3. Sezon 54. Bölüm

3.2K 99 8
                                    

Hayatımızın bir saniyesinin macerasız sıradan geçtiğini görsem,kendimi Eifel kulesinden atardım zaten. Biz kim,huzurla yaşamak kim? Değil mi?

"Arkamda kal!" diye uyarmasıyla arkasına geçerek yüzünde kar maskesiyle duran adama baktım. Elindeki silahı bir kızın başına dayamış etrafı kolaçan ediyordu. Burada soyabileceği birileri de yokken neden böyle bir şey yapmaya kalkışmıştı acaba?

"Herhangi bir hareket yaptığınız anda,kız ölür." diye tehdit dolu bir sesle konuştuğunda kafamı Zayn'ın sırtına dayayarak korkumu gizlemeye çalıştım. Şu anda tek amacım buradan sağ salim çıkıp gitmek ve ucubik hayatıma mümkünse normal bir şekilde devam etmekti.

"Birinizin polisi aramasını ve bana vermesini istiyorum. Eğer dediklerimi uygularsanız buradan sağ bir şekilde çıkarsınız." dediğinde herkes onayladı. Yakınında duran bir kızın telefonundan polisi aradıktan sonra hala boynunu tuttuğu kızı biraz daha serbest bırakarak konuşmaya başladı.

Konuşmasının arasından seçtiğim para ve uçak gibi kelimeler sonunda telefonu kuleden aşağı atarak tekrar bize döndü.

"Anlaşılan polisler bize biraz zorluk çıkartmakta kararlı. Ne dersiniz? Başlayalım mı?"

Sorusunun üzerinden 1 dakika geçmemişti ki boynunu tuttuğu kızı kenara çekerek aşağı sarkıttı. Kızın çığlığı her yerde yayılırken Zayn'ın gerilen omuzlarını ve sıktığı ellerini görebiliyordum. Saldırmak için boş bir anını bekliyordu ama kız o haldeyken bunu yapamazdı.

"Birazdan üzerine atladığımda kızı tut. Tamam mı Jess?" diye bana fısıldadığında ağzımdan onaylayan mırıltılar çıktı. Onun için aşırı derecede korksam da şu anda engelleyemeyeceğimin farkındaydım.

Sonunda kızın çığlıklarının kesilmesi için geriye çektiğinde aşağıda biriken polis arabalarını görebiliyordum. Arkamda ki demirleri sıkmayı bırakarak ellerimi Zayn'ın sırtına koydum. Gerginliği deri ceketinin üzerinden bile anlaşılıyordu. Bir anda ileri atıldığında şaşkınlığımı hızlıca üzerimden atarak peşinden gittim.

O adama yumruğunu geçirirken ben kızın kolundan hızlıca tutup kendime çekmiştim. Kız sığınacak liman gibi sıkıca bana sarıldığında ben de kollarımı ona dolayarak geri kaçtım. Zayn'ın adamın üzerinde yerde olduğunu gördüğümde dişlerimi sıktım.

"İyi misin?"

Kız sorduğum soru karşısında kafasını salladığında onu benden büyük bir kadına emanet ettim. Tekrar Zayn'ın yanına dönerken bu sefer hala suratında maske olan adam üstteydi. Bir şeyler yapabilmek için çabalarken etrafıma bakındım.

Asansörün yanında duran ışıklardan birini gözüme kestirdiğimde hızla insanları yararak onlardan bir tanesini elime aldım. Tekrar yanlarına döndüğümde hiç düşünmeden adamın kafasına indirdim. Acıyla inledikten sonra tepkisiz kaldı ve yere düştü.

Zayn adamı üzerinden iterek hızlıca kalktığında herkesin nefesini tutarak bizi izlediğinin farkındaydım. Adamın yüzünde ki maskeyi çıkardıktan sonra yüzüne baktı. Tanımadığında ise maskeyi alıp sinirle bir yerlere fırlattı. Ardından  da bana dönerek sıkıca sarıldı.

Ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre sonunda polisler olduğumuz yere geldiler. Yerde yatan adama baktıktan sonra olayı anlayabilmek için bize baktılar.

Aynı şekilde dönüp Zayn'a baktığımda yüzünde bir gülücük olduğunu görünce rahatladım. Hayatımız da ki klasik olaylardandı,ikimiz de alışmıştık.

*******

Karakoldan hep birlikte çıkarken çocuklar gülerek bir şeylerden konuşuyorlardı. Sanırım kulenin tepesinde bekleyen haber helikopterinden her şey çekilerek dünyaya yansıtılmıştı. Zayn'ın adama attığı sağlam yumruğu canlandırmak isteyen Louis Niall'a yumruk attığında çıkan ses ile yüzümü buruşturdum.

Niall'dan gelen acı dolu ses ile kahkahayı basan Louis'e atılan garip bakışları görmezden gelerek Niall'a doğru eğildim. Ama bir el belime dolanarak yere çökmemi engellediğinde tekrar doğruldum.

Zayn kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Bugün yeterince aksiyon yaşadın. Şimdi dur." şeklinde bir uyarıda bulundu ve karnımı sevdi. Gülümseyerek uzandım ve dudaklarımızı kısa bir süre buluşturdum. Geri çekildiğimde bile kapalı gözlerine bakarak güldüğümde dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Belime daha sıkı sarılarak beni arabaya doğru çekiştirdi.

"Konserden sonra direk İtalya'ya geçmeye karar verdik. Lanet olası şehirde biraz daha durmak istemiyorum." derken etrafına bakınmıştı. Onu taklit ederek arabanın camından dışarı baktığımda Paris'in temiz ve aydınlık sokaklarını gördüm.

Gerçekten harika bir şehirdi,ama benim bir evim vardı. Her insan gibi bir an önce oraya dönmek en büyük hayalimdi.

"Londra en iyisi." diye mırıldandığımda ondan onaylayan homurtular yükselmişti. Yüzüğümün olduğu elimi ellerinin arasına aldıktan sonra yüzük parmağımı öptü. Hoş olan içimle ona hafifçe güldüğümde aynı şekilde cevap verdi.

Huzur içerisinde kafamı boynuna gömdüm ve kokusunu içime çektim. Çocuklardan öğürme sesi gelmediğinde neredeyse şaşkınlıktan dilimi yutmak üzereydim. Kaşlarımı kaldırarak onlara baktığımda bana döndüler. Ardından tepkimi fark ederek güldüler.

"Artık evlisiniz ve bir çocuğunuz olacak,yani zaten öpüşme aşamasını çoktan geçtiniz." dediklerinde kızarmamı engelleyemedim.

Zayn'ın gür kahkahasını duyduğumda arkaya doğru savurduğum elimle karnına vurdum. Kahkahası kıkırdamaya dönüşürken kızaran yüzümü saklamak için tekrar kollarının arasına girdim. Konserin olacağı alana gelene dek uyumaya karar verdim ve gözlerimi kapadım.

"Seni seviyorum."

I Knew You Were TroubleWhere stories live. Discover now