3. Sezon 58. Bölüm

2.4K 95 10
                                    

Bekletme için tekrardan özür dilerim biliyorum bölümler arası boşluk çok oluyor ama 3. sezona başlarken de belirtmiştim, tekrar başlamam hikayeyi özlediğim içindi ve Little Trouble hikayesinde olan bazı olayların anlaşılmamasından dolayı Carmen büyüyene kadar olan kısımı anlatacaktım. O yüzden lütfen belirtmeme rağmen bölümler çok geç geliyor diye şikayet etmeyin. Bu yüklediğim bölümleri finalden sonra gelen özel bölümler gibi düşünün.

Ayrıca her bölümde biraz zaman atlayarak yazıyorum çünkü Carmen'in 18 yaşına gelene kadar durmadan yazmam gerekir. Umarım anlayışla karşılarsınız iyi okumalar.

"Ve yıllardır bizi bırakmadığınız için çok teşekkür ederiz. Bugüne kadar asla düşmemize izin vermediniz ve hep yanımızda durdunuz. Bunun için ne kadar teşekkür etsek az." Harry mikrafonu Zayn'e uzatırken kocaman gülümsememle onları izlemeye devam ettim. Brit Ödülleri'nde hiç sektirmeden kazandıkları Uluslararası Başarı Ödülü'ne yenisini ekliyorlardı.

"Öncelikle hayranlarımıza çok teşekkür ederiz. Bu işe başlayalı neredeyse 10 yıl olacak ve bizi her zaman en üstte tutmayı başardınız. Bunun için teşekkür etmek az kalır. Ayrıca biricik eşime ve güzel bebeğime de hayatımı yaşanır kıldıkları için teşekkür ederim. Sizi seviyorum."

Tamam bebeğimi doğurmuş olmam hala hormonlarımın düzgün olduğunu göstermez. Mesela şu anda hıçkırarak ağlamam da gerçekten düzgün olmadığının bir kanıtı.

Ödüllerini aldıktan sonra sahneden inerlerken Eleanor'a sarılmayı bıraktım ve düzelip hızlıca kulise koştum. Beni hemen arkaya geçirirlerken gözlerimi silmekle meşguldüm. Üzerimde ki uzun elbisenin eteklerini tutarak hızlıca koridoru aştım ve onlara ayrılan küçük odaya daldım. Kendilerini koltuklara atmış birbirlerine laf yetiştirmeye çalışıyorlardı. İçeriye sessizce girip boynuna havlu dolamış Zayn'in yanına oturdum.

Hemen bana dönüp kocaman gülümserken aynı şekilde cevap verdim ve açtığı kolunun altına girdim. Kafasını bana doğru eğince ben de kaldırıp gözlerinin içine baktım.

"Sen ağladın mı?" diye telaşla sorarken kaşlarını çatmıştı. Uzanıp kaşlarının arasını düzeltince kıkırdadı ve böylece göğsü titreşti.

"Sadece duygulandım. Merak edecek bir durum yok." Kafasını onaylar anlamda sallarken eğilip dudaklarımı hafifçe öptü. El,Miranda ve Sophia odaya girdiklerinde onlara sırıtarak baktım. Hepsi bana göz devirerek karşılık verdi çünkü kulise hiçbirisini beklemeden arkamdan atlılar koşuyormuşcasına girmiştim.

"Carmen'in bakıcıyla konuştun mu?" diye sorduğunda kafamı salladım.

"Siz sahneye çıkmadan hemen önce aradım. Uyuyormuş ve sorun çıkarmamış. Hatta neredeyse bizim yokluğumuzu fark etmediğini bile söyledi." dediğimde güldü. Kafamı saçlarımın üzerinden öptükten sonra kolunu sıkılaştırıp beni iyice kendine yanaştırdı.

Dikkatimi Zayn'den çekerek bir köşede oturan Niall ve Miranda'ya diktiğimde sırıtışımı engelleyemedim. İkisi durmadan inkar ederek sadece arkadaş olduklarını söyleselerde birbirlerine her baktıklarında gözlerinde ki parıltıları görmemek imkansızdı. Onları sırıtarak izlediğimi farkeden ilk Miranda oldu. Gözlerini kısarak bana tehdit dolu bakışlar atarken sırıtışımı daha da genişleterek Zayn'ı dürtükledim.

Bakışları ilk bana sonra da kafamla işaret ettiğim yere kayınca o da aynı benim gibi gülmeye başladı. Miranda Niall'ı uyardığında o da bizi fark etti ve sadece gözlerini devirdi. Biz birbirimize böyle gülmeye devam ederken çalan telefonum ile doğruldum.

Avucumda tuttuğum telefona baktığımda bakıcımız Poey'in aradığını gördüm.

"Bir sorun mu var Poey?" diye telaşla açtığımda karşımdan aynı benimki kadar telaşlı bir ses karşılık verdi.

I Knew You Were TroubleWhere stories live. Discover now