3. Sezon 68. Bölüm

675 39 7
                                    

Tekrar hatırlatıyorum son 2 bölümümüz :D İyi okumalaar :D

Ayrıca multimediada ki şarkı ile dinlemeniz tavsiye edilir :D

Arabada öylece otururken sinirimin vücumdan çıkmasını bekliyordum. Ellerimi bir kez daha açıp kapadıktan sonra derin nefesler aldım. O kadını orada dövememek o kadar içimde kalmıştı ki arabadan atlayıp geri dönmemek için zor duruyordum. Tabi bir de Zayn ile aramızda olan gerginlik yüzünden bir şey demeye cesaret edemiyordum.

Sanki bu olayda suçlu olan benmişim gibi,en yakın arkadaşının kocasına ben aşık olmuşum ve bin kez onu boşanmaya ikna etmeye çalışan benmişim gibi davranması kalbime dokunuyordu. O benim eşimdi. O kadın orada o lafları utanmadan sarf ederken çıkıp beni savunması gerekirdi.

Sessizce durup izlemesi değil. Hatta daha fazla 'kargaşa' çıkarmamam için beni oradan sürükleyerek çıkarması değil.

"Zayn..." diye başlayacağım cümlemi elini kaldırarak kestiğinde derin bir nefes aldım. Bunun uzamasını istemiyordum ve eğer uzatıp böyle triplere girecek birisi varsa o ben olmalıydım. O değil.

Tekrar hatırlatıyorum en yakın arkadaşı eşine aşık olan taraf bendim. O değil.

"Yaptığının hiçbir mantıklı açıklaması yoktu. O senin her şeye rağmen yakın arkadaşındı ve orada öylece aşağılanmayı hak etmiyordu." İşte buna çıldırmak istiyordum. Esas benim yakın arkadaşım olmasına rağmen böyle bir şey yapmış olmasını yediremiyordum ya! Eğer normal hayatta kocama aşık olan kız arasaydım zaten dünyanın neredeyse yarısından fazlası kocama aşıktı. Ki buna dahil olan tek cins kızlar da değildi.

"Onu haklı göstermeye çalışmana inanamıyorum! Nasıl bu kadar iğrenç olabiliyorsun? Karın olan benim Zayn! Ben!" Sona doğru çığlık atar gibi çıkan sesimi duyunca çenesini sıktı ve arabayı evin önüne hızlıca bıraktı. Kendisini dışarı atıp anahtarı valeye bırakırken bende peşinden sinirle indim.

Evin kapısı açıldığında Carmen'in uyanmamasını dileyerek salona girdiğimde ceketini çıkarıp yanına attı ve gömleğinin kollarını sinirle yukarı sıyırdı. Bir ara beni döveceğini düşünmüştüm ama o hiçbir şey yapmadan öylece oturmaya devam etti.

"Böyle yapma! Sanki haksız olan benmişim gibi davranma!" Ona doğru bağırdığımda sinirle ayağa fırladı ve üzerime yürüdü.

"Kapa çeneni! Kalbini kırmak istemiyorum o yüzden sus!" Çenemin titrediğini hissederken aynı tonda karşılık verdim.

"Beni daha fazla ne kadar kırabileceğini sanıyorsun?" Gözünde ki sinir biraz kırılır gibi olsa da bunu korumak için güç sarf edip öylece bakmaya devam etti.

"Senin yüzünden bebeğimi kaybettiğimde ben senden bir kez bile vazgeçmeyi düşünmemişken,senin bana karşı savunduğun o kadın beni senden boşanmam için ikna etmeye çalıştı. Böyle olmasını mı isterdin? Boşanmamızı mı? Boşanalım o zaman!" Sonunda sesim tekrar yükselince sehpanın üzerinde duran bibloyu duvara fırlattı.

"Konumuz bu değil! Sen ve senin acımasızlığın! İnsanların gururunu öylece kırıp haklı olduğunu söyleyemezsin!"

Onun benimkine ne yaptığını görmemiş miydi? Kocama aşık olmuş bir en yakın arkadaşı alnından öpmem mi beklenirdi yoksa? Ya da ailemin içine girmiş ve buna rağmen ihanet etmeye cesaret eden bir kadına daha fazla mı cesaret verseydim? Belki de onu direk yatağımıza sokmalıydım ha?

"Bunu yaptığına inanamıyorum! İnsanlara her ne olursa olsun bu kadar acımasız davranabilecek birine dönüşmene inanamıyorum Jessica!" Bağırtısı tekrar yankılanırken sıçradım. Bana vurmamıştı ama vursaydı yemin ederim o kadını savunması kadar acıtmazdı canımı.

