Yemek Daveti

2.6K 124 0
                                    


Kemal bey odasında çalan telefonla gözlerini açmıştı. Telefona cevap verdiğinde resepsiyonist tarafından bir konuğunun olduğu söylendi. Konuğunun lobide beklemesinin söyleyerek telefonu kapattı. Yatağından kalkarak hazırlanmaya başladı.

Maho ağa neredeyse bir saate yakın otelin lobisinde bekliyordu. Davetsiz gelen misafirinin aşağı inmesini bekliyordu. Kemal Bey'in geldiğini gece Kamber ağadan öğrenmişti. Kamber ağa kolay kolay Maho ağayı aramazdı. Durum belli ki çok ciddiydi. Torununun diğer dedesiyle tanışma vakti çoktan gelmişti. Aslında geç kalınmış bir tanışmaydı bu. Ama şartlar öyle elvermişti.

Kemal Bey, bir süre karşısındaki kişiye baktı. Onun kim olduğunu iyi biliyordu. Malum, zamanında gelinini o adamdan kaçırmak için az uğraşmamıştı.  Şimdi onun burada ne işi vardı?

"Mahmut Bey!" diye seslenmişti.

Maho ağa adını duyduğunda bir an afallamıştı. Usulca arkasını döndü. Resmi makamlar dışında kimse ona Mahmut Bey demezdi. Karşısında siyah takım elbisesi içinde elinde bastonuyla duran kişiye baktı. "Demek Kemal Bey bu" diye geçirdi aklından. Adam adım adım yanına geliyordu.Karşısına geldiğinde durmuştu.

" Mahmut Bey'di değil mi? Yanlış bilmiyorum. Ben emekli müsteşar Kemal Aksu" diyerek elini uzattı.

Maho ağa şaşkın bir şekilde baktı adama. O da elini uzattı. "Doğrudur, ben Maho ağa" diyerek cevap verdi. İki koca kurt kaşları kararmış bir şekilde bir süre bakıştılar.

Maho ağa konuya girmişti. Torununun dedesini kendisi misafir etmek istiyordu. Karşısındaki adam Kamber ağanın uğraşabileceği cinsten bir adam değildi. İkisi de eski topraktı. Biri modern diğeri gelenekseldi. Ama birbirlerinin dilinden en iyi kendileri anlarlardı.

Kemal Bey, Maho ağanın misafirlik teklifini kabul etmişti. Torununa rahat bir şekilde ulaşmanın yolunun ondan geçtiğine emindi. Şimdilik ikisi de birbirleriyle iyi anlaşmışlardı. Tek bir konuda anlaşamıyorlardı. Maho ağa kendisine Mahmut Bey denilmesine bir türlü alışamıyordu. Kemal bey bu durumu görüyor. İnadına onunla konuşmaya başladığında Mahmut Bey demeyi ihmal etmiyordu.

Hancıoğulları büyük misafirlerini içten bir şekilde ağırlamaya çalışıyorlardı. Berfin çoktan Gül'e dedesinin Konakta olduğunu bildirmişti bile. Gül, bu duruma ilk önce şaşırsada dedesinin bir planı olduğuna kesinlikle emindi. En garibi ise misafir için büyük bir akşam yemeği düzenlenmişti ve bu yemeğe Başaranlar da davetliydi.

Kamber ağa, yemek davetini duyunca adeta çıldırmıştı. O koca kurt kendi sofrasında bir yudum su bile içmemişti. Şimdi birlikte akşam yemek yemek için ayağına davet ediyordu. çıldırmak içten değildi. Gitmese olmazdı. Ama gitse de olmazdı. Ne yapacağını bilmez halde avluda turlayıp duruyordu.

Gül, bu durumu pencereden izliyordu. Kamber ağanın komik hallerine gülemeden edemiyordu. O sırada Kamber ağanın yanına Selim gelmişti.

Kamber ağa öfkeli bir şekilde oğluna döndü.

"Bu ne iştir oğul. O şehirli koca kurt bizimle resmen alay eder. Ayağına çağırır bizi."

"Sakin ol ağa babam. Yok öyle bir şey. Seni sofrasına davet eden Maho ağadır. O da Maho ağanın konuğu o kadar."

"Yok oğul yok. Bu adamın buraya gelişi hayırlı değildir. Bir şeylerin peşinde. O uğursuz için gelmiştir." Diyerek Gül'ün odasının olduğu yere bakmıştı. Gül Kamber ağanın bakışlarını görmüş ama hiç istifini bozmamıştı. İnadına bakmaya devam etmişti. Selim, bir Gül'e bakıyordu bir de babasına bakıyordu.

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now