2. Sezon ^Mr. Trouble^ Bölüm 42

5K 149 19
                                    

Selamlaaar. Yeni bir bölümle daha karşınızdayız. Önceki bölümde fazla şarkı sözü vardı biliyorum ama bunun nedeni bir geçiş bölümü olmasıydı. Şu nişan olayını takmamaya çalışsam da hala kafam bozuk ve aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyor. Cuma günü de filme gidecek biri olarak Zayn'ı görmeden nasıl izleyeceğimi düşünüyorum siz bunu hayal edin bi. Ondan umarım şu durumları anlayışla karşılarsınız iyi okumalar.

"Jessica. Dur!" diye nefes nefese peşimden geldi. Dudağımı ısırarak beklentiyle yüzüne baktığımda ellerini dizlerine koyarak derin nefes alıp vermeye başladı.

"Bu kadar sigara içmenin sonucu." dediğimde kafası eğik de olsa gözlerini devirdiğini hissettim.

"Jessica seninle konuşmamız gerekiyor. Çok önemli." dediğinde merakla tek kaşımı kaldırdım. Bu sırada o doğrulmuştu ve ela gözlerini benim maviliklerimden ayırmıyordu.

"Neymiş bu kadar önemli olan?" dediğimde çenesini sıktığını gördüm. Ahhh kötü çocuğumuz sinirli ha?

"Bazı şeyleri konuşmadan halledemeyiz! Yoksa 1 yıl öncekinden daha geriye düşeriz." dediğinde alayla gülümsedim.

"Biz diye bir şey yok Zayn. Biz 1 yıl önce,bana ne seni ne de yaşamayı neredeyse ima ettiğinde bitti. Beni orada bırakıp gittiğinde bitti. 2 ay boyunca arkadaşlarına ulaşmaya çalışmama rağmen senin engellemenle bitti. Biz bittik. Tamam mı?" dediğimde sıkıca gözlerini kapadı.

"Çok üzgünüm. Bunların hiçbirini yaşamanı istemezdim." dediğinde sırıttım.

"Bende öyle Zayn,bende."

Arkamı dönüp giderken ne seslendi ne de durdurdu. Bazı ipleri kopardığımın farkındaydım ama onun beni kolumdan tutup kendisine döndürmesi ve silkeleyip kendime getirmesi gerekirken o eminim ki benden kurtulmanın sevinciyle nişanlısına gitmişti.

Duraklamaya izin vermeden gelen bir taksiye atladım ve evimin adresini söyleyip arkama yaslandım. Yaşların  gözlerimden akmasına izin vermemek için bir kaç kez gözlerimi kırpıştırdım ama buna rağmen ağzımdan kaçan küçük hıçkırığa engel olamamıştım.

"Hanımefendi iyi misiniz?" diyen şöföre gülümsemeye çalıştım.

"Teşekkürler,iyiyim." dediğimde ne kadar tatmin olmasa da tekrar yola döndü. Sonunda eve gelince parayı hemen uzatıp arabadan indim. Kendimi eve atarken aynı anda da derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışıyordum.

Telefonumun çaldığını duyunca cebime uzanıp hemen çıkardım. Ekranda tanımadığım bir numarayı görünce kaşlarımı çatıp açtım.

"Alo?" dediğimde diğer taraftan kalın bir erkek sesi yükseldi.

"Zayn Malik'in gözdesi. Hmmm." dediğinde dondum.

"Ne diyorsunuz? Kimsiniz?" dediğimde adam güldü.

"Sizin başınıza gelen bütün olayların başıyım. Zayn'ın eski patronuyum." dediğinde derin bir nefes verdim.

"İyi de bundan banane?" dediğimde telefonun diğer ucundan bir kahkaha yükseldi.

"Sevgilin şu anda elimde. Sesini duymak ister misin?" dedi ve cevabımı beklemeden telefonu arkada ki gürültüye yaklaştırdı.

"Jessica sakın ama sakın dediklerini dinleme!"

