2. Sezon ^Mr. Trouble^ Bölüm 45

4.9K 150 14
                                    

Selaaam,üzülerek belirtmeliyim ki o dediğim yarışma olayından elendim evet az oy geldiği için. Genede atan herkese çok teşekkür ediyorum başka yarışmalara bakıyoruz artık :D Neyse bu bölüm sizden isteyeceğim şey Daniel Sharman hikayemi yorumlardan attığım linkle okumanız. Bugün 2. bölümünü yayınlayacağım. Bu hikaye benim için gerçekten özel ve beni kırmadan okursanız beni çok ama çok mutlu edersiniz :D

Not:Multimedia'daki şarkıyı dinleyiiin

Hani kalbiniz göğüs kafesinizi delip geçebilecek kadar hızlı atar,nefes alamazsınız ya. İşte şu an ki halimi okudunuz. Hiçbir şey demeden sadece elindeki kartona bakıyordum. Bana evlenme teklifi etmişti. Evet önceden de etmişti ama bu,bu daha özeldi. Öncelikle birlikte değildik ve kesinlikle bunu beklemiyordum.

"Jessica?" diye seslendiğinde aynı ilkinde olduğu gibi uykudan uyanır gibi silkelenip umutla bana bakan gözlerine döndüm.

"Bir şey söylemeyecek misin?" dediğinde dudaklarımı ısırdım. Dolan gözlerimi saklamak istesemde yaklaşık 2 saniye sonra hıçkırmaya başlamıştım.

"Jessica üzül diye yapmadım. Ağlama lütfen." Kartonu bir yere fırlatıp yanıma geldiğinde daha fazla ağlamaya başladım. Anlamasa da sıkıca bana sarılarak sakinleştirmek için bir şeyler söylemeye başladı.

"Üzgünüm. Hiç sormamışım gibi davranabilir miyiz?" dediğinde hızla ondan uzaklaştım. Gözlerimi silerken kafamı olumsuz anlamında iki yana salladım. Yüzü gerilirken gülmeden edemedim.

"Tanrım. Soruyu duymamış gibi davranmak istemiyorum." dediğimde anlamayan bakışlarla bakmaya devam etti.

Ağzını bir şeyler söylemek için açacağı sırada elimi kaldırarak onu susturdum.

"Zayn ben üzüldüğüm için ağlamadım. Mutluluktan ağladım gerizekalı. Seni çok sevdiğim için ağladım." dediğimde dudakları hafifçe yamuldu. Yavaş adımlarla tekrar dibine girdim.

"Evet. Seninle evlenmeyi bin kere daha kabul edebilirim."

Ben ne olduğunu anlayamadan beni kucaklayarak etrafında döndürmeye başladığında kahkahalarla gülmeye başladım. Yere indirdiğinde defalarca yüzümü öpmeye başladığında gülerek onu  kendimden uzaklaştırdım

"Seni çok ama çok seviyorum. Bir daha bizi ayıracak bir şey yapmayacağıma yemin ediyorum. Seni o gelinliğin içinde görmek için her şeyimden vazgeçebilirim." Ona sıkıca sarıldığımda kafasını saçlarımın içine gömerek derin bir nefes aldı.

"Seni çok seviyorum Jessica. O 1 yılın nasıl bir işkence olduğunu anlatamam." dediğinde görmese de kafamı salladım.

"Bir de bana sor." dediğimde ses çıkarmadı. Suçlu olduğunun farkındaydı ve pişmandı,bu da bana yeterdi.

"Hadi gel." diyerek geri çekildi. Uzattığı elini tutarak terastan çıktık. Merdivenleri yavaş yavaş indikten sonra kapıdaki korumalara selam vererek arabasına yürüdük. Kapıyı benim için açarak hafifçe eğildiğinde gülerek oturdum.

Kendi tarafına geçtikten sonra hızlı bir şekilde arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı.

"Ortak evde benden haber bekleyen 5 kişi var." dediğinde kaşlarımı çattım.

"5?"

