Masum değiliz Kamber ağa!

2.7K 128 5
                                    

Ameliyathanenin önünde saatlerdir volta atmaktan yorulmuştu. Ama bir yerlere oturamıyor, kabına sığamıyordu. Gülünden gelebilecek en ufak bir haber için neler vermezdi ki? ameliyat odasından arada bir birileri girip çıkıyor ama kimse ona bir bilgi vermiyordu. Perişan halde ne yapacağını bilemez haldeydi. Canı yanıyordu, sevdiği, sevmeye doyamadığı Gülü yaşam mücadelesi veriyordu içerde. Onu kaybedemezdi, onu kaybetmek istemiyordu. Her defasında Gül ile sınanmak artık katlanılamaz hal almıştı. Ama ilk defa Gül'ü sonsuza kadar kaybedeceğini bugün anlamıştı. Onun gözlerinin içine bakarak hala kendisini savunmaya çalışması ve oğlundan bile vazgeçişini görmüştü. Gülü sanki mücadele etmekten yorulmuş,yaşamaktan vazgeçmiş gibiydi. Ne yapmıştı ona, ne yapmıştı Gülüne. Onun yüzünü bir gün olsun güldürememişti. Hem daha ondan af dileyecekti. Hatta ona sevdiğini bile söyleyememişti ki. Yarım kalmıştı aşkı, yarım kalmıştı Gülü ile yaşayacakları, daha birlikte oğularının büyüteceklerdi. Ama bu da yarım kalmıştı her şey gibi.

Hancıoğulları haberi alır almaz akın etmişti hastaneye. Maho ağa hastaneye nasıl geldiğini bile hatırlamıyordu. Torunu yine ölümün pençesindeydi. Onu kaybedemezdi, kaybetmek istemiyordu. Sert bakışlarıyla ameliyathanenin önündeki Selim'e baktı.

"Selim ağa!" diye bağırmıştı.

Selim, Maho ağanın sesini duyunca yönünü o tarafa çevirmişti. Karşısında resmen bir ordu vardı. Ordunun başında da Maho ağa. Perişan halde Maho ağaya baktı. Maho ağa hızlıca gelip karşısına durmuştu. Karşısındaki perişan adama baktı. Selim ağanın ne kadar perişan halde olduğunu görebiliyordu ama ona bir nebze olsa da acımadı. Çünkü adı kadar emindi ki torunu şu anda canıyla uğraşıyorsa sebebi oydu. Bütün öfkesini Selimden almak istercesine elini kaldırdı ve herkesin önünde Selim'in yüzüne tokatı yapıştırdı.

"Torunuma ne yaptın Selim ağa?" diye bağırdı.

Selim, yüzüne yediği tokadın etkisiyle bir iki adım geri gitmişti. Bir eliyle yüzünü tutuyordu. Yönünü Maho ağaya çevirdi. Ama hiçbir şey söylemedi. Çünkü bu tokadı hak etmişti. Öyle düşünüyordu. Maho ağa hala öfkeli bir şekilde bakmaya devam ediyordu.

"Konuşsana Selim ağa. Torunuma ne yaptın. Onun canına nasıl kast ettin. Ne yaptı benim Gülüm sana. Konuş!" diye adeta hastaneyi inletti.

Selim, ise gözleri dolu bir şekilde Maho ağaya bakmaya devam ediyordu. Ne diyecekti ki söylenecek bir söz yoktu. Sonra derin bir nefes aldı. "Ben, ben onu koruyamadım" diyebildi sadece.

Maho ağa ise nefretle baktı Selim'e "Koruyamadın ha! Bir tane kadını koruyamadın. Bir de ağayım diye geçinirsin. Sen Selim ağa sen ömrümde gördüğüm en korkak ağasan. Torunuma kurşun sıkan kimse eğer bulacağım ve cezasını kendi ellerimle vereceğim. Anlaram ki sana güvenmekle hata etmişem. Eğer ona bir şey olursa benden kork Selim ağa. Hem sen hem de diğer Başaranlar. Eğer torunum bu hastaneden sağ çıkmasın işte o zaman Maho ağa kimmiş hepinize göstereceğem" demişti.

Selim, ise Maho ağanın tehtitlerini sessizce dinliyordu. Maho ağa haklıydı o korkak adamın tekiydi. Eğer Gülüne bir şey olursa Maho ağaya bırakmaz kendi cezasını kendisi verirdi. Maho ağa tehditlerini savurmaya devam ediyordu.

Yanlarına gelen polisi görünce Maho ağa susmuştu. Önde bir sivil polis arkasında ise iki tane üniformalı polis gelip karşılarına durmuştu.

"Selam beyler Ben başkomser Emre. Hastane polisinin ihbarı üzerine burada bulunuyorum. Hastanın yakınları sizler misiniz?"

Maho ağa ile Selim birbirlerine baktı bir süre. Sonra yönlerini genç polise çevirdiler. Maho ağa kendinden emin bir şekilde "Ben Maho ağa dedesiyem ." Demişti.

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now