"Yeter!" Çığlığım evin içinde yankılanırken üst kattan ağlama sesi geldi ama aldırmadım. Haklı olduğum bir konuda başımı eğerek ona ses çıkarmayacağımı mı sanıyordu? Çünkü yüzünde ki şaşkınlık ifadesine bakılırsa eğer bunu bekliyordu.

"Bana onu mu savunuyorsun? Öyle mi? O zaman siktir git! Git senin için açık tuttuğu yatağına gir ama şunu bil ki ne senin yüzünden o kadar şey çekmiş karını ne de çocuğunu bulamazsın! Anladın mı beni?" Üstüne doğru yürüdüğümde ela gözleri sanki olabilirmiş gibi daha da genişledi.

Bir çok kez kavga etmiştik ve şu anda ettiğimiz kavgadan çekip giderse geri dönüşü olmayacağını biliyordu. Biliyordu değil mi?

Bana öylece bakmaya devam ederken derin nefesler alarak ağlamamı engellemeye çalışıyordum. Bu evden çıktığı anda yemin ederim ki suratına bir kez daha bakmayacaktım. Bir daha onu kızımla görüştürmeyecektim. Onun yüzünden kaybettiklerim yeterdi. Eğer onu da kaybedersem onun elinden en büyük şeyi alacaktım.

Kendimi.

"Jessica." Pürüzlü sesini elimi kaldırarak onun bana arabada yaptığı gibi susturdum.

"Sen,senin dünyan,senin doğruların,senin yanlışların,senin işlerin,senin tehliken yetti. Tamam mı? Ben Jessica'yım. Senin dünyana uyarak daha fazla yaşayamam. Doğrularımı senin yüzünden kaybedemem. Acımasız mı diyorsun? Sen benim acımasız halimi görmedin." Sakin sesimle konuştuktan sonra ona bir kez daha bakmadan merdivenlere yöneldim. Carmen'in odasına girip kapıyı kilitledikten sonra kucağıma alarak onun ağlamasını dindirmeye çalıştım.

O sustukça ben ağlıyordum. Ve sonunda rolleri değişmiş gibi o beni sakinleştirmeye çalıştı. Küçücük elini yanağıma yasladığında hıçkırıklarım daha da arttı.

"Biliyorum bebeğim. Biliyorum." Eğilip anlından öptükten sonra kucağımda sallayarak uyuttum. Yatağına yatırdıktan sonra odasında ki küçük koltuğa kıvrıldım. Bütün gece kendi hıçkırıklarımı dinleyerek oturduktan sonra sabahın 6'sında kalktım. Carmen'i uyandırmamaya çalışarak odadan çıktıktan sonra banyoya girip yüzümü yıkadım.

Şişmiş gözlerimi es geçtikten sonra merdivenlere yöneldim. Sessiz adımlarla indiğimde salonda ki üçlü koltuğa uzanmış halde onu gördüm. Uyumuyordu ve adım seslerimi duyduğu anda kafasını bana çevirdi.

Onu görmezden gelerek mutfağa geçtim. Boş mideme buz gibi suyu indirirken arkamdan gelen adım seslerini duymamaya çalışıyordum. Gece gitmemesi yüreğimin üzerinde ki ağırlığı kaldırmıştı. Gider diye o kadar çok korkmuştum ki.

"Bak dün akşam hakkında konuşmamız gerek."  Bardağı bir kenara bırakırken omuzlarımı silktim. Onunla olan ilişkimizde her zaman hataları yapan o,alttan alan ben olmuştum. Tamam bir kere onu vurduğum zaman sayılmaz çünkü o zaman da beni aldatıyor sanıyordum.

Bu arada. Acaba o zaman gerçekten?

"Sana bir şey soracağım." diyerek döndüğümde kafasını salladı.

"Beni güvende tutmak için aldatma yalanını söylediğiniz zaman..." derken vücudunun açıkça gerilişini hissettim. Hatta gözlerimle gördüm.

"Beni gerçekten aldatmadın değil mi?" Eğer hayır derse zihnimde yıllardır tuttuğum ama ona yakıştıramadığım şey beni sevindirecekti.

Ama eğer susarsa,yalan söylerse o zaman gerçekten bitecekti. Her şeyi elimin tersiyle silmeye de hazırdım evet.

"Jessica ne diyorsun?"

"Geçiştirme ve doğruyu söyle."

"Bana güvenmiyor musun?"

"Sana güvenebilmem için de bir neden söyle. Bana bir neden söyle ve ben sana inanabileyim. Çünkü ben sana ne zaman inansam beni hep hayal kırıklığına uğrattın. Tek bir neden. Söyle ve inanayım."

Zen'in ve Jess'in kezo triplerinden sıkılan el kaldırsın bgfdsjkl Neyse bir sonra ki bölümümüz final hazırlıklı oluun :D

I Knew You Were TroubleWhere stories live. Discover now