Zayn'ın sesini duyduğumda daha doğrusu acı dolu çığlığını duyduğumda neredeyse telefonu elimden düşürüyordum.

"Ne istiyorsun?" dediğimde Zayn tekrar bağırdı ama bu sefer ne dediğini anlamadım. Adam tekrar güldü.

"Sana belirttiğim saatte verdiğim adrese gelmeni. Ne istediğimi o zaman anlayacaksın." dediğinde çenemi sıktım. Cevap vermeyince devam etti.

"Ama yanında birini getirmeye kalkışırsan sevgilinin cesedini bulursun. Yanlış yaptığın tek bir hareket ve öldü. Anladın mı?" dediğinde mırıldandım.

"Anladın mı?" diye bağırınca olduğum yerde sıçrayarak 'Evet!' diye bağırdım. Telefonu kapadıktan kısa bir süre sonra mesajla saati ve yeri bildirmişti. 2 saat uzaklıkta bir yer olduğu için hemen kalkıp altıma siyah taytımı ve üstüme de siyah kazağımı geçirdim. Saçlarımı da sıkıcca toplayıp kendimi hızla evden atıp arabama atladım.

İçimden durmadan ona bir şey yapmamaları için dua ediyordum. Evet belki durmadan kendime onu sevmediğimi söylesem de hadi amaaa,siz benden daha iyi biliyorsunuz.

"Tanrım sana yalvarırım. Ona bir şey olursa yaşayamam." diye mırıldandım kendi kendime. 2 saatlik yolculuğu 1 saate yakın sürede bitirip hızla arabadan kendimi attım. Geldiğim yerin eski bir lunapark olduğunu bildiğim için gördüğümde şaşırmasam da hangi tür bir manyağın buraya adam kaçırdığını merak ettim.

"Hoşgeldin Jessica." diye bir ses duyunca korkuyla etrafıma bakındım ama ses hoparlörlerden geliyordu.

"Şimdi seninle küçük bir oyun oynayacağız." Etrafıma bakınarak onları görmeyi denedim ama elimde olan tek şey korku filmlerini andıran kendi kendine dönen dönme dolaptı.

"Senden istediğim bekçinin yanına gidip masanın üzerinde duran anaharları alman." dediğinde hiç beklemeden solumda kalan bekçi kulübesine yürüdüm.

Kapıyı açıp baktığımda bekçinin yerde baygın bir halde yattığını gördüm. Telaşla eğilip nabzını yokladığımda hafif de olsa nabzını hissettim. Rahatlamayla çömeldiğim yerden kalktım ve anahtarları aldım. Dışarı çıktığımda tekrar aynı ses yükseldi.

"Şimdi korku tüneline git ve elindeki anahtarları kullanarak içeri gir. İşareti görene kadar da sakın içeriden çıkma." dediğinde ne kadar korksam da omuzlarımı dikleştirip korku tüneline yürüdüm. Anahtarla yavaşça kilidi açıp zinciri çözdüm ve içeri korkakça bir adım attım.

"Seni bütün yıl bekleyemez Jess..." dediğinde adımlarımı hızlandırarak karanlık yerden hızla geçmeye başladım. Önüme atlayan cadılardan,zombilerden korkmamaya çalışarak ışığın olduğu yere giderken bir anda bir şey gözlerimi kapadı.

Avazım çıktığı kadar bağırırken elini ağzıma bastırarak beni çekmeye başladı. Çırpınarak elinden kurtulmaya çalışmama aldırmadan beni sürüklemeye devam etti. Sonunda durduğunda dik durmamı sağladı. Kulağımın arkasında nefesini hissedince irkildim.

"Gözlerini aç." dedi ve ellerini çekti. Korkarak gözlerimi açtığımda karşımda bütün arkadaşlarımı öküz gibi sırıtırken buldum. En önde ise son derece sağlıklı olan Zayn Malik duruyordu. Evet,Jessica'yı tırlatma planları süper işlemişti gerçekten...

I Knew You Were TroubleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin