3. Sezon 53. Bölüm

3.6K 118 8
                                    

Beklettiğim için özür dilerim,iyi okumalar. Ayrıca multimediadaki şarkıyı dinlemeniz gerekmektediiiir. Öncelikle de Midnight Memories albümüne aşık olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim. Şarkılara kattıkları yeni rock tarzıyla resmen kendilerini aşmışlar. Çok ama çok beğendim. Sizde dinlemediyseniz hemen dinleyin bencee :D

Paris için bir sürü şey yazılmıştır. Aşıkların şehridir,bir sürü aşk hikayesi dönmüştür sokaklarında. Aşk Çeşmesi'ne atılan her bir para en umutsuzu için bile bir umut olmuştur. Aragon ile Elsa'nın tarihi aşkı bile buralarda geçmiştir. Ama eminim ki,hiçbiri şu anda benim hissettiğim kadar aşık hissetmemişlerdir.

Elimi tutması,bana bakması bile karnımda olabilecek her kelebeği harekete geçirirken tek yapabildiğim gözlerine bakarken bir yere düşmemeye çalışmaktı. Şu anda ne Paris umrumdaydı ne de başka bir şey. Tek istediğim onunla otele gidip yalnız zaman geçirmekti. Tamam aklınızda ki fesat düşüncelerin hepsini silerseniz daha iyi olur bence. O anlamda yalnız kalmaktan bahsetmedim. Hem ben hamileyim kızlar,yani  geri çekilin.

"Bebeğim." diye seslenişiyle düşüncelerimde uyanarak gözlerimi kırpıştırdım ve gözlerimi ela gözlerine çevirdim.

"Hadi gel fotoğraf çekilelim." dediğinde gülerek kafamı salladım. Beni çeşmenin önüne çekiştirdikten sonra kolunu sıkıca belime dolayarak ona yapışmamı sağladı. Aramızda mesafe kalmayacak kadar çektikten sonra eğilip saçlarımı öptü.

Hareketiyle mayışarak gözlerimi kapadığımda flaşın suratımızda patladığını hissettim. Gözlerimi açıp baktığımda peşimizden kamerayla dolaşan oğlanın gülerek bizi çektiğini gördüm. Ona küçük bir gülümseme yolladıktan sonra Zayn'e daha fazla sokuldum.

Son olarak Eiffel Kulesi'ne geldiğimizde gezmek istediğim tek yer o olduğu için çok heyecanlıydım. Zayn biletleri alırken diğerleri de onu bekliyordu. Herkese biletlerini verdikten sonra elimi sıkıca tutarak asansöre sürükledi.

Kapıda duran görevliye biletleri verdikten sonra gelen asansöre bindik. En üst kata çıkarken asansörün cam duvarlarından gittikçe küçülen insanları izlemeye başladım. Herkes sanki gezmeye değil de işe gelmiş gibi hızlı hareket ediyorlardı.

"İlk Paris'e geldiğimde seninle gelmek istemiştim. Senden kaçarak değilde böyle el ele gezebilmek istemiştim. Aslında o zaman gezememiştim ama işte." diye mırıldandığımda elini daha çok sıkarak kendisine çekti.

"O zamanlar geçti. Artık birlikteyiz,yanımdasın. Ve bırakmak gibi bir niyetim de yok." kafamı hafifçe arkaya yatırıp boynundan öptüğümde huylanarak kafasını boynuna doğru çekti.

"İşte şu hareketinden dolayı bile seni sonsuza kadar sevebilirim." dediğimde güldü. Son kata geldiğimizde neredeyse sonsuz saatler geçmişti. İndikten sonra kenara doğru hızla yürümem belime sarılan bir kolla kesildi.

"Kenardan aşağı uçmanı istemeyiz bebeğim." diye kulağıma fısıldadığında huylanarak titredim. Bu hareketime sessizce güldükten sonra elimi sıkıca tutarak daha temkinli ve yavaş adımlarla korkuluklara ilerledi.(biliyorsunuz ki korkuluk sadece kargaları korkutmak için yapılan şey değil)

Paris'in ayaklarınızın altına serildiğini hissettiğiniz o an o kadar harika oluyor ki. Yanımda deliler gibi aşık olduğum adam,karnında onun bebeği ve karşımda Paris. Evet evet klişe bir cümle ama harika olduğunu inkar edemezsiniz.

"Şu anı yaşayabilmek için neleri feda ettik. Ve şimdi karşılıksız bunu yaşıyoruz." dediğinde gülümsedim.

"Sence de yeterince şey vermedik mi?"

"Çok şey verdik." diye beni onayladığında belimde sarılı olan ellerini tutarak kendime çektim. Kafamı omzuna yasladıktan sonra da gülümsedim.

"Diğer durağımız neresi?" diye sorduğumda gülümsediğini hissedebiliyordum. Cevap vereceğini hissettiğim sırada arkamızdan gelen çığlıkla neredeyse aşağı düşüyordum.

Panikle arkamızı döndüğümüzde kadının birinin kafasına dayanan silahı ve o silahı tutan kar maskeli adamı gördüm.

"Her şey iyi gidiyor diyorduk ha?"

Olaylar küçük de olsa başlıyor. Evet kısa bir bölüm,hatta çok kısa. Ama geometri hardımdan ara vererek ancak bu kadar yazabildim. Kusura bakmayın lise 2 öğrencisiyim yani küfürleriniz mebe gitsin. Her neyse umarım bölümü beğenmişsinizdir okuduğunuz için teşekkürleer :)

I Knew You Were TroubleWhere stories live. Discover now