25

6.7K 159 18
                                    

Oturduğum yerde dikleşerek dikkatimi hocaya vermeye çalıştım. Ama yanımda uyuyanlar yüzünden ağırlaşan göz kapaklarım yine kapanmaya başladı.

Artık ders bitsin diye içten içe yalvarırken sonunda hoca çıkabileceğimizi söyledi. Çantama bütün defterleri atarak hızla kapıya koşturdum.

"Jess!" Diye seslendiklerinde arkama dönerek bana doğru gelen kişiye baktım. Niall stresli bir halde bana geliyordu.

"Ne var?" Diye sordum ters ters. Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerimin içine baktı.

"Sana ihtiyacı var." Dediğinde onu dinlemeden arkama dönerek uzaklaşmaya başladım. Ama o kolumdan tutarak ona geri döndürdü.

"Elinde bir jiletle kendini kesmekle tehdit ediyor. Sarhoş ve sadece seni istiyor. Lütfen onu ikna edip git." Dedi yalvararak. Elimi açık saçlarımın arasından geçirdim. Artık kısaydılar çünkü o uzun saçlarımı seviyordu.

"Yürü" dediğim anda sevinerek beni binadan çıkarıp arabasına bindirdi. Evlerinin önüne geldiğimizde istemeyerek içeri girdim. Ona geri dönerim umuduyla bu evi alarak New York'a geliyordu. Içeri girdiğimizde kapıda bekleyen Harry telaşla bana baktı.

"Yukarıda." Dediğinde kafamla onaylarak merdivenlerden çıktım. Liam ve Louis in telaşla kapıda durdukları yere yürüdüm.

"İçeri de mi?" Dedim. Onayladıklarında hafifçe kapıyı tıklattım.

"Jess gelmediyse bileklerimi keserim." Diyen tanıdık sesini duyunca içimde hissettiğim acıyla biraz durakladım.

"Ben geldim Zayn." Dediğim anda içeriden bir patırtı yükseldi. Ardından kapı açıldı ve gözleri alkol yüzünden kaymış,yaklaşık 100 gündür traş yapmamış gibi duran bir Zayn Malik çıktı. Gelen kokuyu duymamaya çalışarak ona baktım.

"Jess geldin." Dedi şükreder gibi. Dudaklarımı büzerek kafamı salladım. Sarılmaya yeltenerek kollarını uzattı ama hemen geri kaçtım.

"Hadi gel temizlenelim." Dedim ve kolundan tutarak kendi odası olduğunu düşündüğüm yere götürdüm. Yatağa oturttuktan sonra dolaba gidip şort ve tişört aldım. Onları giydirdikten sonra yatağa yatırdım.

Son kez ona baktıktan sonra çıkmak için arkama dönmüştüm ki kolumdan tutarak gitmemi engelledi.

"Lütfen,gitme." Dedi bebek gibi. Uzun bir süre yüzüne baktıktan sonra derin bir nefes alarak yan tarafına uzandım. Kollarını ahtapot gibi etrafıma sararak huzurla gözlerini kapadı. Ağlamamak için kendimi zor tutarken o kendi kendine mırıldanıyordu.

"Çok özür dilerim. Affet beni." Dedi. Kafamı diğer tarafa çevirip uyumasını bekledim. Kısa bir süre sonra nefesi düzenli bir hale geldi.

Kalkmak için niyetlendiğimde kollarını daha da sıktı ve engelledi. Sıkılmış bir halde nefes alırken bende gözlerimi kapadım. Sonunda bende kollarında uyuyakaldım.

*********

"Jessica?" Diye bir ses duyduğumda yavaşça gözlerimi açtım. Zayn şaşkın bir halde başımın üstünde durmuş bana bakıyordu. Hemen doğrularak yataktan kalktım.

"Burda ne işin var?" Dedi o da yataktan kalkarak. Dudaklarımı yaladım ve saçlarımı düzelttim. Dikkati anında saçlarıma odaklandı.

"Kestirmişsin." Dediğinda kafamı salladım.

"Neden burda olduğuma gelirsek dün Niall gelerek kendini öldürmeye çalıştığını itiraf etti. Bende benim yüzümden kendine zarar verme diye geldim." Dedim. Kafasını salladı ve tam karşıma geçti.

"Saçların. Saçlarına naptın?" Dedi ve elini uzattı. Hemen geri kaçarak elinin havada kalmasını sağladım ve alay eder gibi gülümsedim.

"Yenilik iyidir. Gereksiz her şeyden kurtulmaya karar verdim." Dedim imalı bir sesle. O da anlayınca tekrar eski yerine döndü.

"Her neyse ben gidiyorum." Dedim ve hemen arkama döndüm. Koluma dolanan bir elle durmak zorunda kaldım.

"Jessica hala konuşmamız gereken şeyler var." Dediğinde güldüm.

"Tamam. O kadının yatakta nasıl olduğunu anlatmak istersen erkek arkadaşlarını öneririm. Benden uzak dur. Ve bir daha kendini öldürmeye kalkışma. Çünkü o zaman ben gelmem." Dedim ve bir şey demesine izin vermeden hemen odadan çıktım. Aşağıya indiğimde çocukların koltuklarda uyukladığını gördüm.

"Ben gidiyorum." Dedim hafif uyanık olan Louis'e. Kafasını ve elini salladığında hemen çıktım.

Caddeye çıkarak geçen taksilerden birine atladım. Evimin önüne geldiğimde yanımda para olmadığı için koştura koştura eve girip parayı getirdim. Sonra da tekrar eve dönüp hemen üstümü değiştirdim. Regl zamanım geldiği için ağrıyan karnım yüzünden yatağa uzandım. Olanları düşünmemek için müziği son ses açıp uyumaya çalıştım. Telefonum titreyince gözlerimi açıp ekrana baktım.

Yeni erkek arkadaşım Martin'den gelen mesaja baktım.

'Kapıdayım açsana.' Diyordu. Hemen kalktım ve kapıyı açtım. Martin elinde çikolata kutusu ile o güzel sırıtışını bana attı.

"Birisinin sevgiye ihtiyacı olduğunu duydum." Dedi içeri geçerken. Ona gülerek sarıldım. Belimden tutarak içeri iteledi ve kapıyı kapadı. Koltuğun yanına geldiğimizde kendisi oturup beni de dizine yatırdı.

"Çok ağrın var mı?" Dedi sırtımı ovuştururken. Zayn'da böyle kibarlıkları görmediğim için Martin'in yaptıkları aşırı garip geliyordu.

"Yok." Dedim mırıldanarak. Masaj yapmaya devam ederken diğer eliyle çikolata kutusunu açtığını gördüm. Ağzıma bir parça çikolatayı verdi ve yemem için bekledi. Yedikten sonra biraz daha verdi kendisi de yedikten sonra biten kutuyu sehpaya attı.

"Daha iyisin değil mi?" Dediğinde gülerek kafamı salladım. Beni kucağına alıp üst kata çıkardı ve yatağıma yatırdı. Kendisi de yanıma yattıktan sonra sıkıca sarıldı.

"Teşekkür ederim" diye mırıldandım. Uykuya dalarken acaba onu da Zayn'ı sevdiğim gibi sevebilir miyim diye düşündüm.

Ama Zayn'ı hala severken onu nasıl sevebilirdim ki?

I Knew You Were TroubleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin