Havin'in Aşkı

2.4K 118 0
                                    


Aradan bir hafta geçmişti. Kemal Bey İstanbul'a geri dönmüştü. Onun geri dönmesiyle birlikte Başaranlar da derin bir nefes almışlardı. Özellikle de Selim diken üzerindeydi sanki. Aşiretin gözü üzerindeydi devamlı. Herkes Gül'ün yeniden kaçıp gideceğini düşünmüştü. Selim ise Gül'ü resmen göz hapsine almıştı. Gül ise bu duruma uzaktan acı acı gülmekten başka bir şey yapmıyordu. Sevdiği adam ona güvenmiyor, onu tanımıyordu. Kemal Bey'in gidişinden sonra Gül kendini yine boşluktaymış gibi hissetmişti ama sonra kendisini toparladı. Artık eskisi kadar değildi. Tuhaftı belki ama yeni hayatına, hapishanesine alışmıştı bile. Oğlu ile o konakta nasıl yaşayacağının formülünü kendince bulmuştu. Çevresinde ona düşmanca bakan gözleri görmemezlikten gelmeyi öğrenmişti.

Tabi bu bir hafta içerisinde sadece Kemal Bey'in gidişi olay olmamıştı. Başaranların dört gözle beklediği haberde gelmişti. Özellikle hanımağa ve Dilan bu haberden sonra daha da birbirlerine yanaşmışlardı. Gül'e karşı ikisi bir olmuştu sanki. Konakta artık yeni bir telaş başlamıştı. Altı ay sonra aralarına bir küçük ağa daha katılacaktı. Dilan'ın bebeğinin erkek olacağı müjdesi neredeyse bütün Urfa'ya verilmişti. Bebek için şimdiden davet veriliyordu bile. Dilan'ın ailesi Antep'ten Urfa'ya davet edilmişti. Büyük bir organizasyon yapılmıştı. Hatta bu yemeğe Hancıoğuları bile davet edilmişti. Ama onlardan geleceklerine dair bir geri cevap almamışlardı. Belli ki Maho ağa bu habere pek memnun olmamıştı. Maho ağanın gelip gelmeyeceği şimdiden merak konusu olmuştu.

Gül, bütün olanları uzaktan izlemekle yetiniyordu. O sadece oğlu ile ilgileniyordu. Selim'i bile görmezlikten geliyordu. Her ne kadar belli etmese de Dilan'ın bebeğinin erkek olmasına üzülmüştü. Selim'in oğlunu eskisi gibi sevmeyeceğini düşünüyordu. Ama bunu kimseye belli edemezdi. Özellikle de Dilan'a. Onu nasıl deli gibi kıskandığını gösteremezdi. Dilan onun istediği hayata sahipti. Sevdiği adama sahipti çünkü. Gül ise kendisini hep ikinci planda görüyor bu durum onun canını daha da çok yakıyordu. Nasıl bir sevdaydı bu. Gitse gidemiyor, kalsa kalamıyordu. Sanki bir araftaydı. Sevdiği adam ise ondan çok ama çok uzakta idi. Kapının çalınmasıyla Gül yönünü kapıya çevirdi.Gelen yine her zamanki gibi Havin'di. Gül, Havin'in gelişiyle gözlerinden akan yaşı hızlıca sildi. Havin zaten alışmıştı Gül'ün ağlamasına ama onun hala kendisinden bu durumu saklamaya çalışması içini acıtsa da görmemezlikten geldi. Çünkü gelin ablasının üzülmesine dayanamıyordu. Sonra ne için geldiğini hatırlayarak odanın içerisine girdi.

"Gelin abla, ağam hazırlansınlar diyor. Küçük ağamın aşısı için sağlık ocağına gidecekmişsiniz"

Gül, oğluna dönerek elinde oyuncağıyla oynayan oğlunun başını okşadı. Oğluna içtenlikle bakarak "Biliyorum Havin, ben hazırım zaten. Birazdan ineriz. Sen de hazırlan birlikte çıkalım."

Havin hemen telaşlanmıştı. "Ama gelin abla ben gelemem."

Gül, yönünü Havin'e çevirmişti. "Ne oldu Havin, neden gelemezsin?

"Şey gelin abla, gelemem işte." Diyerek sıkıntıyla tırnaklarını kemirmeye başlamıştı bile. Gül, Havin'in tavırlarından bir şeyler olduğunu anlamış gülerek ayağa kalkmış yanına gelmişti.

"Hayırdır Havin, orda seni endişelendiren bir şey mi var? Sakın bana iğneden korkuyorum falan deme. Merak etme aşıyı sen değil Barış olacak. Korkmana gerek yok yani."

"Yok gelin abla. Ondan değil. Bana kalırsa siz de oraya gitmeyin ama o ukala doktor ağamın arkadaşıymış ondan başkasına gitmez ağam." Demişti.

Gül bir an düşündü ukala doktor ve Havin'i birleştirdiğinde aklına gelen ihtimalle kahkaha atmaya başlamıştı. Havin, fena yakalanmanın etkisiyle başını yere eğdi ve konuyu değiştirme umuduyla hızlıca Barış'ın yanına gidip onunla oyun oynamaya koyuldu. Gül bu kaçışı anlamış ve gülmesi daha da artmıştı. Havin'e dönerek;

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now