Birlikte Uyuma Fikri

3.1K 146 1
                                    


Yemek faslı bittikten sonra, herkes koltuklara oturmuş, televizyon izliyorlardı. Gül, Berfin ile sohbete dalmıştı. Hanımağa kızı ile gelini arasında iki gün içinde gelişen arkadaşlığa mutlu olsa bile, hangi ara kulaktan kulağa birbirlerine bir şey anlatıp gülecek kadar yakınlaşmışlardı. Şüpheli bir şekilde baktı.

Selim ise hayran hayran karısını inceliyordu. Kardeşinin yanında ne kadar da doğal davranıyordu o kız. Üstelik, dışarıdan Gül'ü görenler onun zorla evlendiğine asla inanmazdı. Kız gayet rahat davranıyordu.

Yatma vakti geldiğinde, herkes oturma odasını terk etmiş geriye karı koca kalmıştı. Selim usulca kalktı ve odasına doğru yöneldi. Biliyordu ki Gül kendisini takip edecekti. Gül de çaresiz Selim'in peşine takıldı. Ne kadar tuhaf duruyorlardı. Selim önde Gül arkada odaya giriyorlardı. İçeri girdiklerinde Selim kendisini takip eden karısına dönüp " teşekkür ederim" dedi.

Gül, şaşkın şaşkın Selim'e baktı. O adam niye teşekkür etmişti ki? "niçin? Diye sordu.

Aileme gösterdiğin saygı için diyerek gülümsedi Selim.

Gül, gayet sakin bir şekilde. " Sevinme hemen, senin için yapmadım. Ben böyle yetiştirildim. İstanbul da doğup büyümüş olabilirim ama oralarda da büyüklere saygı gösteriyorlar" dedi ve hemen gidip kanepeye oturmuştu.

Onun derdi neydi Selim'in derdi neydi. Gül uzun uzun düşünmüştü. Aileye kendini ne kadar alıştırırsa, onların güvenini o kadar erken kazanırdı. Zamanı geldiğinde ise çekip gitmesi kolay olabilirdi. Hatta şu anda kendisine şaşkın şaşkın bakan güzel ela gözlü adama bile anlayışla yaklaşacaktı. Çünkü o adam onun kurtuluş biletiydi. Onun güvenini kazanması en önemlisiydi. Ama bu anlayışın sınırları olacaktı tabii. Çünkü en önemli problemi karşısında duran boş yataktı. Gözlerini ondan alamıyor ve bu uyuma işine bir çözüm bulması gerekecekti.

Selim, bu kızı çözemeyeceğini anlamıştı. Çok değişik biriydi. Aniden parlayıp aniden sakinleşen birisiydi. Üstelik yaptıklarıyla, söyledikleri birbiriyle çelişiyordu.Hazır cevap birisiydi belli. Ama o kız niye sadece tek bir noktaya bakıyordu. Kız yatağa bakıyordu.

"Bu konuda anlaştığımızı sanıyorduk" dedi Selim aniden. Gül bakışlarını Selim'e çevirdi. "hangi konu" dedi.

"Birlikte olma konusu, sana dokunmayacağımı söylemiştim. Yani kara kara düşünmene gerek yok. Ayrıca, o yatak ikimizi alacak kadar geniş emin olabilirsin".

Gül, bir an kızarmıştı. Ilk sabahları geldi aklına ve Selim'e söyledikleri. Sahi Selim kendisini farklı tanıyordu. Ama Gül, değil bir adamla birlikte olmak birisiyle öpüşmemişti bile. Sevgilisi Gökhan'ın bir kaç denemesi olmuştu ama Gül'ün kendine ördüğü duvarlarına toslamıştı. Selim'in dediğine göre bir yatakta uyumalarının bir sakıncası yokmuş gibi duruyordu. Ama Gül bundan pek emin değildi. Ama kanepede de uyumak istemiyordu. Bütün gece dönüp duramamıştı bile. Ayrıca çok küçüktü kanepe. Kendisi bile zor sığmışken, ilk gecelerinde Selim o uzun haliyle nasıl sığmıştı kanepeye hayret etti.

" tamam, benim için bir sakınca yok. Ama farklı örtülerin altında" demişti Gül.

Selim, hafifçe gülmüştü. Bu kız hayatının yeni komedisi olacaktı belliydi. Ayrıca kız için kolaydı, ama o hazırmıydı ki bir kızla uyumaya. Üstelik kendisi iradeli bir adam olmasına rağmen yine de nefs denen bir şey vardı. Ama o kadepede uyumaktansa, kendi iradesine sahip çıkması daha kolay olur diye düşündü. " tamam, Kabul. Benim için farketmez" dedi.

