3. Sezon 64. Bölüm

1.1K 51 9
                                    

Bölüm bu kadar geciktiği için gerçekten üzgünüm. Finale gittikçe yaklaşıyoruz ve belki erken bitme ihtimali var. Diğer bölümde belli olacak ve bende size ona göre bildireceğim. Bekleyen herkesten özür diliyorum ve iyi okumalar diliyorum.

Ayrıca bu bölüm 4 yıl önce bugün birleşen ve hayatımızın merkezine oturan 5 şapşal için.

Arabaya bindiğimizden beri süren sessizliğimizi bozmadan giderken sıkıntılı bir nefes aldım. Koltuğumda hafifçe dönüp arka tarafta bebek koltuğunda oturan kızımıza baktım. Olan biten herşeyden habersizdi.

Bazen keşke onun yerinde ben olsam diyordum. Birilerinin beni korumak için durmadan çabalaması güzel olurdu. Aslında evet beni de korumak için çabalayan birisi vardı. Ama işte.

"Bir şey olmayacak tamam mı? O notu yollayanlar büyük ihtimalle onun adamlarından birisiydi. Canımızı sıkmamıza gerek yok,tamam mı bebeğim?" Zayn'ın beni rahatlatmak için söylediği sözler etkisini gösterirken oturduğum yerde gevşedim. Uzanıp elimi tutarken kendimi ilk zamanlarda ki gibi hissetmekten alamadım.

"Ne kadar çok şey atlattık değil mi?" Mırıldanışım sessizleşen arabanın içinde yankılanırken kafasını salladığını gördüm.

"Her şeyin sonunda birlikte olabilmeyi bildik en azından. Sen beni uzun bir süre terk edip gittiğinde bile ben bir zaman sonra tekrar bir araya geleceğimizden emindim." Yüzüne yayılan kendini beğenmiş gülümseme karşısında kaşlarımı kaldırdım.

"Bu kadar ego bu vücuda fazla gelmiyor mu?"

Bana dönüp kaşlarını hayır anlamında bir kaç kez oynattığında kıkırdadım. O tekrar yola dönerken bende arkaya dönüp Carmen'e yaptığım mimiklerle güldürmeye çalıştım.

Tam o sırada duyduğum fren sesiyle omzumun üzerinden geri baktığımda üzerimize kayarak gelen arabayı görmem bir oldu. Panikle kemerimi açıp arka koltuğa atladığımda hissettiğim acıyla bağırdım. Zayn'ın bağrışları kesildiğinde her şey bitti gibi hissediyordum...

ZAYN'IN AĞZINDAN~

Yeter diye çığlık atmak istiyordum.  Hayatım bitmek bilmeyen klişe hikayelere dönmüştü. Hiçbir zaman tam anlamıyla rahatlayıp eşim ve çocuğumla yaşayamayacaktım sanırım.

Siren sesleri kulaklarımın içinde yankılanırken gözlerimi açmaya çalıştım. Bacağımda hissettiğim ağrı dışında hiçbir şeyim yoktu. Oysa ki araba üzerimize doğru gelirken onlara bir şey olmaması için direksiyonu sola kırmıştım.(Onlarda direksiyon sağda.)

"Jess." Sesimi ona duyurabilmek için çabalasam da kısık çıkan sesim yüzünden amacıma ulaşamadım.

"Bay Malik. Lütfen kendinizi yormayın. Hastaneye gidiyoruz,eşiniz ve kızınız iyi."

Kalbime dolan rahatlıkla açmaya çalıştığım gözlerimi tekrar sıkıca kapadım. Karanlıktan tekrar çıktığımda bu sefer acıyan bir bacağım yoktu. Vücuduma yayılmış olan yorgunluğu atmaya çalışarak doğruldum ve etrafıma bakındım.

Kapının girişinde elinde kahvelerle duran Niall'ı görünce seslendim.

"Niall!" Hemen bana döndü ve kahveleri bir yere bırakıp hızlıca yanıma geldi.

"Zayn,iyisin değil mi?" Onaylar anlamda kafamı salladığımda hafifçe gülümsedi. Madem ben iyiydim Niall neden mutlu değildi?

"Carmen ve Jess nasıl? Niall suratıma bakma öyle! Nasıllar diyorum?" Bağırdığımda hafifçe irkilse de dudaklarını ısırarak söyleyeceklerini toparlamaya çalıştı.

I Knew You Were TroubleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin