaşça gözlerimi kapadım. Yorgunluk ve mutluluk yüzünden hemen uyku bastırmıştı. Tam dalacakken mırıltısını duydum.

"Teşekkür ederim Tanrım. Onu bana bağışladığın için teşekkür ederim."

I Knew You Were TroubleWhere stories live. Discover now