Hasretin Kokusu

2.9K 124 0
                                    

Murat arabanın arkasında oturuyordu. Yüzünden kan akıyordu.

Selim arabanın içine öfkeli bir şekilde bindi. Yusuf'a sür işareti vermişti. Murat'a dönerek.

"Sen çıldırdın mı tek başına bir mafyanın iş yerini basmak niye? Manyak mısın sen?" diye bağırdı.

Murat yönünü dışarı çevirmişti. Selim'in yüzüne bakmıyordu.

"Bu seni ilgilendirmez Selim ağa. Bu mesele benim meselem"

Selim sinirlenerek , "beni ilgilendirmez öyle mi! sen adamı çıldırtırsın. Sen gerçekten de manyaksın. Eğer ben gelmeseydim ne halde olurdun haberin var mı?"

Murat sinirli bir şekilde Selim'e döndü;

"ben sana arkamdan gel demedim, gelmeseydin. Ne zamandan beri beni düşünür oldun Selim ağa. Sevinseydin hayatından böylece çıkar giderdim işte."

Selim'in onun hayatını kurtarmasına sevinememişti. Bir kez daha onun karşısında zayıf olduğunu anlamak canını yakmıştı.

"Murat sen benim kardeşimsin düşmanım değil. Seni çakallara teslim edebileceğimi nasıl düşünebilirsin? Hem üstelik saçma bir ihale yüzünden şirket basmakta neyin nesi, sen işlerini böyle mi hallediyorsun"

Murat acı acı güldü. Selim gerçek nedeni bilmiyordu tabi.

" Bu sadece bir ihale meselesi değil Selim ağa"

"Ne o zaman Murat söyle nedir sendeki bu haller? Gece de gariptin zaten şimdide bu olay ne yapıyorsun sen ne yapmaya çalışıyorsun?"

Murat sinirli bir şekilde Selim e baktı.

"sevdiğimi korumaya çalışıyorum anlıyor musun? Sevdiğimi!" diyerek haykırdı.

Selim şaşırmıştı. Böyle bir cevap beklemiyordu. "Sevdiğin mi!"

"Evet Selim ağa sevdiğim. Benim sevdiğim, aşık olduğum ,yandığım kadın anlıyor musun beni. O şerefsiz sevdiğimi öldürmeye çalıştı onu kurşunların içine hapsetdi. Ne yapsaydım yani elim kolum bağlı otursa mıydım?"

Selimin bakışları donuklaşmıştı.

"Demek o kızı bu kadar seviyorsun. O pastaneci kız mı bu?"

Murat, pastaneci kız lafını duyunca şaşırmıştı. Acele bir şekilde; "sen onu nerden biliyorsun? Diye sormuştu. Çünkü en son isteyeceği şey Selim'in Gül'ü öğrenmesiydi.

"Oradan çıktığın mı var. Hem bu sabah Berfin haberlerde duymuş. Demek orayı kurşun yağmuruna boğan o Mürsel denen adam bozuntusuydu öyle mi? Korkak bir adam gibi gücü kadınlara yetiyor desene" dedi sinirli bir şekilde gülerek.

Yusuf'un "ağam geldik hastanedeyiz" dediğinde ikisinin de bakışları kapıya yöneldi. Şimdilik konu kapanıyordu.

Selim tamam diyerek kapıyı açtı. Devlet hastanesinin önündelerdi.

Murat hastaneyi görünce ne yapacağını şaşırmıştı. İnmek istemiyordu. Yaralı hali umurunda bile değildi.

"Hayır ben tedavi olmak istemiyorum" diyerek adeta bağırdı.

Selim başını eğerek arabanın içine baktı , "saçmalamayı kes Murat perişan haldesin doktora gözükmen gerekiyor"

Murat ısrarla inmek istemiyordu. Çünkü bu hastane Gül'ün olduğu hastane idi ve Selim'in onu görmesini istemiyordu ama Selim'e sözünü geçiremedi.

Az sonra kendini acilin içinde buldu. Röntgen çektirmek içi onu götürmüşlerdi.

Selim de hastane koridorun da onu bekliyordu. Birden yanından bir kadın geçti. Bu Gül'ün annesi idi. Kadın onu görmemişti. Onun ne işi var dedi kendi kendine. Merakına dayanamadı Yusuf'a Murat'ı beklemesini söyledi ve Cano'nun peşinden gitti.

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Onde histórias criam vida. Descubra agora