2. Sezon ^Mr. Trouble^ Bölüm 47 "Nothing changed this"

4.4K 118 7
                                    

Selam dünyalılar. Size okul gezegeninden kitaplar,dersler,sınavlar getirdim. Evet bence gidebilirim evet evet. Şakayı boşverirsek nasılsınız? Yorgunsunuz değil mi? Bende. Yaz tatiline kesin bir dönüş yapmak istiyorum yoksa ölme ihtimalim çok yüksek. Her neysee. Sizlere bir haberim var. Finale tam tamına 3 bölüm kaldı. Geri sayım başladı. Ayrılık vakti artık çok yakın. Ve şimdi iyi okumalar :)

Ayrıca multimediadaki şarkıyı dinlerseniz çok seviniiiriiim :) Onlarda benim bebeklerim çünküü :)

"Bu önemli değil. Bebeğim bana bak." yüzümü ellerinin arasına alarak gözlerine bakmamı sağladı. Ağlamaktan kızarmış gözlerimle ona baktım ve kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım. Önemliydi. Bu çok önemliydi. Ona asla istediği şeyi veremeyecek olmam çok ama çok önemliydi.

"Benim yüzümden." diye hıçkırdığımda bir anda sertçe yanağıma vurdu. Kesilen ağlamamla şaşkın gözlerimi ona diktim.

"Kendine gel! Hiçbir şey senin yüzünden değil tamam mı? Ne olursa olsun senden asla ama asla vazgeçmem. Bu küçük şey asla hayatımızı değiştiremez tamam mı?"

Gözlerimi silerken yavaşça kafamı salladım. Kollarını bana sıkıca doladıktan sonra kendisine çekerek tepeme bir öpücük kondurdu.

2 Saat Öncesi~

Zayn'ın bana uzattığı tokayı sert hareketlerle saçıma doladıktan sonra ağrıyan karnım yüzünden oflayarak kendimi yatağa attım. Gecenin kaçıydı ve biz hala benim lanet olası karın ağrım yüzünden uyuyamamıştık.

"Jessica doktora gitmek istemediğine emin misin? Ya ciddi bir şeyse?" dediğinde derin bir nefes alarak ağzımı açtım. Tam o sırada karnıma ve kasıklarıma gelen acıyla çığlık atarak yere düştüm. Kısa süre içerisinde her yer kan olurken telaşla bana gelen Zayn'ı gördüm.

"Jessica." diye bağırarak yanıma koştuğunda acıyla yerde kıvranıyordum. Hızlıca kucağına aldıktan sonra evden çıktığımızı hissettim. Beni arka koltuğa hızlıca yatırdıktan sonra aynı hızla sürücü koltuğuna gitti ve hızla hastaneye sürmeye başladı.

"Korkma bebeğim. Ben burdayım. Bir şey yok." dese de ben hala acıyla çığlık atıyordum. Vücudumda ki bütün kan sanki akıp gidiyormul gibiydi ve yumurtalıklarımı da söküyormuş gibi acısı vardı.

 Hastaneye geldiğimizde Zayn anında arabadan fırladı ve hemşirelere bağırarak kapımı açtı. Yavaş hareketlerle beni dışarı çektikten sonra yanımıza getirdikleri sedyeye yatırdı. Derin nefesler alarak acıyı unutmaya çalışsam da kasıklarıma durmadan tekme yemiş gibi olup kasılıyordum.

"Geçicek bebeğim. Geçicek." diye seslendiğini duysam da sanki sesi çok ayrı bir yerden geliyor gibiydi.

Kendimi beyazlarla kaplı bir yerde bulduğumda acım geçmişti. Sadece kasıklarımda ara sıra sızlamalar oluyordu. Rahatsız bir şekilde kıpırdanarak etrafıma bakındığımda karşı taraftaki koltukta uyuyan Zayn'ı gördüm. Uyandığımdan habersiz bir şekilde yatıyordu.

Uyandırmak istemesem de aşırı rahatsız göründüğü için seslenmeye karar verdim.

"Zaynie. Hey." Hafifçe kıpırdandıktan sonra gözlerini açarak benimkilere baktı. Telaşla ayağa fırlayıp yatağımın yanına geldiğinde hafifçe yalpaladı.

"Hey sakin ol." dediğimde elleriyle sertçe yüzümü tuttu ve dudaklarımızı birleştirdi. Hafifçe karşılık verdikten sonra geri çekildi ve dikkatle gözlerimin içine baktı.