"Miranda'da biliyordu." dediğinde sinirle homurdandım. Biliyordu ve hiçbir şey söylememişti. Bu yüzden Harry'e hiç itiraz etmemişti. Hain.

"Ona kızma Jess. Sadece ben çok tembihlemiş olabilirim." dediğinde gülmeden edemedim. Anlayamayarak bana döndüğünde korkmuş ifadesini işaret ettim.

"Sizi bu kadar çok mu korkutuyorum?" İlk başta cevap vermeden düşünse de sonunda yavaşça kafasını salladı. Gülmemek için dudağımı ısırdım.

"Korkmanız iyi." dediğimde gözlerini yoldan çekip bana kısa bir bakış attı. Yüzümdeki ifadeye anlam veremeyerek önüne döndüğünde arabanın içini kahkaham doldurdu.

"Hey gülme." diye mızmızlandığında kahkaham daha da arttı. Sonunda o bana katıldığında evin önüne gelmiştik. Gülmemiz bitince uzun bir süre birbirimizin yüzüne bakıp arabadan çıktık. El ele eve doğru yürürken Zayn beni durdurarak önüme geçti.

"Yüzüğü tak ve onlara barıştığımızı söyleme. Sanki kabul etmemişsin gibi davran tamam mı?" dediğinde kafamı salladım. Yüzüğü takarken hafifçe incelediğimde içinde yazan Z-J yazısını görünce hafifçe gülümsedim.

"Çok sevdim. Çok teşekkür ederim." dediğimde ne kadar öpmek istediğini görsem de pencereden falan izlerler diye sadece gülümsedi ve kapıyı çaldı. Kısa bir süre sonra kapı açıldığında merakla bize bakan 10 tane göz vardı.

"Eee?" diyerek öne atılan meraklı Miranda'ya gözlerimi kısarak baktım.

"Arkamdan iş çeviren en iyi arkadaşa da bakın hele." dediğimde gözleri kocaman açıldı. Sonra Zayn'a dönerek 'Söyledin mi yani?' bakışları attı. Zayn takmayarak omuzlarını silkti ve yanımdan geçerek içeri girdi.

"Yani barışmadınız mı?" diye hayal kırıklığıyla fısıldayan Liam'a gülmemek için kendimi zor tutarak kafamı olumsuz anlamında salladım ve kapıyı kapadım. Hepsi hayal kırıklığıyla kafalarını eğerek salona girdiklerinde ben de gülmemek için zor durarak arkalarından girdim. Kendimi koltuğa atarken Zayn'ın da aynı durumda olduğunu gördüm.

"Jessica elinde ki ne?" diye soran Miranda'ya döndüm. Eh bende ne zaman fark edecek diye soruyordum açıkçası.

Gülerek Zayn'a baktığım anda Miranda ayağa kalkarak sevinç çığlıkları atmaya başlamıştı. Çocuklar bana sıkıca sarılan Miranda'ya şaşkınlıkla bakıyorlardı.

"Neden bu kadar mutlu oldu ki şimdi?" diye soran Louis'e baktık.

Aynı anda birbirimize dönerek 'Erkekler' dediğimizde hepsi kaşlarını çatarak 'Heeey!' diye bağırmışlardı.

"Bize şaka yapmışlar şapşal. Jess Zayn'ın teklifini kabul etmiş." dediğimde diğerleri de mutlulukla ayağa fırladılar ve bize sarıldılar. Hepsiyle tebrikleştikten sonra sonunda yerlerimize oturmuştuk.

"Jessica senden bir şey istiyorum." diyen Zayn'a döndüğümde diğerleri de muhabbetlerini kesmişlerdi.

"Ne oldu?" dediğimde telaşıma hafifçe güldü.

"Korkma. Sadece üniversiteni Londra'da okumanı isteyecektim." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Da neden?"

"Karımın benden uzakta 2 yıl boyunca üniversite okumasını istemediğim içindir belki."

Karım. Tamam buna alışması gerçekten çok ama çok eğlenceli olacaktı...

Yorumlardan hikayeye bakmayı unutmayııın :D

I Knew You Were TroubleΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα