Aşkın Bedeli

2.9K 122 0
                                    


Urfa da düğün telaşı vardı. Yeniden aylar sonra ikinci bir düğün daha kuruluyordu. Bu defaki düğün daha da ihtişamlı oluyordu. İki aile de kendi gücünü göstermeye çalışıyordu. Davetliler çoktan gelmişler misafirhanelere , otellere yerleştirilmişti bile.

Hanım ağa bu yeni gelinini seveceğini çok iyi biliyordu. Dilan tam da istediği bir gelindi. Onun sözünden çıkmayacak her istediğini yapacak bir gelindi. Mutluluğuna diyecek yoktu oğlunu nihayet istediği biriyle evlendiriyordu. Gül'ü hiç sevmemişti sevmeye de niyeti de yoktu. "Az daha onun yüzünden evladım katil olacak" diyordu. "Hainin kızı" diye anıyordu onun adını. Ama Selim'in olmadığı yerlerde.

Antep, Urfa arasını bir düğün telaşı almıştı şimdi. Dilan; çocukluk aşkına gelin oluyordu şimdi ondan mutlusu yoktu. Ama yine de içinde bir huzursuzluk vardı. Çünkü Selim onunla hiç ilgilenmiyordu. Verilme olayından sonra bir iki defa anca görüşmüşlerdi ve konuşan hep Dilan olmuştu.

Selim ona soğuk davranıyordu. Selim'in değiştiğini duymuştu ama bu kadarını o da beklemiyordu. Annesi kızına telaşlı bir şekilde damadından hiç hoşlanmadığını söylüyordu. Ama Dilan hiç dinlemiyordu annesini.

"O yaralı ve ben onu sevgimle iyileştireceğim anne sen meraklanma benim için üzülme ben mutluyum" diyerek boynuna sarıldı.

Selim bir ruh gibiydi kimseyle konuşmuyordu. Sinirli aksi bir insan olmuştu. Hakan arkadaşına yakınlaşmaya çalışıyor onunla konuşmaya çalışıyordu ama maalesef başaramıyordu. Selim çevresine bir duvar örmüştü ve kimseyi kendisine yaklaştırmıyordu.

Berfin abisinin bu yeni evliliğini onaylamıyordu. Zaten onu dinleyen de yoktu. Dilan'ı çocukluğundan beri sevmezdi aynı yaşta idiler. Üstelik bir de Gül'ün yerine onun gelmesi nefretini bir kez daha arttırmıştı.

"Dilan Gül gibi değil" diyordu. "O abimi asla gerçekten sevemez" diyordu.

Kendi halini bırakmış abisi için üzülmeye başlamıştı. Bir de ne halde olduğunu bilmediği arkadaşı vardı tabi. Annesini kaç defa aramış ondan haber almak istemiş ama istediği cevabı alamamıştı. Cano onu hep geçiştirmişti. Ne de olsa Selim'in kardeşiydi.

Murat , Selim'in düğününe yetişebilmişti. İki kuzen hiç anlaşamazlardı zaten. İlk evliliğine bilerek gelmemişti. Çünkü Barış olsun istemiyordu. Bu kan davasında en çok onun canı yanmıştı babasını kaybetmişti ama bu durum kimsenin umrunda olmamıştı. Şimdi ise bu durumdan o kadar çok mutluydu ki ona göre saçma barış meselesi ebediyen kapanmıştı. Selim onu soğuk bir şekilde karşıladı.

"Merhaba ağam yetişebildim inşallah. Neyse buna da şükür ilkinde bulunamadım ama sana söz bunda halayın başında ben olacağım" demişti.

Selim kendisiyle alay eden kuzenini soğuk bir şekilde karşıladı.

"Hoşgeldin Murat. Ben de sensiz yeniden evlenmek hiç istemiyordum. İnan sen gelmeseydin düğünü iptal edecektim" diyerek rüzgarı aldığı gibi oradan uzaklaştı. Yine kaçtı yine öfkeli yine deliydi.

Murat arkasından şaşkın bir vaziyette baktı. Neler olmuştu bu adama. Selim'i hiç böyle bitik görmemişti.

"Hoş geldin Murat abi" diye bir ses duydu. Bu Berfin di.

Berfin'e gülümseyerek "hoş bulduk bacaksız" diyerek ona sarıldı.

"Aaaaa abi ya, halamı bacaksız koca kız oldum ama sen beni hala küçük kız olarak görüyorsun."

"Şaka yapıyoruz kız seni sevdiğimden kulağına eğilerek bu evden bir tek seni severim bilirsin" diye gülümsedi.

"Aman abi dalga geçme nasılsın? Yolculuk nasıl geçti? Vurulduktan sonra buralardan temelli ayrıldın. Düğün de olmasa geri geleceğin yok hani. Nasılsın iyi misin?"

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang