SEVDAM!...(VEDA)

5.8K 256 70
                                    

Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Gül oğlunun yatağının ucunda onu seyrediyordu. Oğlu melekler gibiydi. Mışıl mışıl uyuyordu. Oğlu hayatındaki en büyük mucizeydi, dünyanın başına yıkıldığını hissetiği anda sanki onun elinden tutup kaldırmıştı onu.Minik elini tutarak öptü koklaya koklaya. Onun varlığına bir kez daha şükretti. Her ne kadar Selim'in intikam bebeği olmasına rağmen yine de o sevdiği adamdan bir parçaydı onun için. Keşke o zamanlar kocası ondan intikam almak için onunla birlikte olmak yerine tıpkı bir saat önceki gibi aşık olduğu için birlikte olmuş olsaydı. O zaman yüreği böyle param parça olmamış olurdu. O zaman günlerdir yaşadığı sıkıntıları yaşamamış olurdu. Gözlerinin dolduğunu fark etti. Ağlamayacaktı, kendisine söz vermişti. Nasıl her şeyin üstesinden geldiyse bununda üstesinden gelecekti. Oğlunu son kez öperek ayrıldı onun yanından.

Dışarı çıktığında gökyüzüne baktı bir süre. Ay bile bu gece çok güzel gözüküyordu. Sonra yan tarafındaki odanın kapısına baktı. Sonra istemsizce eli karnına gitmişti. Vakti gelmişti artık Selim her şeyi öğrenmeliydi. Aslında gündüz söylese daha iyi olacaktı ama yeterince içinde tutmuştu zaten. Bu düşüncelerle derin bir nefes aldı ve odasının kapısını açtı. 

Yatağın başucuna geçmişti. Dışarıdaki ay ışığının ışığı pencerelerinden içeri süzülmüş odayı aydınlatmıştı. Bu sayede kocasının yüzünü daha net görebiliyordu. Yatağına uzanarak kocasının yüzüne aşkla bakmaya devam etti. Elleriyle yüzüne okşuyordu. Onun ela gözlerini kapatan göz kapaklarıyla oyalandı bir süre. Hafifçe gülümsemişti. Sonra da kocasına doğru eğilerek göz kapaklarını öpmüştü. Selim istemsizce hareket etmişti ama uyanmamıştı. Gül, vazgeçmeyecekti kocasını bugece uyandıracaktı. Tekrar göz kapaklarını öpmüştü sonra burnunun ucunu öptü sonra da dudaklarını öpecekti ki buna gerek kalmamıştı çünkü dudakları çoktan kocası tarafından esir alınmıştı bile. O da bu esirliğe boyun eğmişti. Tutkuyla öptü kocasını. Sonra aniden kocasının yanından kalktı.

Selim, karısının aniden yanından kalkmasına şaşkınca baka kaldı. Üstelik karısı çok tuhaftı bu gece. Karanlık odanın içinde bir ileri bir geri turluyordu. Yatağından doğrulmuş Gül'ün sabit durmasını beklemişti. Ama Gül'ün hiç durmaya niyeti yok gibiydi. Daha fazla dayanamadı. "Neler oluyor Gülüm. Gece gece nedir bu halin. Beni hiç olmadık şekilde uyandırıyorsun sonra da benden kaçıyorsun. Şimdi de müebbet yemiş suçlular gibi turlayıp duruyorsun odada. Neyin var senin?"

Gül, kocasının sözlerinden sonra durmuştu. Sonra yatağın içinde oturan kocasına baktı. söylemesi gerekiyordu ama nasıl söyleyecekti hiç bilmiyordu. Selim'in tepkisinden çekiniyordu. Niye onu durup dururken uyandırmıştı ki? keşke sabah yapsaydı bunu. Ama dayanamamıştı işte. Derin bir nefes aldı. "Benim sana bir şey demem lazım. Ama söyleyemiyorum. Çünkü ben..." demiş ve susmuştu.

Selim, işte o an canının yandığını hissetmişti. Çünkü Gül'ün ne diyeceğini tahmin ediyordu. belli ki Gül bebeklerinin artık olmadığını söyleyecekti. Üstelik çok da stresli gözüküyordu. Gül'ün kendisinden korktuğunu düşündü. Sabah doktorla konuşmalarını getirdi aklına. Duyacaklarına hazır mıydı bilmiyordu ama Gülüne yardımcı olmak zorundaydı. Onun bu halde olmasının sebebi kendisiydi ve hatasını düzeltmesi gerekecekti. Usulca yatağından kaktı ve karısının yanına gitti. Onun yüzünü avuçlarının arasına aldı. Ay ışığında bile çok güzel gözüken yüzünü inceledi bir süre. "Söyle Gülüm. Ne söylemen gerekiyorsa söyle. Benden çekinmene gerek yok. Sen ne söylersen söyle kabulüm." Demişti.

Gül, sevdiği adamın gözlerinin içine aşkla baktı. "Ben çok korkuyorum. Neden bilmiyorum ama çok korkuyorum. İlk defa böyle oluyor. Senin beni affetmemenden korkuyorum. Çünkü ben çok kötü bir şey yap..." demişti ki Selim ellerini dudaklarının üzerine koymuş ve susturmuştu onu.

BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI)Where stories live. Discover now