Gül, rahatlamıştı. Usulca dolaptan bir örtü aldı. Yatağı ikisinin yatabileceği bir konuma getirdi. Geceliğini alıp banyoya kıyafetini değiştirmeye gitti. Odaya geri döndüğünde Selim çoktan yatağın soluna yatmış kendi örtüsünü üzerini çekmişti bile.

Selim, istemsizce karısına baktı. Karısının kıyafetini görünce rahatlamıştı. Kız en azından edepli giyinmişti. Ayıcıklı pjamasıyla sevimli ve gayet düzgündü. Yanında seksi gece kıyafetiyle duran bir kızı kesinlikle istemezdi. Kıza dikkatlice baktı. Aslında ister miydi?..

Neler diyordu öyle, kendine kızdı düşüncelerinden dolayı. Sırtını döndü karısına ve gözlerini yumdu, erkenden uyumalıydı.

Gül, kendisine anlamsız bakan adama aldırmadan ayakta öylece duruyordu. Acaba kanepe daha iyi bir seçenek miydi karar verememişti. En azından örtüleri ayrıydı canım. Ama şu uzun yastık canını sıkıyordu. Niye öyle uzun bir yastık vardı ki.

Ne güzel küstüm yastığı diye ayrı ayrı iki yastık üretiliyordu güzelim ülkede. Ama bu bir yastıkta uyumak canını sıkmıştı. Kendini çok iyi tanıyordu. Dengesiz uyumada bir numara idi. Birlikte uyuma fikri çok canını sıkmıştı.

Düşüncelerle, ışığı söndürmeye gitti. Elektirik düğmesi ile yatağın arasında bayağı bir mesafe vardı. Düğmeye basınca bir anda her yer karanlık olmuştu. Gül hiç bir şey göremiyordu, kör insanlar gibi boşlukta ellerini bir şeylere tutunacakmış gibi savuruyordu. Bir yatağa ulaşsa işi kolaydı. Bir anda boşlukta ayağını bir şeye çarptı "aaayyy" diye bir çığlık atmasıyla birlikte kendisini yatağın ortasında bir şeyin üstünde buldu.

Selim, tiz çığlığı duyduğunda ne olduğunu anlamak için arkasına dönmüştü ki Gül'ü bir anda üstünde buldu. Düşmesin diye ellerini tutmuştu. Gül, gözlerini sımsıkı yummuştu ve hızlı hızlı nefes alıyordu.

Gül, bir anda gözlerini açtı. Kendisine ne olduğunu anlaması gerekiyordu. Ayak serçe parmağını yatağın kenarına vurmuştu ve acının etkisiyle kendisini hiç düşünmeden boşluğa atmıştı. Ama yerde olduğunu zannederken, halı desenlerine değilde neden bu ela gözlere baktığına anlam veremedi. Ne zaman gelmişti ki yatağa. Üstelik her taraf karanlıkken, adamın gözleri nasıl bu kadar aydınlık olabiliyordu. Hızlı hızlı nefes almaya devam ediyordu. Zira kalbi yerinden fırlayacakmış gibiydi. Ayrıca elleri niye bağlı gibiydi.

Selim, şaşkın bir şekilde üzerine uzanmış kıza baka kalmıştı. Kızla yaşadığı tensel temas onu rahatsız etmişti. Ama şu anda hipnoz olmuş gibi sadece ona, o kahve gözlere bakıyordu.

Gül, bir anda kendine gelip, derhal Selim'in üzerinden kalktı ve hemen yüzünü diğer tarafa çevirdi. Neler oluyordu kendisine, niye kalbi böyle dedi deli atıyordu, birlikte yatma fikri kesinlikle yanlıştı. Selim kendisini ya yanlış anladıysa. Daha ilk geceden adamın üzerine atlamıştı. Aklana gelenler, yüzünü kızartıyordu.

Kendi kendine de tövbe çekmeye devam ediyordu. Hemen gözlerini sıkıca kapattı. Uyumalıyım, uyumalıyım diyordu içinden. Ellerini yumruk yapmıştı, ve içinden çitten atlayan koyunları saymaya başladı. Bir koyun, iki koyun...

Selim de beklemediği olay karşısındaki şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra kendisine sırtını dönen karısına baka kaldı. Karısı resmen üzerine atlamıştı. Bilinçli değildi ama yine de bu durum canını sıkmıştı. Gül, kısık seslerle birşeyler söylüyordu ama anlamıyordu. Ama anladığı bir şey vardı. Bu birlikte uyuma fikri baştan sona yanlıştı...


BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin