Beklenmedik Saldırı

2.8K 122 0
                                    

İki hafta içinde her şeyiyle Gül pastaneyi açmıştı. Açılışı bile o kadar eğlenceli geçmişti ki. Gül artık hayatının düzene girmesine sevinmişti. Her şeyiyle hayatı yolundaydı. Ama o ana kadar. Gül yeni eleman kız ile birlikte alışverişe gitmişti. Market yakın olduğu için araba almamışlardı. Işıkların oraya geldiklerinde yeşil yanıyordu. Yanındaki kız ona bir şeyler anlatıyordu Gül ise neşe içinde onu dinliyordu. Onlara bakan bir çift gözü görmemişlerdi.

Selim kırmızı ışık yanınca aniden durmuştu. Işığın yanmasını sabırsızlıkla bekliyordu. Bir den karşısındaki kişilere gözleri takıldı. Bu olamaz dı yoksa hayal mi görüyordu? Gül karşısındaydı kanlı canlı bir şekilde önünden yürüyüp geçiyordu. Neşeli kahkahalarını arabaların gürültüsüne rağmen duyabiliyordu. Donup kalmıştı. Gül çoktan karşıya geçmişti ama Selim oraya çakılıp kalmıştı. Yanındaki kadının sesiyle kendine geldi.

"Selim bey yeşil yandı herkes korna çalıyor hadi gidelim" dedi.

Selim sesin geldiği yere baktı. kız ona bakıyordu "Selim bey iyi misiniz?" diyerek sordu.

"Eeeveeet" dedi kekeleyerek "iyiyim" dedi ama iyi değildi. Gördükleri gerçek miydi yoksa hayal mi ? Beyni hep ona bu oyunu oynuyordu. Onu defalarca bir yerlerde görüyordu ama bulanık bir şekilde onların hayal olduğunu anlıyordu ama bu defaki gayet gerçekti.

Arabayı çalıştırarak oradan şaşkın bir vaziyette ayrıldı. Yanındaki kız hala merakla soruyordu "Selim bey ne oldu size?"

"Yok bir şeyim Hülya hanım sadece bir an görmemem gereken birini gördüm" dedi derin bir iç çekerek.

Hülya Başaranların içine iyice girmişti. Ailesi ile ilgili gerçekleri öğrenmenin zamanı gelmişti. Annesi hep ondan kaçmış gerçekleri ona anlatmamıştı. Ama artık o çocuk değildi. Kenan 'ın gerçek babası olmadığını biliyordu ve bunu öğrenmesi gerekiyordu. Annesinin eskiye dair resimlerini gördüğünde bir kez daha karar vermişti. Bir resmin arkasında yazan notun ardından gidiyordu. Ve geçmişi onu Başaranlara kadar getirmişti. Hancıoğullarını araştırmış ama onda fazla bir şey bulamamıştı. Annesi Başaranlar dan kaçmıştı bu belliydi ama neden. Nedenini bulması gerekiyordu. Bu yüzden de daha Amerika'dayken onlarla iletişime geçmiş bir inşaat mühendisi aradıklarını duyunca işi almak için elinden gelen her şeyi yapmıştı.

Başaranların Selim zor bir insandı onu anlamıştı. Ama gençler geçmişe dair bir şey bilemezdi ama yine de ailenin içine girmek için ailenin gençleriyle iyi geçinmeliydi. Bu yüzden Selim'i kızdırmamaya çalışıyordu. Ama Murat'la daha şimdiden anlaşamamışlardı bile. En çok muhatap olması gerek kişi de oydu üstelik. "Gıcık adam" dedi birden dışından konuşmuştu.

Selim başını çevirerek "efendim bir şey mi dediniz Hülya hanım."

Hülya pot kırdığının farkına varmıştı. "Şey Selim bey ben şey diyordum. Şu inşaat yapılacak arazi onunla ilgili büyük bir sıkıntı var biliyorsunuz o arazi işi biraz karışık. İhale konusu da sıkıntıda karşı rakip çok güçlü ve problemli tipler. Acaba Murat beyle konuşsanız da bu işi bir an önce bitirse. Bizde inşaata başlasak tam inşaat zamanı bahar aylarının sonlarına geliyoruz. Kışa kadar başlayamayacağız nedense" Dedi

"Haklısınız Hülya hanım ben Murat'la konuşurum işi hızlandırsın. Beyefendi bu aralar gönül işine fazla daldı işi unuttu." Dedi sinirli bir şekilde.

Hülya "anlıyorum" diyebildi sadece. Ne yani adam bir de çapkın mıydı?

Selim o günden sonra hep o yerlerde Gül'ü aramaya başladı. Onu gördüğüne emindi ama onun geri dönmesi hiç iyi olmamıştı. Dönme demişti ona geri dönme. Ama onu dinlememiş dönmüştü. Ama ne yaptıysa onu bir türlü göremedi. Sokaklarda dolaşırken farkında olmadan Gül'ün pastanesinin önüne gelmişti.

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now