Telefonda tanışmak mı olur muş?(1)

13.6K 225 4
                                    

Güneş bütün görkemiyle doğmuş geceyi gündüze çoktan çevirmişti. Pencerelerden usulca içeri süzülüyordu. İnsanların bir çoğu çoktan işe gitmek için erken kalkmıştı bile. Sokakta insanların telaşı gözüküyordu. O anda sokaktan geçen bir simitçinin "Simitçii! Gevrek simittt." Demesiyle aniden uyanmıştı Gül. Nefes nefese kalmıştı. Yaşadığı şeyin bir rüya olduğunu dakikalar sonra ancak algılamıştı.Simitçinin sesi olmasa belkide hiç kurtulamayacakmış gibi hissetti o kabustan. Nefesini kontrol altına aldıktan sonra yatağından kalktı ve banyoya girdi. Okula geç kalmak üzereydi. Hızlıca hazırlanması gerekiyordu.

Mutfağa girdiğinde annesi çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı. Kahvaltı masasına bir göz gezdirdi ve annesinin boynuna sarıldı " Günaydın anne."

" Günaydın gülüm"dedi annesi gülümseyerek. Sonra da kızının yüzünün şeklini hiç beğenmemişti. Telaşla sordu

"Ne bu halin bitkin duruyorsun iyi uyuyamadın mı yoksa?"

Gül, annesini telaşlandırmak istemediği için hemen kahvaltı masasına yöneldi ve salatalıkları atıştırmaya başladı.

"Merak etme anne çok güzel uyudum" diyerek esnedi.Yalanına inandırmak için. Ama bir an rüyasını düşünmeden de edemedi. Onun için anlamsız bir rüyaydı.Issıs bir arazide devamlı koşuyordu birilerinden kaçıyordu ama kimdi onlar hatırlamıyordu. O insanları tanımadığına emindi.Ama neden ve kimden kaçtığını bir türlü algılayamıyordu. O kadar çok etkilenmişti ki rüyadan hala bile etkisinden kurtulamamış ve kalbi hızlıca atmaya devam ediyordu.

Serpil hanım kızının dalıp gittiğini görünce meraklanmıştı .

"Ne oldu kızım ? Dalıp gittin bir şeyinmi var?

Gül annesinin sesiyle irkildi. Gülümsemeye çalışarak

"Hayır anne yok birşeyim.Öylesine dalmışım işte. Ha anne şu benim izin işi ne oldu izin veriyormusun gitmeme?

Serpil hanım kızının sorusuyla kaşlarını karartmıştı. Tekrar aynı konu açılıyordu. Hiç istemediği gezi konusu. Kızgın bir ses tonuyla cevap vermişti.

"Bu konuyu konuşmuştuk senle gitmeyeceksin Urfa'ya, o kadar!"

"Ama neden? sadece bir haftalığına. Hem senin memleketin değil mi orası? Niçin izin vermiyorsun gitmeme?

"Hayır olmaz, izin falan yok. Ben yanımdan ayrılmanı istemiyorum."

Gül aldığı cevaptan hiç memnun olmamıştı. Üzgün bir şekilde masasından kalktı çantasını alarak kapıya yönelmişti.

"Tamam annecim dediğin gibi olsun. Ben okula gidiyorum. Çoktan geç kaldım bile." Diyerek evden ayrılmıştı.

Gül orta boylu kahve gözlü. kumral saçlı oldukça da güzel bir kızdı. Rehberlik öğretmenliği son sınıf ta okuyordu. Bir asker kızı idi babasını o küçük yaştayken kaybetmişti. Annesinin ailesinden kimseyi tanımıyordu ama baba tarafından herkesi tanıyordu. Annesi bir kapalı kutuydu sanki geçmişine dair hiç bir şey söylemiyordu. Babannesi ve dedesi hiç sevmiyorlardı gelinlerini ama sebebini de söylemiyorlardı. Okulunu çok seviyordu. En yakın arkadaşları Berfin ile Pınardı .Berfin onu memleketi Urfaya götürüp gezdirmek istiyordu ama annesi bir türlü izin vermiyordu. Dolmuştan indi ağır ağır okula doğru yürüyordu. Karşısına Gökhan çıktı yanında da başkası

Günaydın Gül erkencisin bakalım.

Günaydın Gökhan sende öyle neyse benim gitmem gerek Berfin beni bekliyorda, der demez hemen oradan uzaklaştı.

Gül, Gül hey beklesene dur . Arkasına döndü seslenen Berfindi .

Yanımdan geçtin beni görmedin nedir bu dalgınlık?

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now