Hesaplaşma Zamanı

2.9K 131 0
                                    


Bir hafta olmuş Selim hala geri gelmemişti. Berfinle telefonda konuşmalarını duyuyordu ama belli ki karısını hiç merak etmiyordu. Gül içten içe kızıyordu bu duruma neden hiç kendisiyle konuşmak istememişti.

Bahar ayının sonlarına geliyorlardı. Sınavları başlamıştı bile, bir de mezuniyet telaşı vardı tabiki bütün öğrencilerde. Kimse sınavlarını pek düşünmüyor mezuniyet günü ne giyeceklerini nasıl bir etkinlik düzenleyeceklerini tartışıyorlardı. Çoktan kampüsün bahçesinde fotoğraf çekimlerine başlamışlardı bile.

Gül, pek mezuniyet havasında değildi. Onun tek düşüncesi bir an önce sınavlarını yapmak ve bu ülkeyi terketmekti. Ama ara sıra Selim geliyordu aklına neden ansızın gitmişti ki üstelik kendisiyle hiç iletişime geçmiyordu. Berfin abisinin gidişi hakkında hiç konuşmuyordu Gül ise soramıyordu.

Bir gece ansızın Selim gelmişti. Berfin de Gül de uyumuştu. Onun geleceğini bilmiyorlardı. Odasına gitti Gül uyuyordu , etrafta ders notları elinde kitabıyla uyuya kalmıştı. Kitabını elinden aldı ve çalışma masasının üzerine bıraktı. Üstünü değiştirip usulca yatağın diğer tarafına uzandı.

Yüzünü karısına döndü. Ne kadar da güzel uyuyordu. Onu öpmemek için kendisini zor tutuyordu . Artık o kendisi için sıradan bir kadın değildi. Ona hem bir nefes kadar yakın aynı zamanda da bir o kadarda uzak olmasına rağmen o kadın kendisine aitti. En azından resmi olarak öyleydi yoksa kalbinin bir başkasında olduğunu düşünmek bile onu delirtiyordu. O Gökhan denen adamı hala seviyor olabilirdi bu güzel kız. Sonra gözlerini yumup uyudu.

Gül sabah uyandığında Selim in dönmüş olduğunu gördü. Yanında sessizce uyuyan adamın varlığı onu mutlu etmişti. Gelişini bile duymamıştı. Ama yanındaydı işte, aynı yatakta uyumuşlardı. Artık Selim ile uyumak eskisi gibi zor gelmiyordu ona. Aksine bu durum hoşuna bile gitmeye başlamıştı. Usulca yatağından kalktı. Yüzünde aptal bir gülümseme vardı.

Hızlıca mutfağa gitti. Kahvaltı hazırlamaya koyulmuştu. Ilk defa Selim'in neyi çok sevdiğini merak etmişti. Acaba melemen yapsa hoşuna gider miydi ki? Sonra hızlıca melemen yapmaya koyuldu. Yarım saat içinde kahvaltı masası hazırdı. Mutlulukla hazırladığı Masaya baktı. Ama Selim'i uyandırmaya cesareti yoktu. Hatta onunla karşılaşmaya da cesareti yoktu. Gül hiçbir şey yokmuş gibi o sabah erkenden hazırlandı ve Berfin'i bile beklemeden okula gitti. Ama içi içine sığmıyordu. Bu mutluluğun nedenini biliyor ama dile getiremiyordu.

O gün akşamı zor etti. Sınavını bile nasıl yaptığını bilmiyordu. Hemen eve gitti. Ama eve geldiğinde Selim yine evde yoktu. Acaba hayal mi görmüştü. Büyük bir hayal kırıklığına uğradı.

Berfin, Gül'ün soru soran bakışlarını görünce hafif tebessüm etti. Gül'ün bu halleri hoşuna gidiyordu. Abisinin eve gelmeyeceğini, acil bir işi olduğunu söyledi. Ayrıca kahvaltı için de çok teşekkür ediyor diyerek de ekledi. Melemene bayılmış da.

Gül, utanmıştı. Ama gülümsemesini gizleyemedi. Demek Selim'in hoşuna gitmişti. Onun bir şeyleri beğenip beğenmemesi niçin bu kadar önemliydi. Bu konuyu düşünmek istemiyordu. Ayrıca niye eve gelmemişti ki? Acaba bu adam kendisinden mi kaçıyordu?

O gece dedesiyle konuşmuştu. Her şey hazırdı. Gül'ün mezun olduğu günün haftasında her şeyden kurtuluyordu. Tabi Selim den de.

Bunları düşünürken bir anda evden ayrıldı ve dışarı çıktı. Gül o gece annesine gidiyordu. Neden gidiyordu bilmiyordu. Niye şimdi gidiyordu? Geldiği günden beri annesiyle doğru dürüst konuşmamıştı. Belki de konuşma zamanı gelmişti .Bunları düşünerekten annesinin evine varmıştı bile. Artık kapısının önünde duruyordu. Zili çaldı ve annesi karşısında idi. Artık hesaplaşma zamanı gelmişti.

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin