Sevda ile Aile arasında...

3K 127 2
                                    


Ertesi gün, Başaran konağı

"Baba yeter. O benim karım!"

Dedi Selim öfkeyle. Sonunda haykırmıştı içindekini.

Kamber ağa oğlundan belki de en son duyacağı sözü duymuştu ne demek karım? Bakışlarını Gül'den çevirmiş oğluna bakıyordu.

Gül, Selim'in söylediğini duyduğunda soğuk kanlılığını korumaya çalıştı.Selim ağanın gerçek ağalığını bugün gözleriyle görecekti. Bakalım Selim ağa ağalık sınavını verebilecekmiydi ve gerçekten töresini aşiretini karşısına alabilecekmiydi?Bakışlarını iyice sertleştirmişti. Artık ne olacaksa olacaktı bugün...

"Sen ne dersen ağa oğul? Bu kadın senin hiçbirşeyindir. Bu kadın olsa olsa senin kanlın olabilir."

"Ağa babam. Önce otur, sana anlatacaklarım vardır. Ben ne dediğimin farkındayım. Gül, dün geceden itibaren benim karımdır. Benim nikahım altındadır."

Kamber ağa duyduklarıyla iyice öfkeleniyordu. Çevresindekiler de bu yeni duruma tepki gösteriyorlardı kendi aralarında. Oğlu çıldırmış olmalıydı Gül onun gelini olamazdı.

"Oğul sen ne dersin. Nasıl senin karın olabilir bu kadın?" diyerek Gül'ü işaret etti.

Gül, hiç konuşmuyor baba oğlu izliyordu. Şu anda konuşması bir işe yaramazdı çünkü. Bu Selim ile babasının hesaplaşmasıydı.

"Doğru duydun baba. Mercan ağa ile benim barış için verdiğimiz karar budur. Berdel olacaktır. Ben de berdel'in karşılığında Gül'ü tekrar nikahıma aldım. Artık o bu aşiretin yeni gelinidir. Ayrıca da çocuğumun annesidir."

"Yeter!" diyerek bağırdı Kamber ağa. " Bu deli saçmalığı bitecektir. Mercan ağa senin barış için önerin bu mudur? Eğer barış bu kadın sayesinde olacaksa ben istemem böyle barış. Eğer kızım ölecekse de umrumda değildir bu saatten sonra."

"Ağa babam yapma. Hani benim kararıma saygı gösterecektin?"

"Eğer böyle karar vereceğini bilse idim, söz vermezdim. Ben oğluma güvenmiştim çünkü. Ama yanılmışam, oğlumu tanımamışam. Benim oğlum ne olursa olsun tükürdüğünü yalamazdı. Kendini küçük düşürmezdi."

Selim, perişan halde babasını ikna etmenin çaresini arıyordu. Babasını ne olursa olsun ikna edemeyecekti. Ne yapacaktı bilmiyordu.

"Ağa babam, ben senin oğlunum unuttun mu? Bir karar vermişsem bir nedeni vardır. Barış için başka çaremiz yoktur, üstelik çocuğumun annesini nasıl yok sayayım, sen de hele?"

"Ne çocuğu? Sen neden bahsedersin?"

"Benim çocuğum ağa babam. Bir torunun vardır. Benim kanımdan, bizim soyumuzdan bir çocuk vardır ortada."

"Yalan söylersin!"

"Doğru söylerim baba. Eğer çocuk olmasaydı ben de böyle bir şeyi yapmak istemezdim baba. Eğer tükürdüğümü yalıyorsam sebebi oğlumdur!"

Gül, Selim'in sözlerinden sonra kalbine hançer yemişcesine canının yandığını hissetti. Selim, açık açık onu çocuk için kabul ettiğini haykırıyordu resmen. Dişlerini sıktı, ağlamayacaktı. Kendini tutmaya çalıştı. Selim, sözlerinden sonra bir an Gül'e bakmıştı. Gül'ün yüzündeki kederi gördüğünde canının yandığını hissetti. Sonra bakışlarını babasına çevirdi ve konuşmaya devam etti.

"Doğru söylüyorum ağa babam. Artık Hancıoğullarıyla aramızda husumet kalmamıştır. Bacımı da bulup telli duvaklı düğününü yapacağım." Bakışlarını şaşkın kalabalığa çevirdi.

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now