"Sana bir şey olacağı için o kadar çok korktum ki. Tanrım." dediğinde elimi kaldırıp yeni çıkmaya başlayan sakallarının üzerinde elimi gezdirdim ve gülümsedim. Ela gözlerine baktığımda oralarda bir yerlerde küçük bir acı görünce paniğe kapıldım.

"Zayn." diye telaşla mırıldandığımda o acının büyüdüğünü gördüm.

"Efendim meleğim." diye fısıldadığında gözlerini kaçırmıştı.

"Bana ne oldu?" dediğimde dudaklarını yaladı ve kafasını başka bir tarafa çevirdi. Benden kaçmaması için çenesinden tutarak bana bakmasını sağladım. Gözlerimiz tekrar birleştiğinde ağzını açtı.

"Jessica öncelikle bu olanların asla ve asla sana karşı olan hislerimi değiştirmeyeceğini bilmeni istiyorum. Ben seni her zaman koşulsuz sevmeye devam edeceğim tamam mı? Ne olursa olsun,kim olursa olsun bunu değiştiremez. Asla." dediğinde dolan gözlerimle kafamı salladım.

"Buraya geldiğimizde aşırı kan kaybetmiştin. Doktorlar hemen seni ameliyata aldılar. Ve çıktığında öğrendik ki,hamileymişsin." dediğinde kalbim panikle kasıldı. Hamile olduğum için değil,onu kaybettiğim için.

"Onu kaybettim değil mi?" dediğimde acıyla gözlerime baktı ve kafasını salladı. Yanaklarımın ıslandığını gördüğü anda telaşla doğruldu ve hızla yaşları sildi.

"Lütfen bebeğim. Lütfen ağlama." dediğinde sakinleşmeye çalıştım. Tekrar gözlerine baktığımda rahatsız olduğu başka bir şey daha vardı. Ve söylemeye çekiniyor gibiydi.

"Zayn başka ne oldu?" dediğimde dudaklarını birbirine bastırdı ve akan yaşı hızla sildi.

"Sana şu anda söyleyemem. Buna hazır değilsin." dediğinde omuzlarından sıkıca tutarak onu sarstım. Şaşkın gözlerle bana baktı ve derin bir nefes aldı.

"Söyle!" diye emrettiğimde dudaklarını yaladı ve elalarını benimkilere dikti.

"Doktor bebeği kaybetmenin nedeninin daha önce rahim bölgen ve çevresine aldığın darbelerden dolayı olduğunu söyledi. Yani asla çocuk doğurmama ihtimalin varmış. Bebeğimizin düşmesinin nedeni de buymuş. Hiç bebek sahibi olamayabilirmişsin." dediğinde hissettiğim acıyla elimi kalbime koydum.

"Hayır. Hayır,hayır,hayır." diye mırıldanırken Zayn beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Onu ittirdim ve kollarımı kendime çektiğim dizlerime doladım. Her ne kadar canım acımış olsa da şu anda yaşadığım acı daha büyüktü ve umursamadım.

Hayatımda sahip olabileceğim en güzel şey elimden alınmıştı. Hepsi,herkes bunun suçlusuydu. Benden bebeğimi almışlardı. Hiç suçu olmayan onu benden almışlardı.

"Jessica çok üzgünüm. Lütfen böyle yapma. Benim yüzümden ama lütfen beni terk etme. Sen olmazsan ben yaşayamam. Lütfen beni affet Jessica." dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım.

Neden bahsediyordu o? Onun yüzünden olduğunu mu düşünüyordu. Tanrım şu anda ona en ufak bir kızgınlığım bile yoktu. O da en az benim kadar suçsuzdu.

"Senden ayrılmak gibi bir niyetim yok. Senin hiçbir suçun yok." dediğimde rahatladığını gördüm.

"Benim yüzümden olduğunu biliyorum. Aksini iddia etme lütfen. Sadece ne kadar bencilce olsa da beni asla terk etme tamam mı? Asla." dediğinde akmaya devam eden yaşlara aldırmadan ona sıkıca sarıldım. Kafasını omzuma gömdüğünde ikimizinde hıçkırık sesi birbirine karışmış haldeydi.

Ne olursa olsun,her zaman her şeyi birlikte hallediyorduk. Ve bu asla değişmeyecekti.Hiçbir şey değiştiremeyecekti.

I Knew You Were TroubleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin