Evlilik Oyunu ve Yeni Hayat

3.4K 139 0
                                    


İki gün sonra gitme vakti gelmişti. Ama Gül'ün bundan haberi yoktu. Hanımağa Gül'ün odasına gelmiş Gül'e hazırlanmasını söylüyordu. Gül, Hancıoğullarına el öpmeye gideceğini öğrenince çılgına dönmüştü. Gitmek istemiyordu. Gül bir de ailesi olmayan bir aileye el öpmeye gidecekti bu ne curetti böyle hem kaçır hem zorla evlendir üstelik bir de saygı bekle. Gül' e gore onlar ailesi değildi ,aralarındaki kan bağıda ilgilendirmiyordu onu. Bu zamana kadar bu kan bağına ihtiyaç duymamıştı hatta varlıklarından bile haberi yoktu Birden karşısına çıkan bu aile, sonra Başaranlar ne istiyorlardı Gül den böyle. Hanım  ağa diyeceğini demiş ve odadan ayrılmıştı. Şimdi Selim ile baş başa idiler. Ama gül gitmek istemiyordu burada kimse onun ne düşündüğünü umursamıyordu mecbur gitmek zorundaydı.

Selim ona hiçbir şey dememişti "ben seni dışarıda bekliyorum" dedi ve odanan ayrıldı.

Gül hazırlanmış çaresiz bir şekilde Selim'in yanına arabaya binmişti, Selim le birlikte gidiyorlardı Selim düşünceli Gül ise çaresiz yalvarıyordu Selim'e gitmeyelim diye .

"Onlar benim ailem değil. Onları tanımıyorum bile. Hem ailem olsalardı bana öyle davranmazlardı. Yalvarırım aileme götüreceksen beni gerçek aileme İstanbul'a götür. Gerçekten de ailesini çok özlemişti. Ninesini, dedesini, hatta yalancı annesini bile. "yalvarırım çok merak etmişlerdir, lütfen. Hem okulum var benim. Bu sene mezun oluyorum son sınavlarım var ve ben bu saçma nedenlerle okulum yarıda kalsın istemiyorum. Ne olur bari sen beni anla merak etme kaçmam seni zor durumda bırakmam ailemi görür sınavlarımı yapar gelirim. Lütfen beni Hancıoğullarının yanına değil, gerçek evime götür, yalvarırım. Hem Berfin'i de götürürüm. Malum oda mezun olacak madem bu zamana kadar gizli okutmayı başardın mezun olmasını da sağlarsın. Yalvarırım sana, izin ver İstanbul a gideyim.

Gül, Selim'in kendisini anlayabileceğini düşünüyordu. En azından onunla rahat iletişime geçebiliyordu. Hiç susmadan yalvarmıştı ona. Ama Selim tepkisizdi. Sadece arabayı sürüyor, yola bakıyordu. Gül, Selim den cevap alamayınca hayal kırıklığına uğramış bir vaziyette yüzünü cam tarafına çevirdi ve ağlamamak için kendini zor tuttu.

Selim yola odaklanmış gibi duruyordu. Boş gözlerle sadece araba kullanıyordu. Zaten o konağa gidince nelerle karşılaşacağını bilmiyordu. Zaten yeterince gergindi. Onları düşünürken birde Gül ün yalvarması, canını daha çok sıkmıştı. Ani bir hareketle karısına döndü yüzünü. Gül dışarıyı seyrediyor gibiydi ama saçları yüzünü kapattığı için tam olarak ne yaptığını göremiyordu.

Hayır olmaz, bu aralar mümkün değil. Dedi birden. Gül aniden yüzünü Selim'e dönmüştü. O kız ağlamış mıydı. Gözleri nemliydi çünkü. Ama aldırış etmemeye çalıştı. "Hem sınavlarınızda başlamamış, sana güvenemem." Demişti.

Gül, gözlerindeki iki damla yaşı silip titreyen bir sesle konuşmaya başladı. "Peki ben sana nasıl güveneceğim, söyler misin? Seni tanımıyorum bile ama mecbur her dediğini yapıyorum. Sana hiç karşı gelmedim bile. Ben sana güvenmeye çalışıyorum, mecburum buna, birilerine güvenmem gerekiyor yoksa yaşayamam anlıyor musun yaşayamam? Demişti ve gözleri yine ağlamaya başlamıştı. "şu anda da senden başka güvenebileceğim insan yok çevremde" dedi kısık bir sesle.

Gül'ü bu hali Selim'i üzmüştü. Kız haklıydı ama elinden hiç bir şey gelmiyordu. Eğer gelseydi zaten bu saçma evlilik olmazdı.Ama kızın kendisine güvenmek istediğini öğrenince kalbinin derinliklerinde bir kıpırtı hissetti.

"Bak! belki haklısın ama şu anda olmaz. Hem şu işi bir atlatalım bakalım ne yapabiliriz. Farkındaysan düşmanımın evine ayak basmak zorundayım her ne kadar düşmanlık tutmamış olsam bile bu çok zor anlıyor musun beni? Demişti sesi biraz sert çıkmıştı. Gerçekten de gergindi çünkü.

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin