Ne Olur Gitme!

2.9K 129 1
                                    


Selim, karısını ve kardeşini alıp evinin yolunu tutmuştu.

Gül, danstan sonra Selim'e hiç bakmamıştı. Eğer ona bakarsa gönlündekini, dile getirmekten korktu. Sessizce eve gidiyorlardı.

Selim ise her dakika karısına bakıyordu. Bu geceki yakınlaşmadan sonra Gül'ün gözlerinde gördüğü ışık onu umutlandırmıştı.Gül'ün gözlerindekini anlamlandıramıyordu ama bir yandan da o bakışların etkisinden kurtulamamıştı. Sanki aralarındaki engel kalkmıştı. Sanki karısının gözlerinde aşk vardı. Saçmalama Selim diyordu kendi kendine. İçkinin etkisiyle saçmalıyorum diye düşündü. Ama saçmalamak istemiyordu.

Eve geldiklerinde ,Berfin ikisine de "iyi geceler" demiş ve hemen odasına gitmişti. Onları yalnız bırakmak istemişti.

Selim ile Gül salonun ortasında öylece kalmışlardı. Salonun ışığını bile açmamışlardı. İkisi de gecenin etkisinden kurtulamamışlardı. Aralarındaki çekim hala devam ediyordu.

Gül, daha fazla salonda kalmak istemedi. Gözlerini Selim'den kaçırdı ve "iyi geceler" deyip arkasını döndü. Tam bir adım atacaktı ki. Bir şey onu durdurmuştu.

Selim, Gül'ün kolunu tutmuştu. Neden yaptı, niçin yaptı? Bunların cevabı yoktu. Sadece "gitme" dedi.

Gül, bir an afallamıştı. "ne anlamlı bir kelimeydi bu. Gül'ün bütün sıkıntılarını çözebilecek güçte bir kelimeydi bu. Gül'ün beklediği mucize bu kelimenin ta kendisiydi. Belki Selim, onun odaya gitmemesini istemişti ama Gül, için bu kelimenin anlamı çok büyüktü. Ondan kaçıyordu. Onu terk edecekti ve o da ona gitme demişti. Gitmek istemiyordu. Ama aklını karıştıran eski aşk, kalbini alt üst eden ela gözler, bir çıkmazın içine düşmüştü. Kurtuluşu bu "gitme" kelimesiydi belki de. Ama sarhoş bir adamın söylediği bir söze güvenemezdi. Usulca yönünü Selim'e döndü.

Ama Selim'in yüzüne bakmaya korkuyordu.

Selim aniden Gül'ün yüzünü avuçlarının içine aldı. Gül, istemsizce başını yukarı kaldırdı. Artık göz göze idiler.

"Yalvarırım, ne olur gitme!"

O gözlere bakıpta nasıl yalan söylenirdi ki? Gül, sevdiği gözlere doyasıya bakmayı tercih etti. Dudaklarından "gitmek istemiyorum" kelimesi dökülmüştü. O kadar sessiz söylemişti ki? Selim'in söylediğini duyup duymadığından bile emin değildi. Hafifçe yutkundu "ama mecburum" dedi."

Selim, tekrar "Gitme!"dedi.

Gül ün kalbi hızlı hızlı atıyordu. Selim'in karşısında dayanacak gücü yoktu. Onun gözlerinde gördüğü tutku delice Gül'ü Selim'e çeiyordu. Nasıl bir durumun içindeydi şimdi? "İçmeden sarhoş olmak bu olsa gerekti aklı başında değildi çünkü. Aşk sarhoşu olmuştu resmen. Selim ne yaparsa yapsın ona dur diyecek takati yoktu. Birbirlerinin nefes alışlarını duyuyorlardı.

Selim ellerini Gül'ün saçlarına koydu .Ne yapıyordu böyle? bilmiyordu ama kendisini durduramıyordu. Eğildi, artık Gül'ün dudaklarını arıyordu.

