Bebeklerinin Katili

3.4K 129 8
                                    


Doktor'un yanında çıktığında yüzü kireç gibi bembeyazdı.  Elindeki zarfı buruşturmuş sıkıca tutuyordu. Gözleri farkında değildi ama bulanık görmeye başlamıştı. Doktor'un söylediği şey doğru olamazdı. Az önceki duydukları gerçek olamazdı. Henüz buna hazır değildi. Kaynanasının kendisine nedensiz yere baskı yapmasından dolayı kendini kadın doğumda bulmuştu. Kaynanası ona hamile olduğunu ima ettiğinde bile bu kadar sarsılmamıştı. Bir ihtimal onun yanılacağını düşünmüştü ve test yaptırmak için doktora gelmişti. Ama kaynanası haklı çıkmıştı Hamileydi! Bir eli istemsizce karnına gitti, bir aydır içinde bir canlı yaşıyordu. Ama neden mutlu değildi? Niye böyle darmadağın olmuştu? insanlar bu haberi duyduklarına mutlu olurlardı. Üstelik ilk defa bile değildi. Oğlunu düşündü Barış'ı! Sanki hiç doğum yapmamış gibiydi, sanki ilk defa hamile kalmış kadar şaşkındı. Kendisine neler olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Üstelik ağlamak istiyor ağlayamıyordu bile. Üzerinde sadece şaşkınlık vardı. Büyük bir şaşkınlık.

Hastaneden nasıl çıktığını bile bilmiyordu. Bütün gün sokaklarda boş boş dolanmıştı. Akşama doğru konağa geri dönmüştü. Kapıdan içeri girdiğinde avluda kaynanasının yanında oyun oynayan oğlunu görmüştü. Oğlu annesini gördüğünde "anne!" diyerek koşmuş onun boynuna sarılmıştı. Kaynanası bile oturduğu yerden kalkmış gelinine bakıyordu. Gül kaynanasının kendisine merakla bakmasının nedenini biliyordu. Hiç vakit kaybetmeden de konuya girmişti hemen.

"Ne dedi doktor? Sabahtan beri seni beklirem. Hamilesen değil mi? Bir oğlumuz daha olacaktır değil mi?" demişti.

Gül, oğlunu kucağına alarak oğlunun yanaklarından öptü. Sonra yönünü kaynanasına döndü "Hamile falan değilim. Yanlış alarm. Ben biraz yorgunum odama çıkıyorum. Akşama yemeğe beklemeyin" diyerek oğlu kucağında odasının olduğu tarafa yönelmişti.

Hanımağa "ama!" diyerek itiraz etmek istemişti ama Gül onu dinlememişti bile. Yanılmış olamazdı son bir haftadır Gül'deki değişikliğin nedeni hamile olmasıydı. Adı kadar emindi gelini hamile idi. Ama neden hamile değilim demişti ki? Bu kadını çözmez bazen çok zor oluyordu.

Gül, odasına girdiğinde derin bir nefes aldı. Oğlunu kucağından indirmiş ve yatağına geçip oturmuştu. Kaynanasına neden gerçeği söylememişti emin değildi. Belki de olanı değil olması gerekeni söylemişti. O hamile olmak istemiyordu. Bir eli karnında idi bakışları ise oğlunun üzerinde idi. Oğlunun bir kardeşi olacaktı. Yeni bir bebek daha. Ama neden bu durumdan mutlu olamıyordu? Niye hamile olmak onu perişan etmişti. Evet adı kadar emindi ikinci bir çocuk istemiyordu. Barışdan başka bir çocuk istemiyordu. Bu durumun başka bir açıklaması olamazdı. Bu da demek oluyordu ki içindekinden kimsenin haberi olmadan en yakın zamanda kurtulmalıydı.

Selim, akşamı zor etmişti. Eve neredeyse uçarak gelmişti. Annesi sabah onu aramış ve Gül'ü hastaneye yolladığını söylemişti. Günlerdir karısına söyleyemediği şeyi bugün doktor söylemiş olmalıydı. Çok heyecanlıydı.Gül ona müjdeyi verdiğinde bilmiyormuş gibi davranmak zor olacaktı ama deneyecekti. Çünkü emindiki karısı bu akşam sevinçle ona müjdeyi verecek ve ikinci kez baba olacağını söyleyecekti. Yemek masasına herkes oturmuş sessizce yemeklerini yiyiyorlardı. Seviçli olduğunu belli etmemeye çalışarak " herkese afiyet olsun" demişti. Masayı kabaca süzdü ama görmek istediği kişi masada yoktu. Oğlu bile o masada varken Gül neredeydi. Soru soran bakışlarla annesine baktı.

Annesi oğlunun demek istediği şeyi anlamıştı tabiî ki de. Kamber ağaya çaktırmamaya çalışarak "hoş gelmişsen oğul. İyi ki geldin. Yemeğe oturmadan şu benim yarama bir baksan hele. Sabah gelen hemşire becerememiştir herhal" diyerek ayağa kalktı. Selim hiçbir şey söylemeden annesini takip etti. Odaya girdiklerinde merakla annesine bakmıştı "neler oluyor anne. Nedir bu yara meselesi? Senin yaran iyileşti ki?"

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now