O Seni Sevdi

2.7K 124 0
                                    


Urfa'ya geleli bir hafta olmuştu. O bir haftanın nasıl geçtiğini bile anlamamıştı. Urfa'ya geldiğinden bir gün sonra halasına kısa bir mesaj atmıştı iyi olduğuna dair. Düşündüğü annesi yada ona uyarak kendisine yalan söyleyen halası değildi. Dedesi ve ninesini düşündüğü için iyi olduğuna dair mesaj atmıştı. Ama nerede olduğunu söylememişti. Hancıoğlu konağında fazla kalamamıştı ve Maho ağanın özel güvenlikli bağ evine gelmişti. Ne gariptir ki bu ev onun tutsak olarak getirildiği evdi. Geçmişi yeniden yaşıyormuş gibi hissetmişti ilk geldiğinde ama şimdi alışmıştı. Burada oğlu ile huzurlu bir şekilde yaşayıp gidiyordu. Arada ninesinin ziyaretleri ona yetip gidiyordu. Ninesi torununun yanında kalmayı çok istiyordu ama konak bu aralar çok meşguldü. Bahar'ın nişanı vardı. Bütün konak bu olaya odaklanmıştı. Gül de fazla etrafta gözükmemek için uzaktaki bağ evinde yaşıyordu. Maho ağa Bahar'ın düğünü olmadan ortalığın karışmasını istemiyordu. Bu yüzden Gül'ün Urfa'ya dönüşünü bir sır gibi saklıyordu.

Gül,çardakta oturmuş gecenin sessizliğini dinliyordu. Arkasında elinde kahvelerle Bahar geldi yanına. Bahar usulca kahve tepsisini Gül'ün önüne bıraktı.

"Teşekkür ederim Bahar"

"Afiyet olsun. Uyumadığını görünce biraz konuşuruz diye düşünmüştüm."

"Uyku tutmadı. Bu gece de hava çok güzel içeriye tıkılıp kalmak istemedim. Barış' da erken uyuyunca biraz hava alayım dedim."

"Babasına çok benziyor"

"Anlamadım!"

"Barış diyorum, ona çok benziyor. Özellikle gözleri..."

Deyip susmuştu.

Gül de gözlerini Bahar'dan kaçırdı. Bahar çok haklıydı. Barış gün geçtikçe babasına daha da çok benziyordu. Özellikle gözleri onun ki gibi elaydı.

"Ben özür dilerim"

Bahar anlamayan bakışlarla Gül'e baktı. Neden ondan özür diliyordu ki?

"Niçin bu özür? Asıl benim sana özür borcum var. Sana bu zamana kadar hiç iyi davranmadım."

"Gerekçen vardı çünkü Bahar. Ben de bu gerekçeden dolayı senden özür diliyorum. Selim ile sen..."

Konuşamadı, konuşamıyordu. Sözleri yarım kalmıştı Gül'ün. Oysa Bahar ile her şeyi konuşmak istiyordu. Ama cesareti yoktu.

Bahar, Gül'e ağlamaklı gözlerle baktı. Gül, onları biliyor muydu yani? Şimdi daha da kötü hissetmişti kendisini. Ne diyeceğini bilemeden öylece baka kaldı.

Uzun bir sessizlik oldu aralarında. İkisinin de içinde bazı şeyleri netleştirmesi gerekiyordu. Sessizliği bozan Gül oldu.

"Biliyorum sizi. Yani neler yaşadınız bilmiyorum ama sizin eskiden... anla işte!"

"Sevgili olduğumuzu!" diyerek tamamladı Bahar cümleyi.

"Cesaretin var mı? Onu benden dinlemeye cesaretin var mı Gül?"

"Bilmiyorum ama korkaklıkta gösteremem. Zaten bilip bilmemem ne kadar önemli onu bile bilmiyorum. Sonuçta ikimizde geçmişte kaldık öyle değil mi?"

"Sen geçmişte kalmadın Gül"

Gül, şaşkın bir şekilde Bahar'a yüzünü döndü. "Ne demek sen geçmişte kalmadın?"

"Öyle işte. Sen geçmiş olmadın Gül. Eğer geçmişte kalmış olsaydın bugün burada olmazdın. O seni silmedi Gül. O senin uğruna törelere karşı geldi. Seni öldürmedi. Bu bile senin geçmişte kalmadığının işareti."

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now