Gül nefes bile alamıyordu artık. Gitmeliydi burdan, bir şekilde kaçıp gitmesi gerekiyordu. Çünkü gözlerine vurulduğu o adamın aklı başında değildi. Onun sarhoş olduğunu biliyordu. Selim her ne yapıyorsa, içkinin tesiri ile yapıyordu. Ama onu durdurmak istemiyordu. Gözlerini usulca kapattı. Onun kokusunu duyuyordu. Ilık nefesisin usulca yüzünü okşamasını hissediyordu.

Bir anda o ılık nefes yüzünü okşamayı bıraktı. Dudaklarının üzerinde onun dudaklarını hissetti. O anda, Gül için dünya durmuştu. Onun sert, bir o kadarda istekli öpüşü Gül'ü hayal alemine sürüklüyordu. İlk öpücüğüydü ve nasıl karşılık vermesi gerektiğini bilmiyordu. Acemi olmaktan ilk defa nefret etti. Farkında olmadan onun öpüşüne karşılık verdiğini bilmiyordu bile. Şu anda aslında karşısındaki adam dışında hiç bir şey bilmiyordu. Zihni sanki bir kalemle silinmişti. Bu gece hiç bitmesin istiyordu. Bütün bedenini saran o kollardan ayrılmak istemiyordu. Gözlerini açmaya cesaret edemiyordu. Eğer açarsa gördüğü güzel rüyanın son bulmasından korkuyordu. Bu rüyayı yaşamak istiyordu.

Selim, usulca karısının dudaklarının tadına bakıyordu. Daha evlendikleri günün sabahı dikkatini çekmişti o incecik dudaklar. Belki de o an düşlemişti o dudaklara dokunmaya. Şimdi düşlediğinin ötesinde bir mutluluk yaşıyordu. Karısının ona karşılık verişinden, onun ne kadar acemi olduğunu anlamıştı. Bir ara hafifçe gülümsedi. Belki de karısı bir yerlerde yalan söylemiş olabilirdi. Karısı el değmemiş bir Gül dü. Aklına gelen düşünceler onun daha da mutlu olmasını sağladı. Karısını tutkuyla öpmeye devam etti. Ondan ayrılamıyordu. Ayrılmak ta istemiyordu zaten. Bu gecenin sonu ne olursa olsun, sonuna kadar gitmek istiyordu.

Dakikalar sonra, usulca dudaklarını birbirlerinden ayırdılar. Ama doyamamışlardı henüz birbirlerine. Gül, usulca gözlerini açtı. Kocasının mutluluk dolu gözlerine baktı. Karanlığın içinde bile parlayan o gözler Gül'ün aklını başından alıyordu. Usulca yüzünü kocasından uzaklaştırdı. "gitmek istemiyorum" dedi son defa. "ama mecburum" diyerek kocasının kollarından ayrıldı ve koşarak odasına yöneldi.

Selim, öylece arkasından baktı karısının. Biraz şaşırsa da, anlayışla karşıladı onu. Artık aralarındaki duvarlar yıkılıyordu. İlk adım fazlasıyla başarılı geçmişti. Önlerinde uzun bir yol vardı ne de olsa. Karısıyla aralarındaki bütün engelleri elleriyle yıkacaktı. Mutlu bir şekilde bir sure öylece kaldı.

Gül, odaya girdiğinde derin derin nefes aldı. Mutluluktan ölebilirdi. Ellerini dudaklarına götürdü. Dudakları hala yangın yeri gibi alev alev yanıyordu. Bu gece hiç bir şey düşünmek istemiyordu. Sadece birkaç dakika önceki yaşadıkları yeterliydi onun için. Elbisesini usulca çıkardı ve geceliğini giyerek, yatağına uzandı. Selim'in yattığı yere baktı. Birazdan o da yanına gelecekti. Onunla uyuyacağı için hem endişeli hem de mutluydu. Gözlerini sımsıkı kapattı ve yaşadığı şeyi zihninde canlandırarak yeniden yaşamayı arzu etti.


BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang